Ertesi gün ilk uyanan MinGyu olmuştu. Önceki gibi WonWoo'nun kendisinden önce uyanıp evden gitmesini istemiyordu. Suratındaki gülümsemeyle WonWoo'nun suratının her noktasını aklına kazıyordu. Birkaç gündür içinde kötü bir his vardı, sebebini anlayamıyordu.
Bir süre sonra WonWoo izlenildiğini hissetmiş gibi kıpırdamaya başladı ve yavaşça gözlerini açtı. Karşısında gülümseyen MinGyu'yu görünce o da gülümsedi ve kafasını biraz kaldırıp dudaklarından öptü.
"Voah, ilk defa sen öptün!"
"Cidden mi?"
"Evet, önceden hep ben öperdim."
"O zaman bu ikincisi olsun."
WonWoo tekrar kafasını hafifçe kaldırıp MinGyu'yu öptü, sonra kıkırdayarak tekrar kafasını yastığa bıraktı.
"Tamam, bu kadar yeter Won, yoksa heyecandan kalp krizi geçireceğim."
"Tamam, pekala. Hadi kahvaltı hazırla, çok acıktım."
"'Hazırla'? 'Hazırlayalım' demek istedin herhalde."
"Hayır, sen hazırla ben de duş alayım, sonra sen de duş alırsın, sonra da birlikte kahvaltı yaparız."
"Emredersiniz majesteleri."
"Hadi kalk şimdi."
WonWoo yan tarafındaki MinGyu'yu kalkması için aşağı itti ve yatağın diğer tarafından inip eline aldığı bir takım kıyafetle banyoya girdi. MinGyu ise düşmenin etkisiyle ağır hareketlerle yerden kalktı ve mutfağa gitti. Dolaptan kahvaltılık birkaç malzeme çıkarıp kahvaltıyı hazırlamaya koyuldu.
WonWoo banyoya girip kapıyı kapatır kapatmaz yüzündeki o koca gülümseme silinmişti. Olduğu yere çöktü ve boşluğa odaklandı. Bir süre öylece durdu, sonra kalkıp suyu açtı ve sıcak suyun gelmesini beklerken üstündeki kıyafetleri çıkardı. Gözleri artık gözyaşlarını tutamaz olmuştu. Suyun altına girmesiyle onları serbest bıraktı. Gücü kesilince olduğu yere yığılmıştı. MinGyu'nun ona seslendiğini duyunca toparlandı ve suyu kapatıp aynada gözlerinin durumuna baktı. Neyse ki çok kızarmamıştı gözleri. Havlusuyla kurulanıp kıyafetlerini giyip çıktı. Kapısında dikilen bir MinGyu beklemiyordu.
"Ne zamandır buradasın sen?"
"Sana seslendiğimde gelmiştim. Neden sordun? Yoksa içeride yaramaz şeyler mi yapıyordun?"
"N-Ne ya-yaramazlığı?! Normal bir şekilde duş alıyordum işte."
"Nasıl kızardığına bir bak, Cidden yapıyor muydun?"
"YAH! KES ŞUNU! HER SEFERİNDE BENİ UTANDIRMAK ZORUNDA MISIN?!"
"Utanınca ne kadar tatlı olduğunu görsen hep utanmak isterdin. Çok tatlısın Wonnie~"
"Tatlı deme bana."
"Ama gerçekler bunlar~"
"Kes şunu. Hadi çabuk duş al. Acıktım ben."
"Tamam, hemen geliyorum Wonnie~"
"YAH!"
WonWoo tam elini kaldırıp MinGyu'ya vuracakken MinGyu hızlı davranıp banyoya girmişti. İçeriden de "Beni yakalayamazsın." demeyi eksik etmemişti. WonWoo ne kadar sinirlense de gülümsemişti bu olaya. Sonra evde yalnız olduğunu hatırladı. Şimdi gitmenin tam vaktiydi. Bir daha böyle yalnız kalamayabilirdi. Hemen bir plan yapması gerektiğini biliyordu. Ama bir yandan da MinGyu'dan ayrılmak istemiyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Kendini sıkışmış gibi hissediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/50682023-288-k94079.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Me [Meanie]
Fiksi Penggemar"Bir gün bu bataklıktan kurtulup gün ışığını görebilecek miyim?" "Sana gün ışığını göstermek için her şeyi yapacağım."