* * *
Etraftaki tüm boş evler teker teker tutulurken yeni gelen tüm komşularımızın avcı olması sadece benim dikkatimi çekiyordu. Büyükannemin avcı dostları sanki yetmezmiş gibi yenileri eksikti. Neyse yandaki vampir çift çocuk evlat edineceklerdi. Arabaları bozulduğu için benim arabamı rica etmişlerdi. Anahtarımı en sevdiğim Hermes Birkin çantamdan alıp alt kata indim. Bütün ev annemin yaptığı labelyalı böreklerinden kokuyordu. Her nedense o börekleri bir türlü sevememiştim. Çocukluğumdan beri içimde var olan huzursuzluğu kat kat artırıyordu labelya çiçekleri.
Kurtinsanlar için labelya çiçeği toksin etki yapıyordu. Acaba ben bir kurtkız mıyım diye geçirdim içimden. Keşke olsaydım! Kurtinsanlara oldum olası hayrandım. Belki de bilinçaltım bu yüzden labelyayı bir türlü kabul etmiyordu. Kurtinsanları sevmemin bir diğer yanı dört senedir kesintisiz gördüğüm rüyalardı. Yakışıklı ve çok seksi bir kurtadam cennetten çıkma bir ortamda bana mutlu olacağım anlar yaşatıyordu. Bunu kime anlatsam aklına direk seks geldi ama rüyamda yaptığımız şeylerin sex ile hiçbir alakası yoktu. Bütün mistik canlılar için seks güç kaynağı iken ben şimdiye kadar kesinlikle seksten uzak durmuştum. Sanki rüyamdaki kurtadam ile bir gün karşılaşacakmışız gibi onu bekliyordum ruhumu teslim etmek için. Rüyamda ise kurtadam ile nehirde yüzüyor, beraber büyü yapıyor ormanda özgürce koşuyorduk. Gerçek hayatta böyle bir kurtadam yoktu tabi. Bende zaten büyülerimde kontrolsüzdüm. Çocukken evin yanındaki babamın marangozluk atölyesini yakmıştım. Çok güçlü olduğum söyleniyordu ama bir türlü kontrol sahibi olamıyordum. Bu nedenle de babam her fırsatta beni kendinden nefret ettirecek şekilde davranıyordu. Ama o benim babam her ne olursa olsun onu canımdan çok seviyorum!
İlk önce banyoya girmek istedim. Saçlarımı kremleyecektim. Ama abim banyoyu işgal etmişti ve bu en az iki saat sürerdi. Su büyülerinde uzmanlaştığından beri banyo onun oyun odasına dönmüştü. Tabi büyü yaptığı sürece abime kesinlikle laf edilmiyordu. Bu evde kızılan tek insan bendim. Babam her ne olursa bana kızardı. Sanki bu evde olan her şeyin tek sorumlusu bendim. Odamın olduğu katta bir banyo daha vardı ama orası ebeveyn banyosuydu ve çocuklardan birinin girmesi -özellikle benim- hoş karşılanmazdı. Banyodan umudumu kesince mutfağa geçtim. annemler kahvaltı yapıyorlardı ve benim için koyulan tabakta üç tane labelyalı börek vardı. Kız kardeşim Sonia böreklerini bitirmiş gibi görünüyordu. Böreklerimi ona satabilirdim. Annemi öpüp herkese günaydın dedim. Büyükannem her zamanki gibi sabahın köründe bize gelmişti. Oturduğu sandalyeden buz gibi bakışlarına maruz kaldım. Her ne kadar bu bakışlardan hoşlanmasam da bu bakışlarının altındaki sımsıcak bir insan olduğunu biliyordum.
Her zaman hayran olduğum gümüşi saçları ve uzun boyu ile çok çekici bir kadındı büyükannem. Cadı olduğu için hep dinç kalabilmişti. Vücudu kesinlikle sarkmamış son yıllarda aldığı birkaç kilo ona ayrı bir güzellik katmıştı. Babamın aksine büyükannem diğer kardeşlerimden çok bana düşkündü. Aralarında en çok benim ona benzediğimi düşünürdü. Ancak bu bizim sürekli anlaşabildiğimizi düşündürmesin size. Kesinlikle sürekli tartışırdık. Ben avcılar ile hiç iyi geçinemezken büyükannem aile dostumuz aynı zamanda avcı olan Ment ailesinin ukala oğlu Laurance ile evlenmemi istiyordu. Yüz yıl önce insanların arasında gizlenmeden yaşamaya başladığımızdan beri avcılar ve diğer yaşam formları barış içindeydi. Büyükannem bu barışın aramızda baki kalması için diğer ırklar gibi avcılar ile mistik canlıların evlenmesi gerektiğini düşünenlerdendi. Ama ben bunu kesinlikle kabul etmiyordum. Üniversiteye gider gitmez bu planın bozulması için elimden geleni yapacaktım.
Ayrıca büyükannem annemi kendi kızı gibi çok severdi. Oğlundan çok annemi arar sorardı. Bildiğim kadarıyla annem büyükannemi kurtinsanların saldırısından korumak için büyük bir fedakarlıkta bulunmuştu. Ama bu fedakarlığı hiçbir zaman öğrenememiştim. Bu fedakarlığı babam bile bilmiyordu. Annem ve büyükannem arasında büyük bir sırdı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Gezginleri
FantasyBiri yarı kurt yarı cadı, diğeri yarı cadı yarı peri iki kız. Kader gerçekliklerini birbirinden farklı yazmasına rağmen kendi gerçeklikleri için uğraşan iki özgür ruh. Hiçbir yere kendisini ait hissetmemiş yuva kelimesini birbirlerinde bulmuş iki RÜ...