Evet +18 koydum çünkü bunu koymama degecek sahneler var bölümde. Okuyup oy veren herkese şimdiden teşekkürler.
İyi okumalar^^
Çalan şarkılar Otilla ve Enrique İglesisas ve Nicky Jam
Multi teomandan bana öyle bakma şarkisi bölüm sonu için aklinizda bulunsun:)
17. BölümBar'ın önüne geldiğimizde bu yeni açılan yerin ne kadar güzel ve görkemli olduğunu düşündüm. Poseidon açılalı neredeyse aylar olmuştu ve daha yeni gelme imkanı bulmuştum. Burayı çok hoş bir çift yönetiyordu. Aylar önce ofisime uğrayıp açılış için davetiye vermişlerdi. Tabi ki nazikçe reddetmiştim. Şimdi bu ferah bir o kadar da hareketli mekandan içeri girerken Otilla'nın müziği kulaklarımı doldururken daha önce gelmediğim için kendime kızdım.
Kulaklarımdan sızan bu müzik tüm vücuduma tatlı bir kıpırtıya boğarken Berk'in koluna girip kalabalığın içerisinde ilerliyoruz. Bu tıklım tıklım yerde yer bulabildiğimize sevinip yerlerimize oturduğumuzda Berkten beklediğim soru geliyor.
"Ee anlat bakalım neden buradayız" dediğinde kaşlarımı çatıyorum. "Bakma öyle senden beklenecek hareketler değil bunlar."
Pes ediyorum. Berk beni her yönümle tanıyor. Ki bu yaptığımda tüy dikmekten başka bir şey değil. Sıkıntıyla "Sadece bir şeyler içsek olmaz mı?" diyorum. Ve buna karşılık baş onayı aldığımda içkilerimizi söylüyoruz.
Bir süre sonra artan gürültüyle bağırarak "Hadi dans edelim" diyorum. Kalabalığa karışıp özgürce dans ederken yenilendiğimi hissederek hareketlerim artarken uzun zamandır olmadığım kadar hareketli hissediyorum kendimi. Berk'e bakarak gülümsediğimde arkasında gördüğüm yüzle gülümsemem yüzümde donuyor.
Berk de bunu fark ederek baktığım yöne bakarken gözlerimi kırpıştırıyorum. Etrafa merakla bakınırken bunun sadece bir göz yanılması olup olmadığını düşünüyorum. Ama eğer o ışıkların altında ki oysa onu atlattığımı kesinlikle görmeli. Bu yüzden o burada olsa da olmasa da Berk'in dikkatini kendime çekerek gülümseyerek kaldığım yerden hareketlerime devam ediyorum.
Nefeslenmek amaçlı yerimize döndüğümüzde buzlu meyve suyumdan bir yudum içip arkama yaslandığımda "Ne kadar çok oynadım. Bundan sonra hep yapacağım bunu" diyorum. Ben içeceğimi içerken Berk elindeki alkolü az içkisinden bir yudum alıp meraklıca "Elvin az önce sahnede birini mi gördün?" diye sordu.
İçeceğimi gözlerimi dikip pipetle buzlara vururken "Hayır görmedim" dedim. "Elvin bana bakar mısın?" ona bakışlarımı yönelttiğimde "hayır görmedim o sıra biri beni elledi zannettim. Sonunda söylettin yani." Dedim inanmasını umarak gözlerimi kırpmadan ona bakarken etrafa bakıp içeceğinden koca bir yudum aldı. " Daha dikkatli olmalıyım o zaman. Kalabalıkta yaşamayacağımız bir olay değil."diyor. Onun bu sahiplenişine başımı sallarken sıradaki çalan hareketli parçayla kendimi sahneye atıyorum. Bugün olabildiğince dans edecektim. Eski Elvin eğlenmeyi bilmeyen bir robota dönüşüyordu. Ve ben bundan hiç memnun değildim. Bu işe eski halimden yavaş yavaş sıyrılarak devam edecektim. Şimdi ise dansın sakinleştirici etkisine kendimi bırakacaktım.
Yanımda arkadaşımı bana eşlik ederken bulduğumda "El Perdon" da dans etmeye başladık. Enrique ve Nicky Jam'in sesi eşliğinde kıvrakça dans ederken adımlarım geri-ileri, sağa sola giderken diğerinde belimde ki eller elimden tutup adeta salsa yaparcasına beni ileri iterken herkesin aynı şekilde dans edip eşlik edişini gördüm. Şarkının rap bölümünde birbirinden değişik figürler sahnede can bulurken bir süre alkışlarla onlara eşlik ediyoruz.
Hem gülüp hem dans ederken kollarımdan tutulup bir oraya bir buraya giderken eğleniyordum.
Gece bittiğinde hala olduğum yerde hafif çakırkeyif sallanıp şarkı söylerken Berk bana bakıp "İyi ki seni ben almışım yoksa ne olurdu düşünemiyorum" dediğinde yola odaklandı. Ona gülümseyip "Çok konuşma sür!" dedim gözlerim kapanırken hayal meyal arkadaşımın bana bakarak baş salladığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a Engel
Genel KurguKAYBET! Elvin hayatta idealleri olan bir kadındır. Sonunda istediği üniversitede okuyabilme şansı elde etmiştir. Ama bir gün okyanuslar kadar derin o mavi gözlerle karşılaştı. O derine çektikçe içinde kayboldu hapsoldu. KAZAN! Demir sırlarla dolu...