8. BÖLÜM

22 2 0
                                    


Yatağıma yatmış tavanı seyrederken, Yağmur'un sorularına yarım yamalak cevap veriyordum. Aklım Doğukan'da kalmıştı. Bana ne yapıyorsun demişti. Bunun anlamı ne olabilirdi? Beni sevme ihtimali yoktu her halde.

Yağmur koluma cimdik attığında kısa bir çığlık atarak yatakta doğruldum ve bağdaş kurarken, boş olduğunu düşündüğüm gözlerimi Yağmur'un gözlerine dikerek " ne var ne?" dedim. Yağmur elini kaldırdı bir anda. Bana vuracağını düşünerek gözlerimi sıkıca kapatarak başımı önüme eğdim ve başıma gelecekleri beklemeye başladım ama Yağmur düşünce tezimi çürüterek içten bir şekilde sarılıp ağlama başladı. " Aptal kız, ben sana ne zaman vurdum ki korkuyorsun b-benden? Ne yaptı o çocuk sana böyle? " derken hıçkırıkla karışık derin bir nefes aldı. Onu kendimden ayırarak yanaklarını avucumun içine alarak " Anlatmamı istiyor musun" dediğimde gözleri parladı ve "ne duruyorsun anlatsana" dedi. Onun bu ani duygu değişikliğine şaşırırken çocuksu tavrına gülmekten kendimi alamadım. Güldüğümü görünce, kafasını eğerek bana aşağıdan baktı ve "delirdin sen kendin başka anlamı olamaz bunun" dedi ve gözleri büyümeye başladığında ellerimi teslim olmuş gibi havaya kaldırarak "yakaladınız beni susma hakkımı kullanıyorum" dedim.

Yağmur gülerek şakayla karışık omzuma yumruğunu geçirdi ve ben "acıdı ama" diyip dudaklarımı büzerken yumruk yaptığı eline bakıp öperek "anlatmaya başlamazsan daha serti gelecek" dediğinde ellerimi hızla birbirine ters yönde sallayarak "tamam tamam" dedim ve ne geçtiyse başımdan en ince ayrıntısına kadar, kendi hissettiğim duyguları dahil anlattım. Yağmur'un ara sıra ağzı O şeklini alırken arada gözleri dolup ellerimi tutuyor ve şefkatle bakıyordu. Son iki saat önce kafeden sonra olanları da anlatınca "kızım bu çocuk sana tutulmasın bak yakarım paçasını" dediğinde güldüm ve "orasını ben bilemem. Bana değil ona soracaksın" dedim. Yağmur sakinleşip "babana analatacak mısın peki?" diye soruğunda gözlerimi kocaman açarak "sakın Yağmur sende bahsetme bu konudan o adamın beni yeniden kaçırmasını istemiyorum bak zaten bunca şey yaşadım, babama anlatırsam bu sefer tamamen bana odaklanarak kaçırır beni ve evlenmekten bahsetmiyorum. Kalan işkenceleri de uygular üzerimde ve bu sefer ölürüm arkadaşsız kalırsın" diyince Yağmur hızla elini ağzına götürüp "kızım babandan Doğukan'ın seni öldürmesine nerden geldin be? bu nasıl hesaplama" diyip gülmeye başladığında bende ona katılıp gülerken odanın kapısı tıklatıldı ben gülmeye devam ederken "gel" diye seslendim ve Doruk başını odamdan içeriye sokunca gülmeyi kestim. Yağmur da bana sesinin neden kısıldığını anlatmışı ben tavanı seyrederken. Dinlemiyor gibi görünsem de dediği her şeyi dinlemiştim ve sorularını cevaplamıştım.

Şimdi Doruğa nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Sonuçta ona mahçup olmuştum. Ben yokken ikisi iyi idare etmişe benziyordu. Bir teşekkürü hak ediyorlardı ama öylece karşılarına geçip kuru bir teşekkür ederimle olmazdı bu. Ayağa kalkarken " gel Doruk gel" derken aklıma gelen fikirle gülümseyerek Doruğun yanına gittim Doruk "özür dilerim " derken ben "bizi sinemaya götürsene uzun zaman oldu, özledim." diyince Doruk gülümseyerek başını hızla yukarı aşağı sallayarak gözleri dolu doluyken kollarını boynuma doladı. Sanırım benim kaçırılmamdan kendini sorumlu tutuyordu. Ne sanırımı ya? Saolsun Yağmur her gün çocuğu suçlamıştı böyle hissetmesi normaldi ama şu an boğuluyordum " Doruk tamam anladım hassas dönemlerimizdeyiz felan ama boğuluyorum yahu" derken Doruk benden ayrılıp gözünü silmişti. Bir kaç dakika sarılmasının sebebi ağladığını görmemi istememesi olabilirdi ama görmüştüm işte.

"Tamam hadi hazırlanın" diyerek dışarı çıktığında Yağmur'a önce kafamı çevirerek gözlerimi kısarak bir bakış attım ve sinsice sırıtırken Yağmur'a tamamen dönerek küçük küçük adımlarla Yağmur'un yanına gitmeye başladım o ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ayaklarım yatakla buluşunca durdum ve bir beyefendi edasıyla bir elimi belime koyup diğre elimi Yağmur'a uzatarak sinsi sırıtışımı yüzümden silmeden, başımı kaldırıp anlamsız bakan gözlerine bakarak, "Yağmur hanım hazırlanmaya başlamak isterler mi acaba" dedikten sonra anında babaanne moduna geçiş yapıp duruşumu bozmadan sadece beyefendi gibi uzattiğim elimle Yağmur'un oturduğu yeri işaret ederken, "yavrum evladım kaldırsana koca poponu duymadın galiba sinemaya gidiyoruz. Hala saf saf bakıyorsun" derken Yağmur "ay" diyip ellerini ağzına götürdü ve kahkaha atmaya başlarken bende doğrulup gülmeye başladım ve ardından hemen toparlanarak "hadi kalk delirtmeyelim Doruğu" dedim ve hazırlanıp evden çıktık. Sinemaya geldiğimizde kapının önünde izleyeceğimiz filme karar vermeye çalışırken bir elin kolumu kavradığını hissettim Yağmurdur diyerek tepki vermezken o kolların sahibi beni çekiştirmeye başlayınca yoğun kuvvet sebebiyle Yağmur olmadığını anladım ve başımı kaldırmayı akıl edip kaldırdığımda yüzüm ifadesizleşti. Bugün için bu yeterince fazlaydı.




HİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin