Bölüm 1 (part 2)

339 25 3
                                    

    -Baba sorun nedir. Kalbin iyimi???? - Salman babasının yanına geçib oturdu. İki gün önce kalp sıkışmasından dolayı hastaneye kaldırılan babası her ne kadar iyi görünsede gözlerinde Salmanın anlayamadığı bir şeyler vardı:

-Oğlum şimdi sakince beni dinlemeni isdiyorum. Lafımı bölmeden sonuna kadar.- babası Salmanın gözlerinin içine bakıyordu.

- Baba ne olduğunu söylermisin artık endişeleniyorum.- Avuc içlerini sıktı. Babası bir kaç saniyelik durdu, derinden nefes aldı ve yutkunarak lafa başladı.

- Bu güne kadar ne isdediysen yapdık. Annen ve ben seni hiç kısıtlamadık. Ayrı eve çıkmak isdediğinde bile. Şimdi bakınca bir yanım çok mutlu ünlü bir bestecisin. Oğlumla qurur duyuyorum. Amma bu zamana kadar bu kapıdan içeri asla bir kızla gelmedin. Asla doğru-dürüst bir ilişkin olmadı. Hep zamana bıraktık amma atlattığım bu hastalıktan sonra anladım ki hayatı kontrol etmek mümkün değil. Be-ben annenle düşündük ki ... - bir az doğrulduktan ve belini düzelltib annenin " başiyla hadi"- der gibi onay vermesinden sonra babası yeniden Salmanın ifadesiz ve onu tüm kulaklarını açıb dinlemekte olan yüzüne bakdı: -Biz annenle düşündük ve karar verdik ki, senin evlenmen lazımvebuseninyararınaolucak! - Babası nefesini vermeden bir çırpıda söyleyip boncuk gozlerini büyüterek oturduğu yerden ışın hızıyla ayağa kalkan oğlunu sakinleştirmek istercesine çırpındı sanki:

-Bu ne biçim bir saçmalık böyle!!!! -Salman o an neredeyse çıldıracağına emindi. Annesi bir anda bağırdı:

-Hayatım sakin ol!!!! - Babasının kötüleşdiyini görünce sanki bir an uykudan uyanmış gibi sakınleşti ve babasının kolundan tutub oturttu: -Sakin ol baba özür dilerim tamammı?! İsdediyini yapacağım yeterki sakin ol. Sana bir şey olmasını istemiyorum. - Babası kalbindeki acının nası yok olduğunu anlamadı. Biricik oğlunun saçlarını okşayıb :

- Emin ol senin için kötü olan bir şey yapmayız. Sen bizim ailemizsin Salman. Ve şimdi kendine bir aile kurman gerek. Eğer ki, kalbinde biri varsa kim olursa olsun fark etmez senin kararına güvenip destekleyeceyiz. -Babası bu kelimeleri öyle yavaş ve sakin söylüyordu ki Salman bir an gerçekten kötü fikir olmayacağına inandırdı kendini:

- Hayır kalbim de kimse yok. Yüzünde ufak belli olması zor bi gülümseme oluşdu: - Ben onları sevmeyi değil yatağa atmayı seviyorum- içinden geçirdi.

- O zaman senin için seçtiğim kızla evleneceksin. Yarın istemeye gideceğiz. - Babası gülümsüyordu içten-içe:

 -Baba yangından mal mı kaçırıyorsun.....

        'Tanımadığım birini istemeye mi gideceğiz. Zaten lanet olasıca tanısam ne değişecek ki... Zaten...' Bu düşünceler ve bu günün verdiği sıkıntıyla Salman evine dönüp yatağında uyumaya başlamıştı. Aslında bu onun tarzı değildi şu sıralar barda elinde içkisini yudumlarken kendi zevkine göre birini araması gerekiyordu. Amma bunu yapmayı nedense istemedi....

        -Kızımızı görmeyi cok isdiyorduk bu gün. -Salmanın babası üzgün bir şekilde ifade etti. Hangi kız kendi istenme töreninde olamaz. Bu bir azcık kötüye işaretmiş gibi:

-Aniden geleceğinizi öğrendik. Kızımı köye ablasını ziyarete yollamışdık. Ve sabahta aramamıza rağmen yalnız 1 saat evvel telefonunu açtı. Şarj aletini kayp etmiş ve tüm gününü evden kenarda geçirmiş. Ablası onu bulduğunda otobüsün geçme saati çokdan bittiği için gelemedi bey efendi. - Kızın babası uyğun bir dille izah etmeye çalıştı.

  Salman kapının açıldığı ve içeriden eski bahçıvanlarının çıktığını gördüğündeki şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı: '-Baba ne planlıyorsun... Allah aşkına çok qaripsin.... El-alem oğluna zengin kız bakarken sen bahçıvan kızıyla mı evlendiriyorsun beni.'  İstemeden yüzünde gülümseme oluştu: - 'Uh bahçıvanın bir kızı olduğunu ben neden bilmiyorum. Asla onu görmedim. Nasıl acaba?? ... Immm lanet olsun nası olduğu umurumda değil. Sadece yapışkan biri olmasa bari. Onu başımdan deff edemeyeceğime göre aklına sokmam gerek nası biri olduğumu ve onunla ne için evlendiğimi. Ah baba beni nasıl bir şeyin içine sürüklemeye çalışıyorsun sen...'

- Sebebi ziyaretimiz .... Gerisindeki Salman için "faso fiso" olan bu rutinleri dinlemekten canı sıkılmanın doruğundayken az kalsın uyukluyordu. Bu hiç normal değil. Evlilik ona iyi gelmiyordu.

Akşamdan hayli geçmiş Salman evinin kapısının yanında arabayı durdurdu. Eve girip sanki günlerdir uykusuzluk cekmiş biri olarak kafasını yastığa gömdü.

1 ay geçmişti. Salman güneşin onu rahatsız etmesiyle gözlerini yarım-yamalak açtı ve tekrar kapadı:

'-Yarın büyük gün baban seninle qurur duyuyor oğlum!.  Beni utandırma ve karına iyi bak. Onu benim anneni sevdiyimden daha fazla sev!!!! -' Salman babasının laflarını hatırladı ve gözlerini açtı. Lanet olsun bu gün yüzünü hiç gormediği biriyle evlenicekti. Nişan günlerinde kız evden nişan salonuna gelirken ayağını burkmuş hastaneye gitmesi gerekmişti. Nişanı misafirlere ayıp olmasın diye gelin olmadan yapmışlardı. Salman daha sonra babasının dahiyane fikrine uyup hastaneye gitse de kızın ondan yarım saat evvel ayrıldığını öyrenip geri dönmüştü. Bu güne kadar aile yemeği de verilmişti. Lakin bu zamanda Salman acilen studyodan çağırılmış ve kız trafikte sıkışdığı için zaten geçikdiği yemekte Salmanı görememişti. Hep bir aksilik onları izlemişti. Amma bir keresinde Salman kızla konuşma fırsatını bulmuştu. Yeni akrabalarını ziyarete gitmişlerdi. Salmanın burda olmasının sebebi kızla konuşmaktı. Fazla bir şeye umutlanmaması için. Amma kızı tam babası içerden çağırdığı an ışıklar sönmüştü. Salman yine de karanlığa ramen kız mutfağa giderken peşinden gitmiş arkası dönükken kıza sadece babası isdediği için onunla evleneceğini söyleye bilmişti.

Şimdi kalkiğ hazırlanması gerekliydi. Adeta yalnız uyuduğunda Salman üzerini çıplak bırakıp altında patolonla uyuyordu. Ayağa kalktı ve tamamen çıplak olduğunu anladı. Etrafa bakınınca ayağının yanındaki pantolonu aldı, giydi ve birden aklına bir şey gelmiş gibi başını geri attı. Lanet olsun. Yatağını dün gece yine biriyle paylaşmıştı. Iç geçirdi: - en azından isimlerini sormam gerek böyle kendimi azcık adi gibi hiss ediyorum. -Arkadaşlarının deyimiyle "sinir bozucu" bir şekilde gülümsündü.

Banyo, yemek, kızı yollamak gibi bir sürü 'onun için rutin olan' bütün işlerini bitirdi ve damatlığını almaya yöneldi.

Düğün salonunda artık her şey hazırken kızın yüzüne bile bakmayı akıl etmemişti. Salman sadece ilgilenmiyordu.

Artık evlendiklerinden 3 gün geçmişti. Bal ayı için geldikleri otel odasında geldiği günden bu yana eğlenmekten yorulmayan Salmanın aksine, odasından 1 kere bile çıkmayan kızın kapısına yaklaşıp  gitme vaktinin geldiğini haber veriğ, kapıya yönelen Salman hala kızın neye benzediğini bilmiyordu ....





Cezası AŞK (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin