köyden kente

129 7 5
                                    

Ilk okulu bitireli daha bir yıl olmustu .Bir Mayıs günü bir çocuk olarak uykunun en tatlı olduğu an .şafak daha atmamıştı
Anam; kalk ogol kalk . gebes dedenin alacik evine git.kecileri
Çevir geliver deden cumaya gelecek diye uyandırdı
Çocukluk bu ya gitmek istemedigin zaman hiç bir şey duymazsın. Bende duymamazlik dan geldim. Mümkün mü
Anam daha sert bir tonla bayraaam kalk hadi kalk , babamın diğer odadan kalkmiyormu esekoglu esek demeye başlamıştı
Bile. Kalktım azigim bile hazırlanmış .elime içinde azik olan bir Bogca tutturdular. Çıktım dışarı ortalık zifiri karanlık.
Git allahım git yol bitmez ormanda bir çatırdı olsa .saràr içimi bir korku bildiğim bir sure vardır döner döner okurum .
Nihayet keçi evine varirim. Güneş yüksek tepeler e vurmuştur.
Ama yol yine bitmemistir. Dedem geçileri ayvasil dağının üstüne sürmüş sabah ayazında Keçiler karınlarını duyuruyor .
Nemem keçi evinde hiç oturtmadan, hadi oğul bak deden keçilerin arkasından surdaki patika yoldan dedene ulaş kecilerimizi otlat gel diye yolu hemencecik tarif eder. Yarı ormanlık patika yoldan git allahım git .
Aşağıdan nimen bağırıyor, voyn herif çocuğu karşıla sana doğru geliyor diye bagiriyor arasira.
Dedem keçının arkasında bena seslenerek sesin geldiği yere gel evlat diye seslenmeye başlar ve ben sesin geldiği yöne doğru giderim. Bir kaya parçasının üstünde heybetli vücudu ile
Durmaktadır. Ama arkasındaki çoban köpeği ise çok korkutucu
Nihayet dedemle buluştuk .
Dedem bak oğlum Keçiler gideceği yeri biliyor sen avlan belini n üstünden öndeki keçileri geri çevirirsen arkasıda döner
Eve gelirler, ama uyuyayim filan deme keçilere canavar saldırır. kecilerimizi kırar sonra bende senin bir yerlerini Kırarım diye sıkı sıkıya tenbih eder. Ve tepeden aşağıya sallanır gider.
Güneşte tam vurmuş usuyen vücudumu ısıtmaya başlamıştır artık. Çocukluk bu ya içim ısının ca taşların oyuna denğildim köpek te sanki tenbih edilmiş gibi yanımdan hıc ayrılmıyor. Ben yatsam oda yatıyor. Ben olursam oda iki ayağının üstünde oda oturuyor.
Vücudum ısınınca dengildiğim o taşların oyugunda uyuyakalmisim. Anaç bir keçının ayaklarıyla yattığım yerin yanıbaşında 30-40 cm derinliginde desinerek mücadele eder bu esnada uykudan uyanabildim. Ben uyanınca deselenmekten vazgeçen keçi acı acı meseleye başlar. Ve gözlerinden yaşlar geldiğini fark ediyorum. O korkunç duruşlu köpek ise sanki beni korumaya almış gibi , yani yanibaşımda gözü yaşlı bana bakıyordu. Güneş ise tepeye yaklaşmış nerdeyse öğlen olmuştu.
Birden ayağa kalkınca yeri desen keçi hızla meleyerek kecilerin gittiği yere doğru gidmeye başladı ben de gayri ihtiyari takip etmeye başladım köpekde arkanızdan bizi Takip ediyordu.
Keçi bayagi büyücek bir kayanın üstüne çıktı bende çıktım.
Ama keçının gözünden hala yaşlar akıyordu.
Üstüne zor zahmet tırmanmakla çıktığım kayanın üstünden birde baktım ki aman allahım telef olmuş bir sürü. Beni sardı bir korku bu keçileri bu hale getiren neyse benide yer diye kafamda birçok soru. O ana gelinceye kadar hiç havlamayan köpek
Arasıra ugulayarak havliyor du.
Görünürde hiç keçi kalmamıştı , biraz korku biraz endişe ile
Keçi evinin yakınlarına geldim, ormanın içine suçluluk hissi ile saklandım . Canavarlardan kaçarak kurtulan Keçiler üç beş gelmeye başlamıştı. Darmadağın üç beş gruplar halinde gelen keçileri gören nenem, olmuşlardı biliyormuş gibi bir sağa bir sola koşuyor gözü kör olmayası uyudu keçileri canavarlara kimdir di diye söyleniyor ha bire artık akşam yaklaşmastı
Dedem de köyden geliyor aman allahım ne o ses hararetli hararetli bağırıyor nerde bu Veled nerde diye .
Içimi bir korku sardı eve gitsem dövecekler. Köye dönsem anam dövecek bir an önce karar vermem lazım diye düşünüp
Evden uzaklaşıp keçileri otlatmak için sürdüğü m yerin aksi istikametine gür ormanların içine doğru gidip korumalı bir yer bulmam lazımdı gece ormanda kalacağım dayak yememek için.
Gece yarısı olmuştu çıktığım ağacın üstünde uyukluyordum karnımda açık misti geçi evinden sesler geliyordu belli ki benide aramaya çıkmışlar idi. Dayak yeme korkusu iyice sardı
Cesaretimi toplayıp ben burdayım demek istiyorum ama dayakdan korkuyorum. dedem den, köyun bütün çocukları korkar di çünki gerekli gereksiz çocukları arasıra döverdi. Ben birde suç islemiştim beni daha çok döverdi diye düşünerek sabahi buldum.
Ayağında bir carik, sırtında yırtık bi gömlek cebimde para yok
Kuşluk vakti olmuştu Karnım da aç, ana yolun kenarına indim
Finike deki portakal bahçelerine hayvan terki taşıyan bir burunsuz tames marka araba stabilize dar yolda baktım geliyor.
araba belkide birinci vites .Gizlice arabanın arkasından arabanın üstüne çıktım o hayvan terkinin üstüne uzandım kimse beni görmesin diye.
Bir birbuçuk saat sonra Finike de bir portakal bahçesinin içine varmiştim bile. Açlıktan Karnım zil çalıyordu. Baktım kamyon şoförü arabayi terk etti bahçenin içinde kayboldu gitti hemen indim arabadan arabanin içinde ekmek filan aradım. Bir bez Torbalı'da ucundan yemiş pazar ekmeği buldum hemen bu ekmeği alıp şoförü gittiği yerin ters yönüne koşarak uzaklaştım.
Yürü allahım yürü Kum tepelerine geldim bir ağaç bile yoktu dibine oturacak biraz daha gittim derya gibi sulara vardım meğerse burası deniz imiş. Suyun kenarına oturupekmegi yemeyebasladim .uykusuzluk da iyice cokmustu.ekmegi yyiyince uyuyakalmisim , uyanınca basimda kısa boylu kravat li takım elbiseli birisi dikiliyordu belli ki ben çocuk olduğum için ben uyanincaya kadar beni uyandirmayan bir adam . Oturuyor. evlat otur korkma benden sana zarar gelmez diyerek yanıma oturdu.
Adım Cafer senin adın ne diye sordu. Ürkek ürkek bayram diyebilirim. Nerelisin senin anan baban yokmu diye bir sürü soru soruyordu. Bende yalan yanlış cevap veriyordum .
Hadi gel bugün ,yarın , ne kadar istersen birlikte kalalım .
Bende yalnız kalıyorum sanki biliyormuş gibi bana bende evden kaçtım deyip ayağa kalktı bende sığınarak bir liman arıyordum
Kalktım içimde bir mutluluk bir sevinç beraber gittik denizin kenarında bir ev korkma korkma gir içeri dedi.
Nihayet sıcak bir ev bulmuştum cekine cekine girdim eve.
Bana şu odaya gir bak şu akıyor sabunda var orada iyice yıkan bakalım.yine sevecen güven veren bir sesle bak orada havlu var bununla kurun oraya çamaşırlar koydum bunlarida giy
Gel. Dedi banyo kapısını kapattı gitti.
İlk defa yukarıdan akan bir sıcak su ile banyo yapıyordum
Yıkandıktan sonra çıktım. masa kurulmuş yemekler mis gibi kokuyordu bir güzel kitliktan çıkmış gibi karnımı doyurdum
Vakit de epey geçmişti dışarı zifiri karanlıkti bana başka bir oda gösterdi burada da yapacaksın evlat uykunun geldiyse gidip yatabilirsin dedi . Ama ben yarin sabah okula gideceğim
Kaldığını zaman bu odada kahvaltı olacak onları ye ve beni bekle bir yere gitmek sakin diye Babacan bir tavırla tenbih etti.
Artık yeni bir ayakkabı yeni bir elbise özellikle ceketimde olmuştu. Yemekler sıcak pazar ekmeği tuketiyordum.
Çok ama cokmutlu hissediyordum kendimi.
Artık bana bağırmaya n bana sevgiyle bakan bir babam vardı.
Yeni bir baba.
İşte Kaderimin değiştiği gündü bu gün

SEVGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin