13. Bölüm

100 4 0
                                    

Uvvv... bu bölüm biraz ekşınlı:))

Yorum ve oylarınızı beklerim.

İyi Okumalar^^


13. BÖLÜM



Demir sinirinden kayayı bile eritebilirdi. Evden kendini zor attığında telefonuna gelen konumla adrese gitti. Gittiği yer şehirden uzakta terk edilmiş fabrikaların olduğu araziydi. Tek başına gelmişti buraya pusuya düşürülmesini bile göze alarak. Ve yanında sadece cebinde taşıdığı çakısından başka bir şey yoktu. Alandan içeri girdiğinde endişelerinin yersiz olduğunu biliyordu. Aldığı eğitimler doğrultusunda birçok yakın dövüş tekniği biliyordu. Bir dönemeçten daha döndüğünde karşısına siyah giyimli bir adam çıkıp sürgülü kapıyı ardına kadar açtı.


İçerden çıkan asker durup selam verdiğinde hem yürüyüp hemde konuşmaya başladılar.


"Komutanım sizi buraya çağırdığım için üzgünüm. Ama duruma bakmanızı istedim. Elinizdeki dosyada içeride ki adamların bilgileri yazılı ve yapılan araştırmalarla da bu ispatlandı."


"Peki adamlar kim ve ne iş yapıyor." Diye sordu. Soğukkanlılığından ödün vermeden,


"Bu adamlar pek önemli işleri yok. Maşa olarak kullanılmak üzere ayarlanmış birkaç adam. Ve çoğu da mafya veya mafya olmaya çalışanlar grubunda."


"Anlıyorum. Sadede gelirsek?"


"Ihım...Kemal Sağlam. İstanbullu yer altı işlerinde başı çeken ve oldukçada sözü geçen biri. Ve kanun önünde kayda değer göze görünen pek bir suçu yok adam temiz görünüyor. Ama yaptığı evrak sahteciliği, tarihi eser ve en önemlisi uyuşturucu kaçakçılığıyla bağı var."


"Niyazi Eran. Bu da bunun ortağı. Sağlam ailesinin aile dostu. Ve avukat işinde iyi, başarılı. Muhtemelen kanunla ilgili konularda fikir veren de bu."


"Son olan bu işlerden bağımsız ve yeni biri gibi duruyor. Hala araştırıyoruz. Ve gerisi de karargahımızda sorgulanmak üzere bekliyorlar."


"Tamam bu kadar yeter. Bu adamlar bizim oraya geleceğimizi biliyordu. Ama içerdeki adamlarımızdan da bu yönde bir bilgi,uyarı elimize geçmedi. Ve koskoca MİT teşkilatı böyle ucuz bir kumpasa düşecek kadar da saf değil" dediğinde siniri sesine yansıyıp etrafa donduracak derece sertleştiğinde karşısında ki asker irkilip karşısında dikilmeye devam etti.


Odalardan birine girdiğimde kaşı gözü patlamış hatrı sayılır dercede dayak yemiş adama yürüdüm. Orada bulunan eski sandalyelerden birini alıp ters çevirip oturduğumda adamla gözgöze geldik. Adam ona bakışımla sert ve sinirli bakışlarını bana fırlatırken bu ölüm sessizliğini bozarak konuşmaya başladı.


"Sana bir şey anlatmayacağımı biliyorsundur umarım."


Aşk'a EngelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin