2. bölüm

378 45 5
                                    

*hikayeye şans verin bir şey kaybetmezsiniz arkadaşlar! İyi Okumalar^^

*Bir soru; hikayenin geçtiği yeri belirtmiyorum. sizce belirtmeli miyim? önerilerinizi bekliyorum. 

Oy veya iyi kötü eleştirinizi bekliyorum.


 

 


2. BÖLÜM

Balo yeri olarak beş yıldızlı büyük bir otelin salonunu kapatmışlardı. Otel gökdelen tarzda inşa edilip her koridorda on oda olacak şekilde dizayn edilmişti. Ve asansörle çıktığınızda belli bir kat sonrasında asansör şifre istiyordu. Şifre istenilen kat özel misafirlerin suit diye tabir ettikleri aslında suite benzemeyen içi daire mantığına uygun şekilde döşenmiş odacıklardan oluşuyordu.. Bu kişiye özel suitler vip olup dışarıdan şifre ve oda numarası söylenilmediği taktirde kalan kişinin kimliğini saklayabilme özelliğine sahipti. Ve birçok misafirinde işine gelen bir uygulama olup davetsiz misafirlerin önüne geçilmiş olunuyordu.

Davet yerine girildiğinde ilk önce davetliler kabanları varsa onlar alınıyordu. Sonra ellerine verilen kartlar sayesinde oturacakları masaya ilerlerken içki servisi de başlamış oluyordu. Salon boyunca birçok davetli vardı. Bunlar Mankenler, İş Adamları ve birkaç tane de cemiyet hayatından uzak kalmak istemeyen Vekilden oluşuyordu. Basın geceyi canlı yayından verip kısa röportajlarla davetliler arasında dolaşırken görkemli otelin her açıdan görünmesini sağlayıp bir anlamda reklamını yapıyordu.

Davetliler Hollywood'lu film yıldızları gibi kırmızı halılarla karşılanıp birebir ilgilenilirken patlayan flaşlar yarının gündemini çoktan belirlemiş oluyordu.

Elvin etrafa tanıdık bir sima görmek amacıyla bakınırken göremeyip sıkıntıyla kadehine kafasını eğdi. Kadehini içinde ki sıvıyı dökmeyecek ama hareket ettirecek derecede dairesel hareketle çalkalarken düşündü. Bu tür ortamlardan sıkılıyordum. Aslında yapmacıklığı sevmiyordum. Oysa Ayten olsa dakikasına eğlenilecek bir şey bulurdu arkadaşı onu özlemişti. Şöyle bir bakınca etrafa her yerde birbirlerini hiçte hoşnut olmayan gözlerle seyreden insanlar, birbirinden gram hoşlanmayan, yakınlıktan uzak gösteriş budalası insanlarla doluydu. Esas haz etmediğim grup yani diye aklından geçirdi.

Oldum olası böyle insanlardan haz etmezdi. Bu tür şeyler ona hep yapmacık, bayağı gelirdi. O annenin yavrusunu severken ki saflığı,doğallığı severdi. Ne yazıkki bu devir tamda milletin arkasından iş çeviren,yüzüne gülüp arkasından demediğini bırakmayan kişilerle doluydu...

Salonu Bethoven'ın klasik müziği doldururken Elvin sonundan tanıdık hemde çok tanıdık o simayı gördü. Ve hatıralar birbir aklına düşerken bakmayı sürdürdüm.

Günlerdir peşimi bırakmayan her gittiğim yerde gördüğüm o lacivert gözler...Onu unutmamıstım her zamanki yakışıklılığıyla göz dolduruyordu. Bir yüzücüye benzeyen kalın pazulu geniş omuzları giydiği takım elbisesini dolduruyor onu daha da çekici yapıyordu. Zaten o 1.90'lık boyuyla gizlenmek bir yana aydan bile görünürdü muhtemelen. O derin okyanus mavilikleriyle yine içimi titretmeyi başarıyordu. Her yerde beni takip ediyordu. Gittiğim, katıldığım her yere geliyordu. Onu unutmaya çalıştığımı görüyor yinede bırakmıyordu peşimi. Ne yapmaya çalıştığını bir anlayabilseydim be adam! Diye düşünürken anlık bir fikirle adımımı ona doğru attım.

Aşk'a EngelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin