Bir hafta sonu Antgör e gitmiştim tekrar, o dört genci dovdugumuz için adeta sorguya alınır gibi benide sorguya almaya başladılar. İşte okumanın bana verdiği özgüven ile
Özgürce çıkışlar yaparak yanımdaki aynı okulundan adil Demiröz ile beraber diklendik. (Adil Demiröz daha sonra Adana makine Müh.fakultesine başladığı yıl Gaziantep'e terör olayları sonucu şehit olmuştu.) Ve postu deldirmeden örgütden ayrıldık. Birgün okulda çok dalgın olduğumu fark eden ve okulumuza yeni gelen motor hocamız ali yıldız. Hayırdır bayram neden? Dikkatine dağınık diye sorduğunda, önemli değil hocam dedim, ama hocam ders arasında bana gel konusalim dedi. Ders bittikten sonra ali hoca nin yanına gittim
Yurt dan atıldığını anlatdım . Bak bayram seni bu gibi sorunlar etkilemez sen kararlı birisinin. Git bir ev tut, bak parada kazanıyorsunuz deyince banabir cesaret geldi .ertesi gün cumartesi idi bana yurdun verdiği sürede doluyordu.
Okula yakın güllük Cad.yedi katlı bir apt. Altıncı katını tuttum.
Zaten karşı dairedede imamhatip ve Antalya Lisesinden öğrenciler kalıyorlardi. Adil Demiröz kardeşim evlerinden yatak yorgan battaniye getirdi, muharrem ise mutfak eşyası getirdi.
Evide. Yaşanır hale getirmiştir arkadaşların sayesinde.
Tek başıma evde kalıyorum, kira ve giderler ağır geliyor aksamlari yalnızlık çekiyorudum.
Nihayet aynı okuldan önce Yunus Tokgöz,( okul bittiği yıl bir trafik kazasında kaybettik bu arkadaşı çok uzulmustum.) daha sonra hasan çiftçi Antalya lisesinde okuyordu. Artık özgürce geceleri sokaklarda geziyorduk. Örgütlede ilsigim kalmamıştı.
Bir gün adil, muharrem birlikte gece gezerken bizim dovdugumuz çocuklar yanlarında beş altı kişi daha bizi dövmeye Yeltendiler ama basaramadilar, biz karşı koyunca cil vayrusu gibi dagiliverdiler. Bu gibi olaylar hem soldan hemde ülkücü genclikten sık sık cereyan ediyordu. Birgün hasan çift ci
Eve geç gelince hayırdır hasan bugün geç geldin diye sordum.
Ülkü ocaklarında seminer vardı ona katıldım deyince sen ulkucumusun dedim
Hasan evet dedi. Ne anlatıyorlar kardeşim diye sorduğumda
Türklüğü, vatan sevgisini, iyi insan olmayı anlatıyorlar deyince ilgimi çekmişti. Tabi buarada barınacak liman arayan biri gibi
Sabaha kadar kafamda bunu yorumladı m. Ertesi gün hemen
Kadın yarığı dedikleri mevkide devlet hastanesi karşısında büyük Ülkü Derneği diye adlandırılan yere yine adil ile beraber okul çıkışında gittim. Baktım ki oda arkadaşım yunus da orada bana ayakkabı boyatan okulumuz ogrencilerinden çoğu burada . Biraz oturduk bize bir çay ikram ettiler birisinin getirdiği simidi 5 kişi paylaşırken iki kişide biz olunca yedi kişi olarak paylasiverdiler. Bu paylaşım adil ile benim çok hoşumuza gitmişti. Biraz sonra uzun boylu yakışıklı
Adı Ekrem Çağlayan olan ve Başkanımız dedikleri şahıs geldi. odasına selam verdi geçti. Çok değil on dakika sonra bizi başkanın çağırdığı söylediler . Bizde adil ile beraber başkanın odasına geçtik. Odada başkan ve bizim okuldaki benim hocam ali yıldız da oradaydı. Tekrar bize birer çay daha soylediler sohbet güzeldi burada her hafta sonu seminer verildiğini bu seminer lerde bir öğretmen veya buyugumuz nezaretinde öğrenci arkadaşlarımızın verdiğini anlattılar.
Ben hemen atladım bizde verebilirmiyiz diye sorduğumda ,
Önümüzdeki hafta semineri sen ver deyiverdiler.konuda
Türlerin Tarihde kullandıkları kutsal kabul ettikleri hayvan figürleri idi. (Yani bozkurt, çift başlı kartal v.s ) konuyla ilgili birde kitap verdiler bana. Kitap verdikleri için çok sevinmistim.
Çünkü uzun süredir yeni Kitap almamistim. Bir kaç kitap isimleride verdiler bu kitapları bulabileceğiniz yerlerde söylediler. Müsade isteyip dışarı çıktık elimizde kitap
Adil ile parka gidip kitabı iyice karıştırdik konular hoşumuza gitmişti. En önemlisi artık ulkuculerden bir saldırı görmiyecektik.
Artık ülkücü olmuştuk. Yeri geldiğinde bir simidi paylaşıyorduk. Ekmeği paylaşıyorduk. Kitap okuma hevesim tekrar artmıştı bu derneğin kütüphanesinde kitap alıp okuyordum en önemlisi Cafer babanın Müdürümüz mücahit hocanın isteklerini yerine getiriyordum .okumakla.
Çünkü hep okumalisin oğlum dediği zaman sevgiyi de bulacaksın demişlerdi.
Beni bu konu çok etkilemiştir. Ulkucude olmustuk Oturduğumuz eve artık kartal yuvası ismini vermekte bir mahsur yoktu. Artık bizim oturduğunuz bu evi bilmeyen yoktu kartal yuvası diye.
Daha altı yedi ay olmuştu. Derneğin Kongresi vardı .
Beni bu kongrede ikinci başkan seciverdiler sorumluluğum iyice artmıştı. Boyacilikdan kazandığım para ile dernegede yardım ediyordum. Evin kirasınıda yatiriyordum.aksamlari kartal yuvası evimiz dolup taşıyordu. Çağlayan Lisesinden kur ibo, yusuf Aktaş, Hüseyin Selvi, daha isimlerini sayamadigim birkaç kişi daha. İmam Hatip den kemal, Mehmet yaklaşık on kişi ,
Antalya Lisesinden zaten ilk günden beri beraber olduğumuz
Muharrem kaslı, Ali Sami demir, Hasan ve iki kişi.sanat okulundan yaklaşık başta adil Demiröz, Oda arkadaşım yunus,
Kerim ve yirmi civarında arkadaşlar dernek den tanıdığımız
İbrahim Öztürk, yeni imamdi daha. adınada Cumhuriyet imamı koymuştuk. Ticaret Lisesinden Rıza Kırım, Mehmet danacı ,
Adil ateş ve üç dört kişi efsane olmuştu kartal yuvası .
İkinci dernek ti adeta dernek dışında burda toplanıyor sohbetler yapıyorduk. Bu arada okulun ikinci dönemi başlamıştı,
Konya'dan bizim okula bir öğrenci gelmiş ali hocam bir gün bana bu yeni gelen Öğrenci ülkücü olabilir onunla yakınlık kur diye tenbihlemisti. Bir gün yine ayakkabı boyar iken baktım ki oda boya sırasında. Ona hitaben kardes sen yenimisin bu okulda diye sordum evet . Konya'dan nakil geldim dedi. O zaman biz
Kuşların ayakkabının en son boyariz sen okul bitiminde geleceksin öyle boyayacagim dedim olur dedi gitti.
Artık okulda bütün Ülkücüler teneffuslerde benim etrafında toplaniyorlardi. Sol grup ise toplanıp bize arasıra hava basmaya başlamışlardı.bu günde oldukça kalabalık bir grup olarak bize hava basiyorlardi .baktım ki Konya'dan yeni gelen bu çocuk bu gruba katılmadan atolye sınıfına yöneldi gitti. Anladım ki solcu değil. Okul bitimi ürkek ürkek geldi bir taraftan ayakkabının boya yiyorum, diğer taraftan sorular soruyorum adın ne
Adım : imdat Sarıca dedi
Niye geldin bu okula sürgün filanmi dedim Hayır babam Ormancı finikenin ernez köyüne tayin oldu bizde buraya geldik.
Sohbet iyi gidiyordu ayakkabısı boyanmışti. Para uzattı almadım bu benden olsun dedim. Bu sohbet bizi ayrılmaz
Bir ikili kılacaktı. Hadi gel seninle derneğe gidelim bana yardımcı ol dedim para alamayınca sanırım beni kırmadı okul çantamı o aldı boya sandığımı ben hergün koyduğum yere değil derneğe götürdüm amacım imdat i derneğe götürmekti. Ve derneğe gittik. Ali hoca da oradaydı. Biraz sohbetler sonra dernekden çıktık beraber yürüyoruz nerde kalıyorsun diye sordum şu işleri Mah.de deyince öyleyse gel benim evi göstereyim sende ordan gidersin dedim kabul etti. Ona hemen efsane olan kartal yuvasını anlattim istediğin zaman buraya gelebilirsin beraber gezer, dolaşır , birlikte kitap okur ders çalışırız deyince sevinçle hemen kabul etti. Sende bize gelirsin değilmi anam çok güzel kuru fasulye pişirir birlikte yeriz söz ver der gibi gözüme bakıyordu söz lan imdat bende size geleceğim anamizin kuru fasulyesinden yiyeceğim .icimden Uzun zaman sonra bir kadın eli degmiş yemek yiyeceğim . bir an önce çağırır diye dilek bile tutmuştum hemencecik. Taksi durağında beklerken taksi gelmişti. imdat taksiye binerken aman kardeşim çok dikkatli olun senin Mah pek Tekin değildir diye tenbihleyiverdim . Taksi gözden kayboluncaya kadar bir birimize el sallamayı hiç unutamam. Kartal yuvası evimiz artık efsane emniyet bile arasıra basıyor bazı kitaplarının toplayıp götürüyor.ulkuculerden Aranan biri olduğu zaman ilk baskın yaptıkları yer bizim kartal yuvası olmuştu.artik. solcular bile iyi biliyorlardı . bu mahalle önceden solcularin hakimiyetinde iken
Kendiliğinden Mahalleyi terk ettikleri gibi mahalleye bile girmiyorlardi, artık.
İşte okuyanlar ;kendinden emin özgürlükçü ve bağımsızlık ruhu taşırlar, önünde hiç bir engel tanimazlar , cesur ve korkusuz olurlar,
.
