Yemeklerini bitirdikten sonra başka bir yere gitmeye karar verdiler. Yine "yolda aklımıza gelir" diyerek caddede boş boş dolanmaya başladılar. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Sokaklarda dolaşmayı bırakıp günbatımını izlemek için şehirden biraz uzak yüksekçe bir yere gitmeye karar verdiler. On beş dakika sonra kır benzeri bir yere gelmişlerdi. Otların üstüne ceketlerini atıp üstlerine oturdular. Birbirlerine yaslanıp sessizlik içinde günbatımını seyrettiler. Hava karardığında oradan kalkıp tekrar kol kola yürümeye başladılar.
"MinGyu, seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
"Tabii ki de biliyorum ve ben de seni çok seviyorum~"
"Ben ölürsem benden sonra başka biriyle çıkar mısın?"
"Hiç sanmıyorum, ayrıca nereden çıktı şimdi bu? Benim seninle evlilik planlarım var."
"Hiç, öylesine sordum. Merak sadece."
"Bunu merak etme, ileriyi merak et."
"Tamam, ileride ne olacak peki?"
"Anlatayım mı?"
"Uzun vadede evleneceğiz, ama kısa vade için çok güzel planlarım var."
"Hm? Ne gibi bir planmış bu?"
"Bizimle ilgili. Artık şu 'bir dahaki sefer'i yapsak diyorum."
"O kadar yorgunum ki, gözlerimi açamıyorum şu an."
"Merak etme sen, eve gidince açılır gözlerin."
Göz devirerek güldü WonWoo. Ama o da 'bir dahaki sefer'i yapmak istiyordu. İçinden bir ses bunun son seferi olacağını söylüyordu. İnanmak istemese de korkuyordu. Umudu kalmamıştı ama hala umut edebilmek istiyordu.
✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖
Eve geldiklerinde WonWoo üstündeki ceketi çıkarıp bir kenara attı ve uzun koltuğa uzandı. MinGyu da ceketini vestiyere astıktan sonra tekli koltuklardan birine yayılarak oturdu.
"Ben de yorulmuşum."
"Ben sana demiştim."
"Bir şeyler yiyelim mi? Aç mısın?"
"Hayır, aç değilim."
"O zaman ramen yapıyorum."
"Tamam."
MinGyu mutfağa gittiğinde WonWoo hala koltukta uzanıyordu. Onun için ciddi anlamda yorucu bir gündü. Yarın da öyle olacaktı. Hala MinGyu'ya söylememişti. Sabah sessizce evden ayrılmayı planlıyordu. MinGyu'ya hiçbir şey söylemek istemiyordu. Ya ölürse? O zaman olanları kim açıklayacaktı? Bir mektup mu bırakmalıydı? Çok klişeydi ama işe yarar gibi görünüyordu. Bu öneriyi aklının bir köşesine not etti ve daha farklı şeyler aramaya başladı.
Bu sırada MinGyu elindeki ramen tenceresi ve iki çift çubukla içeri girdi. Tencereyi yere koydu ve WonWoo'yu çağırdı. Onun tekrar düşünceli görünce endişelenmişti.
"Bir sorun mu var? Son zamanlarda çok düşüncelisin sanki."
"Ne? Ne sorunu olacak ki? Gayet iyiyim ben."
"Eğer bir sorun var da bana söylemiyorsan bozuşuruz bak. Hani biz birbirimizden hiçbir şey saklamayacaktık?"
"Tamam ya saklamıyorum zaten ben de."
"İyi o zaman. Hadi yemeği yiyelim çok soğumadan."
"Ben pek aç değilim. Sonra yerim ben."
"Ne demek 'aç değilim'? Yiyeceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Me [Meanie]
Fanfiction"Bir gün bu bataklıktan kurtulup gün ışığını görebilecek miyim?" "Sana gün ışığını göstermek için her şeyi yapacağım."