33. Bölüm

3K 117 11
                                    

Mert arsızca sırıtarak yanımıza geliyordu içimdeki Öfke gözlerimden çıkıyordu kalbim hızlıca atıyordu Bulut'un sesi sinirden kalınlaşmıştı yüksek sesle söyledikleri gecenin sessizliğine karşı meydan okuyordu ve tabiki merte

"Çabuk git burdan "

"Tamam hadi Dilek gidelim "

"O benimle kalıyor "

"Ya Tabi seninle kalsın da sabaha kadar burda bekleyin demi kızı hasta ediceksin bu soğukta "

İkisinin böyle anlamsızca kavga etmesi beni daha da sinir ediyordu onları daha fazla dinlemek istemiyordum ne Bulut'a ne de Mert'e güvenebiliyordum. İkisininde istediğini yapmak istemiyordum bu yüzden yola koyuldum onlar farketmemişti bile gittiğimi beni paylaşamadıkları için gittiğimin farkına bile varmamışlardı bi 10 dakika yürümüştüm gözden kaybolmuşlardı sesleri de gelmiyordu artık

Dizlerim ağrımaya başlamıştı ve üşüyordum soğuk hava yüzüme çarpıyordu göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı arkamdan gelen ışıkla arkama döndüm Mert'in arabasının olduğunu görünce  yürümeye devam ettim en sonunda araba yanımda bana ayak uydurmaya çalışarak ilerliyordu mert yavaşça camı açtı

"Hadi gel seni bırakayım "

"İstemiyorum ben kendim giderim "

"İnat etme eve kadar yürümeye kalkarsan donarak ölürsün "

"Ne güzel işte hepinizden kurtulurum "

"Onunda bi zamanı var ama şimdi benimle gel yüzüme bakmak yada benimle konuşmak zorunda değilsin sadece seni eve bırakacağım söz veriyorum hadi "

"Olmaz"

"Neden?"

"Çünkü sana güvenmiyorum ve ayrıca.."

"Ayrıca ney ?"

"Yok birşey "

"Hadi artık inat etme "

"Tamam ama bi şartla"

"Kabul "

"Dur bi şartımı söyliyim "

"Dinliyorum "

"Şey.. Bulut'u da alacağız "

"Olmaz"

"Peki " dedim ve yürümeye devem ettim

"Tamam ama sen öne o arkaya oturacak "

"Hayır ben arkaya siz ikiniz öne bineceksiniz "

"Tamam ikiniz yan yana oturmayın da"dedi ben arabaya bindim ve az önce Bulut'u tek bıraktığımız yere gittik

Bulut arabanın tekerleğine tekme atıyordu ve çok sinirli görünüyordu bizi görür görmez arabanın kapısını açıp kolumdan tutarak beni hızlıca arabadan indirdi ve sıkıca sarılmaya başladı o güzel kokusunu içime çektim tüm üşüme hissim yok olup gitmişti Kendimi hiç olmadığı kadar huzurlu ve güvende hissediyordum bu şekilde saatlerce durabileceğimi düşünürken bulut benden ayrıldı kollarımdan tutarak gözlerini gözlerime kilitledi öfkeli bakışları bile bana güven veriyordu

"Nerdesin sen!?!? Delirdim meraktan !!!! Neden haber vermeden gidiyorsun ?!?!?! Ayrıca bu pisliğin arabasında ne işin var "

"Sakin ol siz kavga etmeye başlayınca sinirlendim bende kendi başımın çağresine bakabileceğimi düşündüm mert de peşimden gelmiş .."

"Ha yani ben olmasam mert ilk geldiğinde de arabaya binecektin "

"Bana ergen kız tribi atmayı kes burda tek başına kalmanı istemedim o yüzden o arabaya bindim beni döndüğüme pişman etme "

"Tamam geldiğine göre yalnız değilim şuna söylede artık gitsin "

"Saçmalama, evet bende onunla gitmek istemiyorum ama tüm gece burda bekleyemeyiz mecbur olmasak bunu senden istemem hadi gidelim " dedim elinden tutarak

Siniri daha azalmış gibiydi elini tutmam onu ikna etmişti birlikte arabayabindik ama merte söylediğim gibi bir oturma düzeni olmamıştı bulut benimle arkaya oturmuştu ama ikimizde birşey dememiştik çünkü bulut öne otursaydı yada ben öne otursaydım büyük bir kavga çıkabilirdi

"Uykun var biraz yat da uyu ben seni eve taşırım "

"Gerek yok eve kadar dayanabilirim "

"Sana yat dedim " dedi ve kolumdan çekerek beni dizine yatırdı bende daha fazla itiraz etmeden ayaklarımı da uzattım mert dikiz aynasından kötü bakışlarını bize yansıtıyordu ama umrumda değildi sonuç olarak o artık benim hiç bir şeyim değildi

Bulut saçlarımla oynuyordu ve bu benim uykumu dahada ağırlaştırıyordu uzun parmakları saçlarımın arasından geçerken göz kapaklarıma engel olmaya çalışıyordum çünkü bu anın hiç bitmemesini istiyordum ama gözlerimin ihanetiyle uyuya kalmıştım

...

Uyandığımda odamda kendi yatağımda yatıyordum ne bir koku nede bir ses vardı yavaşça kalktım galiba bulut beni bırakıp gimişti lavaboya giderek soğuk suyu yüzüme çarptım yüzümü kurulayıp mutfağa gittim sıcak birşeyler içmeye ihtiyacım vardı kahve makinesine mazemeleri koyup o hazır olana kadar televizyon izlemeye karar verdim oturma odasına geçtiğimde şaşırmıştım bulut üçlü koltukta uyuyordu çok masum ve tatlı bir görüntüsü vardı ona tekrar aşık olmak istemiyordum tekrar aynı hatayı yapmamalıydım ama o kadar muhteşem bir manzara vardı ki önümde tam aşık olunası bir görüntüydü kolumu kapıya dayayarak onu izlemeye başladım uyanana kadar izleye bilirdim haberi bile olmazdı

Bir kaç dakika geçmişti ve ben bulutu izlemeye daldığım için kahveyi unutmuştum makinenin ötmesiyle kendime geldim hatta bulut bile uyanmıştı ama o beni görmeden ben odadan çıkmıştım mutfağa gidip kahveyi bardaklara doldurdum ikinci bardağı içmeyi düşündüğüm için fazladan yapmıştım

Bardaklara koyduğum kahveleri tepsiye koyarak tepsiyi de alıp oturma odasına geçtım bulut uyanmış saçlarıyla uğraşıyordu daha çok başını kaşıyordu ben içeri girince başını kaldırdı ve bana baktı mavi gözleri koyulaşmıştı Ve yeni uyandığı için kızarmıştı

"Günaydın "

"Günaydın , kahve yaptım içer misin ?"

"Hayır demem " dedi bardaklardan birini alırken

Kahveden bir yudum aldım ve tekrar masaya bıraktım

"Ben uyurken beni mi izledin yoksa bana mı öyle geldi "

"Sana öyle gelmiş"

"Peki "

"Arabayı ne yaptın aradın mı servisi "

"İyi hatırlattın az kalsın unutuyordum " dedi telefonunu çıkartıp bir numara tuşladıktan sonra bir dakika anlamında parmağını kaldırıp odadan dışarı çıktı ben o sırada kahvemi içtim ve bir kaç dakika sonra geri geldi

"Biz harika bir çift oluruz bak unuttuklarımı hatırlatıyorsun düşünemediklerimi düşünüyorsun birbirimizi tamamlıyoruz "

"Sen hiçbir şey düşünemediğin için olmasın onun doğrusu "

Yanıma geldi ve oturdu kolunu omzuma atarak beni iyice kendine çekti aramızda bir iki santim kalıncaya kadar yüzüme yaklaştı nefes alışlarım hızlanmıştı kalbim çok hızlı atıyordu ellerim buz kesmişti elimden tuttu ve ondan kaçırmaya çalıştığım gözlerimi gözlerine kilitledi

"Fazla naz aşık usandırır diye bir söz vardır ya "

"Eeeee"

"Sıkıldım Dilek inadından sıkıldım"

"Git o zaman "

"Gözlerin böyle kal diye yalvarırken Nasıl gitmemi bekliyorsun "

"Benim gözlerimin yalvardığı filan yok"

"Kalbin öyle demiyor ama Nasıl attığını hissediyorum "

"Nasıl ?"

"Böyle " dedi ve aradaki mesafeyi kapatarak dudaklarını dudaklarıma örttü

Ne kadar beynim izin vermesede kalbimin sesi onu öpmem gerektiğini söylüyordu dudaklarımda tam onun sözünü dinleyecekken kapı çaldı

Kıskanç sevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin