Isparta cezaevinden çıkarken ceza evi dışında elli altmış kişilik ülkücü gurup tezahürat da bulunuyorlardi hepsi ile tek tek kucaklastiktan sonra metin cebime buda arkadaşların sana ikramları deyip para sıkıştırmış idi. Hep birlikte şehrin içine doğru yürüyerek yazihane önünden otobuse bininceye kadar yalnız birakmadilar.
Antalya ya indiğimde ise otobüs garajinda Rıza Kırım, ibrahim Öztürk yunus Ünsal ve diger arkadaşlar arkamizdan yeni gelen gençlerden Hüsamettin fidan doğan.
Gaddar ali daha kimi sayayım Antalya Ülkü Ocakları hep oradaydı.slagonlar atıyorlardır. Hepsiyle kucaklastik. Ekrem ve Ali hocam aynı binada kalıyorlardi akşam onlara misafir idim. Aksam; ben cezaevinden ,hocalarim dışardan gece saat
Ikiye üçe kadar konusarak oturmustuk. Artık bu aralar bazı arkadaşların evlerinde bir araya geliyoruz ordan burdan davanın gidişatı ile ilgili ülkemizin son geldiği elem dolu yılları değerlendiriyoruz
Bir gün eski okulum sanat okulunu ziyaret etmek istedim ,çünkü oradaki çocuklar ısrarla gelmemi istiyorlardı.
Yanımda Fevzi eşşek abi min en küçük oğlu murat ( daha sonra soy adını derviş oğlu olarak degistirdi) illaki bende geleceğim diye tutturdu gelmesi tehlikeliydi ama bu genci kıramadim hadi gel dedim üstümde hiç bir şey yoktu kendimi koruyacak bir Çakı bicagi bile yoktu. eski okulumu ziyaret dönüşü beni vurmak için o gun kalabalık olan kaldırım da pusu kuranları fark ettim. Belli ki beni vuracaklar araya açılan her sokakta bir ikitane silahlı militan silahlarını çekiyorlar ama ben ve Murat kalabalığa karışıyorum onların silah sikmasına firsat yarat miyorum. ama nereye kadar bu genci bari kurtarayım dedim
Murat evlat Başkanların talimatı bir emirdir biliyorsun
Sana emir veriyorum derhal karşı kaldırıma geç elektrik direğini n arkasına saklanır bakayım deyince bu genç daha çocuk her halde oyun oynayacagimizi sandı tamam deyip oraya gecti bende uğur çiçek çelik dükkanınin önüne gelmiştim ki bir ara kaldırım tenhalasinca önünden çıkan sol militanlar bastılar kurşunu ben kendimi yine bir çevik hareket ile kurşun almadan kendimi çiçekçi dükkanında vetrin camini kırarak icerdeydim
Silah sesleri kesilmiş ama acı acı bagiris sesleri geliyordu.
Biliyorum ki kurşun sınavlar o zaman sivismislardi,
Kaldırıma çıktığımda yerde uc tane biri kız yaralılar kurtarın diye bagiriyorlardi ilk önüme gelen kızı kucaklayi p hemen
Olay yerine yüz metre olan hastaneye götürdüm
Unutamiyorum amca ben olecekmiyim diye izliyor idi
Bende yok kızım yok yaşayacaksın diye teselli ederek götürü yorum. Bir ara abimde vardı o nerde demeye başladı.
Hastane acil bölümü zaman geri kalan yaralılara almak için sedye ile kosusturuyorlardi.
Yok kızım yok abinde birsey yok. Deyip doktorun önüne uzatmistim. Meğer yaralanan üç kişiden ikisi kardes bir öğretmenin iki çocuğu ne kadar acı bir baba için iki evladını
Sağ sol kavgaları neticesinde nerdeyse kurban veriyor idi
Bu kızın abisi daha sonra öğrendim ki felç kalmıştı kız ise iyileşdi diğer yaralı ise hastaneden en erken taburcu olan idi
Bu hengamenin içinde murat aklıma geldi koşarak olay yerine geldim. Baktım ki söylediğim elektrik direğinin dibinde
Sessizce oturuyordu belliki korumuş. kork ma evlat korkma
Sende bir şey yok değilmi yok yok deyip kolundan tuttum derneğe doğru giderken dernek den de olayın duyulması ile birlikte ikişer üçer gruplar halinde olay yerine intikal ediyorlardı söyleyin arkadaslara yaralılar halktan sizlık bir şey yok dedim. kefeni burda da yirtmistim.
Bu aralar olaylar o kadar cok artmıştı ki ülkenin dört bir yanından hergün beş on kişi hayatını kaybediyor idi.
Niye yigitlerlerin, vatan evlatlarınin, ana kuzularının.canlarini ülkemin üstünde var olan o gizli el ler aliyor idi .
Hiç bir siyasi bunlara çözüm üretmiyorlardi Askeriye ise seyir ediyordu. Günler böyle geçerken . Büyük Ülkü derneğimiz fes olmuş yerine Ülkü Ocakları kurulmuş idi. Karşı ideoloji bir türlü boş durmuyor idi , o zaman belediye başkanı olan Selahattin Tonguç beni şikayet etmiş beni yeni köydeki çiftliğimde n Antalya ya ya inince kadar takip etti can güvenliğim tehlikede diye . Ne kadar entrasan Biliyormusunuz
Hala o şahsın çiftliğinin yerini bile bilmem.
O gün il Başkanımız mehmet çetin in evinde yim hurdaci hafıza amcada var, il Başkanımız bana hitaben.
Bayram başkan biz olayın aslını astarımı öğreninceye kadar sen bence ortalıkta görün memelesin dedi konuyu iyice tartisdiktan sonra Motel antalyada Ercan evren abimizin oteli buranin
İşletme müdürüde bizim yunus Ünsal, beni oraya götürün ben orda kalirım bir süre dedim karar verdik orada kalacağız ama
Orasida şehrin öbür ucu nasıl gideceğiz . Hurdaci hafız amca
Hadi gel bizde gidelim bayramı oraya yerleştirelim dedi
Araca indik hafız amca, mehmet çetin Başkanımız in arabasının yanına geldik aracın bagacini açtı sen buraya gir yollarda çevirme filan vardır kimse senin bagaj da olduğunu düşünmez dedi bende hiç tereddüt suzce kabul ettim .
Hurdaci hafız amcanın dediği gibi yolda üç kere kontrolden geçtik ama hiç bir seferinde bagaca bakmayı düşünemedi.
Pol der ciler.
Nihayet motel e gelmiştik bir süre burada kaldıktan sonra baktım ki olcak gibi değil .bir gün adanada unuversiteye baslayan adil demiroz antalyada beni aradi buldu . Onunla daha önceden de depo gibi kullandığımız Fevzi amcanın bahçe içindeki taş yapısına gittik oradan ara sokaklarda zerdalikde oturan ailesinin yanına geldik o gün akşam Adanaya dönecekti.
Adil. Vakit de epey olmuştu adının sevgili annesi geçmişteki gibi çok sevdiğimiz sahanda yumurta yedik. Beraber çıktık
Benide ankara genel merkezden cagirmislardi oraya gideceğim
Adil ile sözleştik ben ankaraya gideceğim oradan Adanaya ineceğim bir süre adanada adille beraber olmak için sozlestik
Adil Adana otobüsüne, bende ankara otobüsüne binerek ayrıldık
Sabah ankaraya indim orada Adanaya akşam dokuz otobüsüne bilet alıp genel merkeze gectim o gün ikili görüşmemi yaptıktan sonra akşam saat yedi gibi. Ankara otagara geldim bir aksam gazetesi aldım, manşet Gaziantep'e adil demir öz ve uckisi öldürüldü diyor . Önce inanamadım çünkü bizim adil Adanaya gitmişti. Adil arkadaşım olup olmadığını kesin öğrenebilmek için derhal genel merkezi döndüm işte tekrar yıkıldığım anlarda bir gün daha evet bu bizim adil idi. antalyada n Adanaya indiği zaman hiç durmadan gazı antep de şehit edilen üç ulkucunun cenazesine katilmak üzre hiç zaman kaybetmeden oraya gider ve orada kahpece öldürülür.
Derhal antalyaya döndüm . Cenazesi Antalya ya gelmişti.. Elmalı ilçesi şehir mezarlığına defnettik. Arkadaşlarım can dostlarım teker teker bu dunyadan diger dünya ya intikal ediyorlardı ben ise bu dünya da yapayalnız kalıyordum.
Herseyimizi paylaştığımız , sirdaslarim adil demir öz, imdat Sarıca sefa aydın baltacioglu gibi yığıt kardedlerimi kaybetmiştim,
Ah bir bulsam şu ülkem üzerindeki emelleri olan gizli el sahiplerini .
Ülkemin butun gençleri (radikal unsurlar haric) hem sol örgütler hemde Ülkücüler hep aynı benzer ülkeleri lanetliyor. O ülkeler için emperyalist diyorduk. kim di bunlar ne istiyorlardı bu seçilmiş gençleri öldürüyordu veya öldürmek istiyorlardı
Ya o gizli Emel leri olanların bu faaliyetlerin karşısında
Ülkemizi yöneten ler ne yapıyorlardı sadece seyir ediyorlardı.