7| Beni sana çok gördüler

41 3 0
                                    

Ondan yaklaşık 5 gündür uzak duruyordum. Daha doğrusu zaten uzaktım daha çok uzak kalmak zorundaydım. Çaresizlik kadar gıcık bir şey yoktur bu hayatta. Sizi bir anda şair yapan aşk bir anda da hayattan soğutabilir. Yaslandığım kaloriferde ona daha çok bakarken o ise sadece Cemreyle konuşuyordu. Bir yerde okumuştum birine çok bakarsan psikolojik olarak direkt dikkati bozulur ve 'izlenme' hissine kapılır.

Etrafına bakınmak üzere kafasını sağa ve sola çevirdi. Ben etrafı inceleme rolü yapmaya başladım. Tekrar sohbete devam edince onun eşsiz simasını incelemeye devam ettim. Sarıgözlerinin altı hafif morlaşmıştı, çok fazla kafein kullanıyordu. Her teneffüs elinde bir kahve bardağı vardı. He bir de kendine has edebi eserlerden oluşan dizgin kitaplarından. En son 'Suç ve ceza'yı okuyordu. Sarı saçları rastgele tutturduğu siyah lastikle çıkan tutamlar depresyon görüntüsü veriyordu ama kimse bilmiyordu ki dersi matematik ti.

Bakış açıma koridoru dönen Bahadır girdi. Göz göze gelememek için hemen ellerimi yüzüme geçirdim. Yüzümü sıvazladıktan sonra ellerimi indirdim. Yanımda biri olduğunu fark ettim. "Selam" Sarı ve uzun saçları vardı. "Selam" soğuk bir şekilde cevap vermiştim. "Ben Gamze" adını söylediğinde ona baktım. Kahverengi gözleri vardı, beyaz teni ve orta boyu vardı. "Yanıma geldiğine göre adımı biliyorsun" diye hafif tersledim. "Evet" Bahadır'a verdiğim sözler aklıma gelince gözlerimi hızla kırpıştırdım. Allah bana yardım etmek için bir kul göndermişti ve ben bu kulu geri itiyordum.

Cebimde duran telefonu çıkartıp şifreyi girip ona uzattım. "Numaranı yaz" diye mırıldandım. Mutlu olmuşçasına elimden aldı telefonu ve yazmaya başladı daha sonra bana verdi. "Sevdin bakıyorum?" O sırada koridoru dönen Aliler ile mırıldanarak küfür savurdum. Berk piçimsi gülümsemesi ile yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı "Hayırlı olsun ağabey" gözlerimi devirdim "Eğer yanımdan kayıp gitmezsen seni cenaze marşıyla hayırlarım." Ali Berk'i ensesinden tutarak sınıfa soktu.

Zilin sesi duyulunca "Görüşürüz" diyerek yanımdan ayrıldı. Koridorun karanlığında kayıp giderken ben de sınıfa doğru bir adım attım fakat içeri girmemi engelleyen sesle yerimde dönüp ona baktım "Bro" Hala mı Broyuz? "Efendim?" Bahadır gülümsedi ve elini ensesine götürdü. "Teşekkür ederim dinlediğin için" içeri girdim. "Ağabey inanmıyorum sana, bir çocuk yüzünden kızı bıraktın ve aptal sarışına döndün."

Elimle sus işareti yaptım "Ya kızın tipi ne ama öyle değil mi kardeşim?" Diyerek Ali'ye döndü. Ali gülmemek için dudaklarını birleştirse de "Valla kanka Berk bile beğenmediyse bu işte bir sorun vardır" Ali'ye gözlerimi kısarak baktım. "Sen de mi?"

"Yani kusura bakma ama öyle"

Öyleydi sanırım.. Bilmiyorum.

Kalbinin atış hızını seviyorum, uzaktan bile duyabiliyorum.

Yaşadığını görmek ne güzel.

Çünkü ben her gece gökyüzünün karanlığında boğuluyorum.

Tutunabilecek yıldız arıyorum.

Sonra birden senin parlaklığın çıkıyor.

Sarı göz, benim ulaşabileceğim tek aydınlık senin parıltındı.

Ama söndürdüler onu da.

Beni sana çok gördüler.


Seversem Sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin