Iki günde bir bazen hergün keselenme fasillarimiz devam ederken. Yemek dağıtan çocuk besinci günü nihayet
Dili çözüldü , sen bir şey söyleme dediklerimi dinle beni gardiyanlar takip ediyorlardı r . Anladim sen .abi dedi
Tamam anladım bu verdiğim ekmeği yeme içine notunu yaz yarin sabah senden alacağım, gerekli yere iletirim deyince
Bende tamam dedim.
Bu çocuğa güvenip guvenmeyecegime karar vermeliydim .
Eğer bir not yazarsan o not yazdığım kardeşimin de başını derde sokmuş olurmuydum diye düşünürken.
Zaten hayatımız bir risk değilmiydi denemeliyim diye kara verdim. Daha önceden burada bu ceza evinde ülkücü kimlerin olduğunu bilmek işimi kolaylastirmisti arasıra bana mektup yazan adnan vardı . Adnan yaralamadan sekiz yıl hüküm giymisti
Kararımı verdim hemen ekmeğin içine bir not yazacağım ama kalemim yok kagit im yok. Aksam postası yemek dağıtımında yemek dağıtıcısı na kardes kalem ve kağıt da yok. Deyince
Tamam sabah getiririm dedi.
Sabah gelen iase yanında ekmek uzatirken içinde dedi gitti.
Hemen notumu yazıp somun ekmeği içine yerleştirdim.
Notum aynen şöyleydi.
"Adnan kardeşim ben şu anda Isparta cezaevi hucresindeyim
Biliyorsun ki hücrede neler oluyor, hiç kimsenin benim burda
Olduğumu bilmiyor gelen ziyaretçinle ocağı bilgilendir b.tasel." ertesi günü Mahkumlara gelen ziyaretçi lerle görüş günüydü .
O gün saat dört gibiydi hücremde alisilagelmisligin dışında
Hücre kapımı açıp nazik hane bir tavırla ziyaretçilerin var elini yüzünü yıka gidelim dedi. Hayırdır ben ziyaretçi filan beklemiyorum bir yanlislik vaf deyince, yok bayram bey
Soy ismin Taşel değilmi evet öyleyse senin ziyaretçilerin var hadi hadi arkadaşlarını bekletmeyin. Hemen çıktım, ama zor yürüyorum, ziyaret mahalline giderken sana kimse birsey yapmadı değilmi, aman ha yapmadı anlıyorsun değilmi
Diyede tenbih ediyordu.
Oda ne eğitim Enstitüsü ve Isparta ulkuculeri görüş yerine sigmiyorlardi . Durumumu gören Ülkücüler. Sen merak etme başkanım gereği yapılacak tir deyisiyorlardi. Mesaj öyle bir ulasmis ki yerine inanılmaz. Görüş yarım saat filan sürmüştü
Grubun başını çeken metin diye bir arkadaşım idi oda ülkücü idi sanat okulundan arkadaşım idi.
Gelen arkadaslar gazete, kitap. Pasta borek reçel filan getirmişler, hücreme döndüğümde gazetelerde manşet
Adana cezaevi müdürü cengiz Aksu bir suikast sonucu öldürülmüş tür diyor haberin detayıni bile okumadan sesimin çıktığı kadariyla bağırıyor um işte diyorum cezasını çekti .
Haksizlik Yapanlar cezasını elbette çekecek diye bagirmaya devam ediyorum bir gardiyan ki o devasa korkutucu kapıyı açtı
Ordan bağırıyor kim o bağıran hangi. ?.....çocuğu diyor .
Artık korkmuyorum bunlardan . Evet gardiyan efendi benim
Bak gazete manşetinide göstererek bakın insanlık dışı eylem ve fiillerde bulunanların sonu o gece sevinçten deliksiz bir uyku çekmiştim . Ertesi gün gardiyanlarimiz değişmiştir. Sordum geldi geleli bizi kontrole gelen gardiyanlarimiz nerde bu gün .
Aksam kaza geçirmişler hastanede dedi.İkinci Gün gelen gardiyan rica ediyorum ben birsey yapmadım iki tane sabim var onların ölü yüzünü öperim
Ben yapılanların sorumlu değilim ne olur arkadaşlarınıza söyleyin bana bir şey yapmasınlar bdiyordu. Ne olmuş gardiyan efendi iki tanesi baş gardiyan toplamda altı gardiyan feci şekilde dövmüşler haberin olduğunu sanıyordum
Üstelik sana yapılanların emrini ceza evi yetkilisi . Verdi çünkü seninle tanıdık herhalde sen geldi geleli hep senden bahsediyordu tamam tamam gardiyan efendi deyip arkamı dönüyorum. Ne dir bu intikam duygusu antalya ceza evine esrar vs gırmesin önledi diye beni cezalandırmaya çalışan yetkisini kullanan bu zaten Isparta ceza evinde m......... idi belkide terfi etmişti bilemiyorum ve bu şahıs in yetkileri dahilinde bana bu kadarda işkence yapılmasına müsade etmişti. Bu işkence ve hücre hayatım bana yaşamım boyunca derin bir iz bırakacaktı
. Hukuksuzluguga hukuksuzlukla karşılık verdiğin zaman güçlü olan kazanıyor idi bana işkence yapmada var olan gardiyanlar cezalandırılması ciddi bir korku algı si yaratılmıştı bu vesile ile hücrelerdeki tüm işkence son bulmuştu. Dördüncü Gün gardiyanlar çok iyi davraniyorlaedi işkence filan etmiyorlar.
Hey devrimci kardes sayende iskencedende kurtuldun görüyorsun biz ne kadar sevecen insanlarız demeyi ihmal etmiyorum. Artık haftanın her iki gününde yoklaniyordum
Bir buçuk ay olmuştu gelen gazetelerde manşet Ecevit hükümeti düştü. Diye yazıyordu. Daha mahkememiz bile görülmemişti
Her halde mahkemeye çıkarız diye söylendim. Ama hücreden
Koğuşlara bile geçmedi k. Bir gün savcı görüşmek istiyor diye beni idareye götürürler.
Savcı ,evladım bayram yarın mahkemen var traş filan ol böyle sakallı filan gitme diye uyardı. Ve tekrar hücreme geri döndüm
O gün akşam gelen gardiyanlar dan permatik rica ettim savcının emri traş olacağım deyince bana permatik getirdiler. traş filan oldun pantolonum utulensin diye yatağın altına koydum, sabah jilet gibi giydim adliyeye çıktım bunca yıl yattıktan sonra delil yetersizliğinden Berat kararı verince
Sevincimden işte adalet diye bagirivermistim.Burdada gördüm ki korku itaat ettiriyor biat etmenin önünü acıyor. İnsanlarda köle ligj yaratıyor.
Halbuki sevgi olsaydı herkez karşılıklı eşit olacaktı
Her birimiz insan olduğumuz gerçeğini unutmadan özgür olacaktık.
