"Bana telefon numaranı verir misin?"
"Seninle tanışalı birkaç saat oldu. Neden hemen numaramı vereyim ki?"
"Çünkü... Çünkü böylece sana belirlediğim yeri haber vermem kolaylaşır. Hem madem yüz yüze konuşamıyoruz, biz de mesajlaşırız."
"Bundan sonra seninle konuşacağımı nereden çıkardın?"
"Neden konuşmayasın ki?"
"Sana her şeyi anlattıktan sonra zaten kendin uzaklaşacaksın benden. O yüzden şimdi git de başka birileriyle tanış. Sosyal birine benziyorsun, kolayca arkadaş edinebilirsin."
"Bana her şeyi anlattıktan sonra seninle bir daha konuşup konuşmayacağıma karar veririm. Ayrıca yeni geldiğim için olsa gerek kimse beni arkadaş grubuna almaya yeltenmedi."
"Kimsenin seninle tanışmaya yeltenmemesinin sebebi yeni olman değil yanımda dolanıyor olman. Bu yüzden seni yanımdan kovuyorum ya zaten."
"Bunun senin yanında dolanmamla ne alakası var?"
"Daha sonra anlatırım."
"Pekala. Artık numaranı verecek misin? Ne kıymetli numaran varmış ya."
"Al şu telefonu da kaydet numaranı. Ben de kurtulayım sen de kurtul."
"Adımı telefonuna nasıl kaydedeyim?"
"Kaydetmene gerek yok."
Telefonunu MinGyu'nun elinden alarak masadan kalktı ve bahçeye çıktı. MinGyu'nun onu takip etmediğine emin olduktan sonra gözüne kestirdiği sessiz bir yere geçti ve okul çıkışında MinGyu'ya yapacağı açıklamayı düşündü. Neleri söylemeliydi? Dışlanmasının tüm nedenlerini mi yoksa sadece birini mi söylemeliydi? Sadece eşcinsel olduğunu söylemesinin yeterli olduğuna karar verdi. "Eşcinsel olduğumu söyledikten sonra zaten benden uzaklaşır." diye düşündü.
MinGyu ise hala yemekhanede oturuyordu. Mesaj atmak ve atmamak arasında gidip geliyordu. Sonra mesaj atmaktan vazgeçti ve WonWoo'nun nasıl bir açıklama yapabileceğini düşündü. Aklına alternatif olarak hiçbir şey gelmiyordu, doğal olarak da onun yapacağı açıklamaya hazırlıksız olacaktı ve bu yüzden istemediği halde ters bir tepki verebilirdi. Daha sonra kendinin WonWoo'ya karşı tutumlarını gözden geçirdi. Her seferinde onu konuşturmaya çalışıyordu ve resmen onun peşinde dolanıyordu. Açıkça onunla yakından ilgileniyordu. Yine istemediği bir şeyi yapmaktan korkuyordu ama WonWoo'ya karşı olan bu davranışlarını engelleyemiyordu. Gözleri dehşetle açılmıştı. Kafasını hızlıca sağa sola sallayarak öyle bir şey olmayacağını kendine tembihledi. Bir kez daha insanlar tarafından iğrenilen ve aşağılanan kişi olmak istemiyordu.
- Flashback -
MinGyu kendindeki farklılığı çoktan kabul etmişti ama bunu ailesine ve arkadaşlarına söylemekten korkuyordu. Verecekleri tepkilerden korkuyordu. Ama sonsuza kadar bunu gizleyerek yaşayamazdı. Öncelikle ailesine bundan bahsetmeye karar verdi. Bir akşam yemeğinde her şeyi ailesine itiraf edecekti. Kendi kendine defalarca kez prova yapmıştı ve her türlü tepkiye kendini hazırlamıştı.
Akşam yemeğinde tüm aile toplanmıştı ve sessizlik içinde yemek yiyordu. MinGyu ise konuya nasıl gireceğini düşünüp duruyordu. Bu durum kesinlikle yaptığı provalardaki gibi kolay değildi. Babası onun bu düşünceli halini fark etmişti.
"Bir sorun mu var oğlum? Düşünceli görünüyorsun."
"Baba, aslında benim size söylemek istediğim bir şey var. Siz ailemsiniz, bu yüzden sizden hiçbir şey saklamak istemiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Me [Meanie]
Hayran Kurgu"Bir gün bu bataklıktan kurtulup gün ışığını görebilecek miyim?" "Sana gün ışığını göstermek için her şeyi yapacağım."