tekrar cezaevi

57 5 0
                                    

12 eylül ihtilali olmuştu bu ihtilalde Başbuğ Alparslan Türkeş de dahil yuzlerce ulkucu ABD ve BURUKSEL eksenli
Zihniyetlerin Türk milliyetçiliğinin fikir sisteminin savunucuları tek tek yakalayarak cezaevlerine zindanlara koyuyor lardi.
     Bizde nasibimizi . Alacaktık. aziz kolakoglu kardeşimle çay ocağında karşılaşınca bana bayram seni arıyorlar ulu orta ne geziyorsun deyip kalk göz önünden uzaklaşalim bizim eve gidelim biraz sohbet eder karnımızı doyururuz deyince.
Bu çay ocağında uzaklaşıp aziz in baba evine gidiyoruz.
Bu ev tek katlı eski bir ev idi girdik eve
Aziz, ana bize hemen bir yemek hazırla önce karnimızı doyuralim dedi.
Bu arada odanın ortasında yanan bir odun soba si vardı.
Aziz eski bir valizden resim albümünü çıkarıp bana gösteriyor eğer beni de almak isterlerse bunları delil olarak kullanirlarmı diye gösteriyordu aziz Bozcaada  öğretmen okulundan daha yeni mezun olmuştu.Aman allahım gençlik, bu silahlı resimler v.S ne.
Bir sürü resim bunları ayikladik ve sobaya attık. Anne de sofrayı  ortaya hazırlamış yemekleri koyuyordu. Pencereler ve
kapıdan jandarma cam ve çerçeve tanımadan o saygı duyduğumuz asker sanki dünyanın en azılı teröristi bizmisiz gibi hareketle tekmeyle adaya baskın yaptılar ellerinde g3
Tufekleri anne bu durum karşısında bayılmıştı.icerde on kadar jandarma yatın yere yatın diye sesleniyordu üstümde bir ayak bayram Taşel hangi niz. Benim diyebildim iki jandarma
Bu arada her tarafı darmadağın etmeye başlamıştı bile birseyler arıyor idi . Sonuçda birçok kitap bir kaç resim albümünden resim, delil olarak alıp bizi aziz ile birlikte korakol nezaretine almışlardı bile. Sorgu lama başlamıştı . Elime boş bir dosya
Kağıt i verdiler yaz bakalım biz biliyoruz ama birde senden dinleyelim bakalım dediler. Ne yazayım bildiğim bir şey yok ki deyip kocaman bir SEVGİ. SEVMELİSİNİZ diye yazıp VERDIM
Ast subay ben sana bunu mu yaz dedim deyim suratına bir yumruk salladı burnum kanamistı. Üç dört gün karakol nazarethanesinde kaliverdim . Dördüncü Gün, dört tane sivil giyimli kişiler aldı beni önce Antalya, sonra Adana, daha sonrada izmir ve aydına götürüp sorguluyorlardi.
Bazı yerlerde oturup ayak ayak üstüne artırıp kahve içmemi tenbihliyorlardi. Oturtuldugum odanin Karşı odasinda ise elektrik verilen ve işkence edilen ülkücü kardeşlerim vardı
Sorgulayan lar arasıra beni işaret ederek bir şeyler söyleyip
Iskencelerin dozunu arttirdiklarini görüyordum.
O kardeşlerimizin her bir acı nidalari beni benden alıyor gönlümü yaslandirdigini hissediyordum. Nerdeyse otuz beş kırk gün olmuştu göz altı sürem.
Nihayet benden sorgulama sonunda hiçbir şey öğrenebilecek durumda değillerdi.ogrenemedilerde. En sonunda giyabim da kesilmiş bir ceza buldular indirim sonu sekiz ay yatmam gerekiyordu. Ve cezaevine koydular ne mümkün arasıra gece saat Ön ikiden sonra bazen beni yine alıyorlar sorguluyorlardi nasıl bir düzen ki hayatımı iyice karartma k için her yolu deniyorlardi. Artık cezam bittiği zaman ihtilal in sert uygulamaları da nerdeyse bitmek üzre idi . Oda ne
Cezam bitmiş oma hala ceza evindeyim bir gün sabah
Erkenden iki jandarma başlarinda bır ast sub,yine koluma  kelepçe takarak  cezaevinden çıkarıyorlar. komutan nereye Komutanım daha cezam bitmedimi diye soruyorum ..yok artık bitti sen aynı zamanda asker kaçağı görünüyorşu n şimdi de seni birliğine teslim etmek üzre Erzurum a gidiyoruz dedi.
Artık askerim diye haykırdım .Evet karşınızda bir asker var
İyide komutan bu klep ce neyin nesi. Ast sub. Kaçar maçarsın biz tetbirimizi alıyoruz diyordu.
    Bizi 9 cu klordu  ya teslim ettiler  birde ne göreyim benim gibi
Durumda olan daha 8 kişi  kimi ülkücü kimi devrimci.
İki gün sonra Palandöken  topçu alayı alay karargah bülügündeyiz. 
Artık askeri z .

SEVGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin