O küçücük oda ya konduğum zaman iyiki bu sefer yolculuğum çok uzun geçmedi diye sevindim gardiyan lar beni hücreye koyup uzaklastiginda katı terk eder etmez bitişik hücreden gür bir ses geçmiş olsun Yoldaş diye seslendi
Salak beni devrimci filan sandı galıba .diye içten geçirirken birden Sağol ulkudas sanada geçmiş olsun diye cevaplayiverdim .
Hiim fasistsin galiba
Yok faşist filan değilim ulkucuyum
Türk milliyetçiliği fikir sistemini savunuyor um
Suçun ne?
Biraz hava da atalım gari
Altı tane komünist leşim var .
Ya senin suçun ne?
Ne sen sor nede ben söyleyeyim
Şöyle hele benden sır çıkmaz
Ne sır olacak kardes cezasını zaten çekiyoruz
Irz dusmanimisin yoksa
Yok be bizde öyle şey olmaz
Evet olmaz diyorsun ama belki zihinsel kavramların esiri oluverirsin bir anda belki
Nedemek yani
Yani diyorum ki şeytana uyuvermissindir belki dedim.
Hadi gari suçunu söylemedin bak bir aydır duş filan almadım
Duşa gireceğim sonra konuşamayız .
Ne dusu kardes seni gece saat iki üç gibi hamam görürler sana önce acı bir kahve söylerler sonrada .
Gardiyanlar seni iyi bir keselerler.
Yani burda hamamda Gardiyanlar kesimi yapıyorlar
Çok şafsın be kardes hamamda işkenceye başlarlar .
Biz ona keseleme diyoruz.
Bu söylemleri pek ciddiye almıyorum aslında
Yav suçunu söylemedin.
Suçum banka soymak.
Desene paraları götürdüm. Ne kadar kaldırdın .
Ne götürmesi, ne kaldırması .
Ankara kizalayda devrim nikahı eşimle , ben ve bir arkadas
Bankayı soymaya gittik .
Eeee sonra
Sonrasımı var, eşim hamile idi yedi aylık. Tamda silahları çektik herkezin yere yatırdık kasiyere hadi paraları verin diyeceğiz benim kârının doğurasi geldi .
Hadi be birde oracıkta doğursunda gari.
Evet evet doğurmaya başladı biz herseyi bıraktık karımin doğurmasini seyrediyoruz . Ve doğurdu. Bebeği elime aldım ayağa kalktık birde ne görelim faşist polisler başımızda
Eee sonra.
Sonrasımı var aldılar bizi karakola karım hastaneye tabi arkasından benim gibi oda hapishanede.
Çocuk ne oldu.
Çocuk soygunda dünyaya geldiği için isminide soygun koyduk valla
Yaşıyormu çocuk bir süre hastanede kaldı sonra Baba annesi
Velayetini üstlendi. Biz burda çocuk orda
Hadi be çok üzüldüm bak sen komünist olmana rağmen ben üzüldüm. Oh olsun diyemiyorum
Evet daha çok zamanımız olacak konuşuruz saat epey oldu
Birazdan gelirler ben alışiğim keselenmeye
Birazda sen düşün kese neymiş gör bakalım
Ben hala inanmıyorum bu çocuk bana korku vermek istiyor
Galiba diye düşünürken. Hücrelerin bulunduğu ana kapı gecenin geç saatinde öyle bir gürültü ile açıldı ki o ses çok korkutucu idi.
Yandaki soyguncu arkadaş sesini kişarak önce yine beni goturecekler galiba içime öyle doğdu
Evet dediği olmuştu dört gardiyan geldi bu şahsın hücre kapısının açtılar ve ikisi kollarına girerek götürdüler.
Bir ondakika sonra içerden acı acı bagrismalar gelmeye başladı bile , içimden vay be çocuğun dediği doğru imis burda kalanlar galiba öğün öğün işkence görüyorlar.diye hayıflandım. Söylendim durdum. İçimide Bir Korku sardı .
Bir taraftan antalyada kalan rafigim murat dışardan gelen ziyaretçilere beni Burdur cezaevine goturduklerini söylese bile benim burda olduğumu bilmeleri en az bir hafta on gün sürer idi. Buda benim on gün işkence görmem demekti.
Bunları düşünürken belki beni götürmezler işkence yapmazlar
Çünkü biz polise jandarmaya silah sikmiyoruz ki kominizmle mücadele ediyoruz diye kendimi sakinlestirmeye çalışıyordum.
Bir saat olmuştu giden çocuk hala yok sesde kesilmisdi .
Nihayet o korkutucu sesi çıkaran kapı tekrar aynı korkutucu sesle açıldı. Çocuk ayakları üstüne duramıyor iki gardiyan arasında sürünerek getiriliyordu.ve Odasından içeri ittiriverdiler.
Buda ne benim kapıyı aciyorlar benide götürecekler demeye kalmadı hadi bakalım çık ordan sanada bir hosgeldin diyelim sanada acı bir Kahve ikram edelim deyip iki gardiyan iki koluma girdiler benide goturuyorlar artık hücre ana kapısını çıkar çıkmaz hamam hemen orada .
Gardiyanlarin yüzünü seçmek imkansız çünkü tüm ışıklar Los
Kapıdan içeri beni bir ittiriverdiler yerler sulak olduğu için
Yere düşerek yüzü koyun kaldim .yerimden kalkmadan bir tekme daha yüz yukarı geliverdim gardiyanlardan biri çene altıma o kokan
Botları ile bastı diğeride hayalarıma .bastı iki ayağımı kaldırarak diğer iki gardiyanlardan biri ayak tabanlarima diğeride
Popoma ve baldirlarima ellerinde yine bir keser sapligi büyüklüğünde bir sopo ile habire vurmaya başladılar
Sesimin çıkması ne mümkün ümügime öyle bir basiyorki herif arasıra boğulacak gibi oluyordum hayalarıma basan bazen karnima tekmeler vuruyor du.bir ara geri çekildi diler hadi bakalım soyun ve yıkan dediler üstünüde çıkar dediler ve çıkardım şu dökünmeye başladıktan sonra islanan vücuduma
Rast gele kirbaclamaya başladılar habire vuruyorlardi
O hamamın ekostik sesi yankida yapinca o gulusleri kahkaha atışları öyle bir sinir bozucuyduki inanılmaz, arada birde kahveniz nasıl olsun
Sesleri yankilaniyordu aradak biri sade olsun değilmi sade diyor. Tekrar ayak altlarıma ince bir cubukla vurmaya başladılar içimden yetergari diyesim geliyor ama kim duyacak.
Gardiyamlarin ikisi çıkıp gitti kalanlar ula oğlum senin anan
?....... imiş bize niye gelip gönlümüzu yapmıyor gibi bir dizi ahlak dışı sözler ayağa kalkmak istedim bir ara ayağa kalkmak ne mümkün ayağının altı iyice şişmiş duygu yok olmuş
İyice uyuşmuş artık. Bu iki gardiyan nasıldı ama kahvenin tadı diye soruyor diğeride iyiydi desene. ?.....çocuğu diyor.
Mecburen iyiydi efendim diyebildim ha artık iyi dedi deyip
Ayağa kaldırdılar ayakta durmak mümkün değil iki koluma girip hücreme götürüp attılar zaten yorğun idim ittirdikleri yerde o buz gibi odada sizmiş kalmıştım . Demir Parmaklıklara
Sert bir cisimleri vurularak uyanabildim vuran bir gardiyan idi. güneş görmeyen Los ışıkların hakim olduğu havasız bu ortamda oda ne her tarafım ağrıyor ayaklarının üstüne kalkamiyorum . bu cezaevinde yemeği cezaevi çıkarıyor ve onun görevlendirdiği mahkumların dağıtıyor. Bu uyandığınızda bir ses bu yemeğinin sesiydi herkez tabakasının hazırlasın, sıra bana gelmişti. geçmiş olsun deyip bir tabakta bir kepçe çorbaya benzer bir yiyecek ile yarım ekmek uzattı bu çocuğa birsey sormak istedim çocuk yani yemek dağıtıcısı dilsiz galiba dedirtecek kadar sessiz ,cevap vermeden çekip gitti . Uzunca bir süre sonunda yine o devasa kapı korkutucu sesiyle yine açıldı vay be öğlen filan olmuştu
Yemek yemek diye seslendi, tabağına aldığım yemek de aman allahım ne göreyim içinde iki tane salyangoz . Önce tiksindim
Ama aç kalmamak için , güçlü olmam icin bu yemeği yemem lazim diye gözlerimi kapatarak tabaktakı yemeği
Tükettim . Yan hücre arkadaşım soyguncu da sanırım kendine geldi nasıldı yemeğin içindeki Salyangozlarin tadı diye seslendi.
Bak kardeşim arasıra bu yemeklerin içinde kara fatmada bulacaksın onuda ye iyi bir besleyici unsurlardir dedi
Kara fatma ne diye sordum.
Hamam böceği dedi.
Yediklerimi nerdeyse çıkaracağım anlatma anlatma be kardeşim diye çıkış tim. Karşılıklı konuşacak kadar kendimi güçlü hissetmiyorum. Gidip yatağın üzerine tekrar uzandım.