21. Bölüm

4K 258 2
                                    

Sabah erkenden uyandım son bir aya göre fazla bile uyumuştum Mertle Konuşmak gerçekten iyi gelmişti bir süre yataktan çıkmadan sadece etrafı inceledim daha dün bana göz yaşlarını anımsatan tavanlar şimdi sıradan ve boş geliyordu duvarlar Kanı değil yalnızlığı simgeliyordu parkelerdeki ayak sesleri kaybolmuştu gerçekten iyi gelmişti ama beni rahatsız eden bir şey vardı mert de beni tedirgin eden bir davranışı vardı ama daha ne olduğunu çözememiştim değişikti içimde annem ve babamın eksikliği dışında Bulut'un da eksikliğini hissediyordum o günden sonra defalarca aramıştı ama hiç konuşacak durumda olmadığım için Hiçbirini açmamıştım bir süre sonra o da pes etmişti ne Arıyor ne de soruyordu ben bunları düşünürken Erva uyandı hemen kendimi bu düşüncelerden sıyırıp gerçek Dünya'ya dönmeye çalıştım ve uzun süre sonra ilk kez başardım

"Günaydın"

"Günaydın uyumadın mı yine ?"

"Uyudum "

"Peki bu iyi birşey demi yani iyi misin?"

"Evet bu durumda olunula bilecek en iyi durumdayım"

"Sevindim seni üzgün görmek hepimizi üzüyor" hafifçe gülümsedim ve ayağa Kalktım yavaş ve temkinli adımlarla Ervanın yanına gidip ayak ucuna oturdum oda Yanıma doğru kaydı

"Bu gün Can Ceren ve Mete gelicek bir yerlere gidelim mi senin de kafan dağılır"

"Olabilirdi ama benim başka bir işim var"

"Ne işi"

"Çok önemli bir şey değil siz gidin"

"Peki sen bilirsin" ayağa Kalktım yine yavaş ve temkinli adımlarla elimi Yüzümü yıkamaya gittim

banyoya girdiğimde daha önceden farketmediğim bir çok şeyi fark ettim daha önceden üzüntüm gözümün önüne bir perde indirmişti şimdi o perde kalkmıştı ve gerçekleri görüyordum duygularımın yansıttıkları Düşünceleri ve görüntüleri değil sırayla dizilmiş beş duş kabini Kapıların üstü yazılı çürümeye yüz tutmuş kapılarıyla girişte hemen Göze çarpıyordu başımı çevirdiğimde ayna olduğuna bin şahit beş ayna ve bir tanesi kırık beş musluk her banyo beş Kişilikti zaten elimi musluğa uzatarak açmaya çalıştığım zaman az Kalsın musluk elimde kalacaktı çok gevşemişti musluğu açarken sürekli oynuyordu elimi ve Yüzümü yıkadıktan sonra musluğu yine aynı zorlukla kapattım elimi Yüzümü kurulamak için havlu Aradım ama bulamayınca tişörtümün eteklerinden tutup yüzüme götürdüm Yüzümü sildikten sonra odaya döndüm kıyafetlerimi değiştirip yatağımı düzelttikten sonra yatağın üstüne oturdum

Erva yoktu biraz telefonumla uğraştıktan sonra Erva içeri girdi

"Bizimkiler geldi en azından aşağı gelde bir selam ver iyiyim filan de merak ediyorlar seni"

"Tamam" sesim isteksiz olduğumu bağırıyordu ama onlarda haklıydı ben olsam bende endişelenirdim Aşağıya indik

dışarı çıkınca Güneş'in ışıkları Gözlerimi ağrıttı sanki Gözlerim arkadan geriye doğru çekiliyordu bir süre sonra kendine geldi biraz yürüdükten sonra çardağa geldik Mete Ceren ve Can bizi bekliyordu biz gelince ayağa kalktılar Ceren hemen Yanıma gelip bana sarılırken Can da Ervayla sarıldı sırayla herkesle sarıldıktan sonra ben Ceren'in kolundan tutup ayağa kalkarak

"Biraz yalnız Konuşa bilir miyiz?"dedim hemen kabul etti zaten hızla biraz ilerdeki banka oturduk

"Sana bir şey sorucam?"

"Evet?"

"Mert nasıl biri?"

"Bi saniye Mert ne alaka?"

"Dün bizim evin ordaki parkta biraz lafladık da"

"Sen Mertle mi lafladın"

"Evet bi sorun mu var?"

"Hayır bak beni hiç dinlemediğini biliyordum ama keşke dinleseydin "

"Bi sorun mu var?"

"Evet bak yanlış anlama Mertle aranızda birşeyler olması beni ilgilendirmez Mert eski bir meseleydi bitti gitti kıskandığımı düşünmeni istemiyorum ama Mert den vaz geçmemin hatta okulumu değiştirmemin bazı sebepleri var ilk başta Mert'in egoist olduğunu ve bu Yüzden bana yüz vermediğini düşündüm daha da üstüne gidince gerçekten kötü biri olduğunu gördüm yani gördüklerimi anlatamam ama keşke görmeseydim "

"Ne gördün?"

"Üstüme gelme iyi durumda değilsin bunları duymak seni dahada kötü duruma sürükler"

"Hayır ben iyiyim Ceren Söyler misin!?!?!"

"Hayır söylemem" hızla ayağa Kalkıp Diğerlerinin yanına gitti onların yanında cerenle tartışmak istemiyordum o Yüzden bu konuyu ertelemeye karar verdim ama bu kapattığım anlamına gelmiyordu daha sonra tekrar konuşacaktım cerenle

herkes ayaklandı gidiyorlardı hepsi sırayla benimle vedalaştıktan sonra en son sıra Mete'ye geldi kulağıma Eğilip

"Bunu Bulut gönderdi "dedi ve elime bir kağıt sıkıştırdı onlar giderken ben Yavaşça oturdum elimdeki kağıtla bakışıyorduk siyah ve dörde katlanmış bir kağıttı ve üstünde beyaz yazıyla
"Sevgilime" yazıyordu kendimi kötü hissediyordum kalbim çıkacak gibiydi kağıdı bir kez daha katladıktan sonra cebime sıkıştırıp ayağa Kalktım

evet benimde içimde kötü bir his vardı ayrıca cerende beni uyarmıştı ama saat dünküyle aynıydı ve ayaklarım beni parka götürüyordu bu sefer adımlarım hızlı ve umursamazdı parka gelince dünkü oturduğum banka baktım Mert oradaydı yanına gidip oturdum

"Ne o birşey anlatmayı mı unuttun"dedi alaycı bir ses tonuyla

"İstemiyorsan dinlemek zorunda değilsin"

"Hayır hayır şaka Yaptım Tabiki dinlerim"

"Duyduğuma göre kötü çocukmuşsun "

"Beni mi araştırdın?"

"Yani sayılır"

"Kötü çocuk olmam seni korkuttu mu?"

"Hayır ayrıca senin gibi bir kötü çocuk benim eski sevgilim olur"

"Neden ayrılmıştınız?"

"Seni pek ilgilendirmez ama senden birşey istiyecem"

"Tabi"cebimdeki kağıdı çıkartıp ona uzattım

"Bu kağıdın içindekileri okur musun? Yani okumam iyi mi olur kötü mü?"

"Tamam" dedi ve elimden kağıdı Aldı katlarını açarak okumaya başladı umursamaz bir yüz ifadesi vardı çok kısa süre sonra kağıdı geri katlayıp bana uzattı ya çok hızlı okuyordu yada içindeki yazı çok kısaydı

"Okuya bilirsin bence bir şey değiştirmez "

"Teşekkürler artık benim kalkmam Lazım "

"Yarın yokum işim var ama ertesi gün aynı saatte burda bekliyecem"

"Senin ne işin olabilir ki?"

"Kötü işler" dedi alaycı ses tonuna eşlik eden kahkahasıyla gülümsedim ve elimi çok kaldırmadan salladım oda el sakladıktan sonra yola koyuldum hızla yetimhaneye gittim

odaya çıkıp yatağının üstüne oturdum yemek saati olduğu için kimse yoktu kağıdı açıp okumaya başladım o kadar Acıklı değildi ağlanacak birşey yoktu ama göz yaşlarım durmak bilmiyordu Okumayı bitirdikten sonra kağıdı cebime sıkıştırdım göz Yaşları beni o kadar yormuştu ki kıyafetlerimi bile değiştirmeden uyuya kalmıştım

Kıskanç sevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin