medrese hayatım 4

56 5 0
                                    

Antalya cezaevine indigimizde gardiyanlarden bayram
Kulağıma egilerek sefa aydını öldürdüler dikkatli olun diyeverdı gözlerim faltasi gibi bir anda açıldı neye uğradığımı
Anlayamadım kapılarından içeri girer girmez daha önceden
Yardım ettiğim ayakcı çocuk abi hosgeldin diyip cebime Zula dediğimiz demirden elle yapılma kurban bıçağı büyüklüğünde ikitarafi keskinlestirilmis aleti koyuverdi sana saldiracaklar dikkat et dedi ve uzaklaştı. Sefa yı vuranda. ?.... deyiverdi
herzaman ki gibi bir elimi cebime sokarak sefa yı   vuran çocuğun kogusuna yönlendim Murat da hemen arkamda
Daha önceden tanıdığım ben gelince cesaretlenen ve tarafını belli eden sekiz on kişi daha arkamda baktım beşinci koguşta
Köşede uzanmış yatıyor kalk ulan sahipsiz sahada kendini pehlivanmi sandın deyip bıçağı salladım bir iki derken ortalık karıştı cezaevi ikiye bulunmuştu yine kimin kime vurduğu Belle değil hasimli hasımsızlık kim kime giciksa vuruyor birbirlerine, bu arada jandarma havaya ates etmeye başladı
Bu boşlukta 3 cu koguşa geçip çatıya çıktım hertaraf ahşap
İki battaniye ateşe verip çatıya birakiverdim iyice gevremiş olan bu çatı ahsaplari çok çabuk alev alarak hızla ateş yayılmaya başladı artık olmasi gereken olmuştu olayların durulması gerekiyordu .bu hareketlilik yaklaşık iki üç saat sürmüştü. Jandarma cezaevi meydanına da inmislerdi.artik hava Kararmak üzere idi yangını belediye itfaiyeleri gelip sondurunceye kadar beş altı ve üç üncü koğuş ların çatısı kule dönüşmüştü, Komutan ve savcı geldiklerinde ortalık harabe gibiydi. biz birinci koguştu toplandık yaklaşık kırk kişilik bir grup halinde ayakta eli tetikte bekliyoruz. Onlarda dördü agir yedi Sekiz kişi yaralı vardı bizde üç tane.
Ben ve rafigim murat yine yan yana idik yaralı arkadaşları
Ambulansla hastaneye gitmelerini bile istemedik çünkü bu yaralılarin yaralarını koguştu ilk müdahaleyi yapmıştık bile
Diğer arkadaşlar habire slagon atıyor milliyetçi Türkiye
Koministler mokavaya gibi, karşı tarafda Kahrolsun Faşistler diye slogan atıyorlar bazende marsist içerikli Marş lar söylüyorlardi. Savcı meydanda bir onlara bir bize gelerek sakin olun arkadaşlar slagon filan atmayın diye uyarılarda bulunuyor idi. Vakit yaklaşık yatsı filan olmuştu. Dışardan hic kimse bizim tekrar Antalya cezaevine geldiğimizi bilmiyorlardı .çatıda askerler vardı kalan yangından kalma sönmemiş kor filan var onları söndürüyorlar sanarken ,her iki gruba da çatıdan i ndirme yapıp bizden ben ve rafigim muradına ve iki kişi daha sol örgüt mensuplarının da sekiz kişiyi aldılar araçlara bindirip önce emniyetin nazarethanesine her iki grubuda dolduruverdiler şimdi burda yiyin birbirinizi diye birde alaylı alayli gulusuyorlardi. Polisler .
On alti gün gecivermisti bu nazarethanede aynı kişileri
Burdan alıp jandarma nezaretine götürdüler onbeş günde burada kaliverdik. Ama gruplar asla bir birileriyle konusmuyorlardi, bir birilerine hala düşmanca bakiyolardi.
Geceleri nöbetler halinde uyuyor idik gerçi sekiz kişilik nezaret hanede on üç kişi kalıyor idik sıkış tepiş . Buna uyuma dersek
Bu nezarethanede yanımıza ne dernekler nede aile fertlerimizden hiç kimse arayıp sormamislardi gerçi sol grup içinde aynı olsa gerek ziyaretçinin gelmiş olsa en azından filan geldi diye söylerler diye düşünüyorum.
Daha bir ay olmuştu cezaevi aracıyla seyahatimiz ,biteli.
Aksam saat beş gibiydi nazerathane kapısında Kabadayı bir asker elinde kağıttan okuyarak bizim gruptan ben, sol gruptan üç kişi dışarı çıksın diye seslendi. Dışarı çıkınca bir saniye
bile durdurmada n iki tarafımız tekli asker koridorundan
Araca bildirildi k. Yine nereye gittiğim meçhul kendi kendime
Bu bir çilemi yoksa S S nin bir intikamını yoksa Ecevit hükümetin in bir işkencesi mi diye düşünüyorum.
Yaklaşık iki buçuk saat sonunda Burdur cezaevinin havlusundaydik araç dan indirildi yine kapı altına misafir edildik koğuş karavanasindan yine karnimiz doyurdu k
Aradan çok geçmedi bir gardiyan beni alarak mudur odasına götürdü karşımda cezaevi savcısı olduğunu sandığım şahıs
Etrafında söyle bir dolaşarak endamimi kontrol etti
Masaya geçip oturdu önünda kabarık bir dosya vardı karıştırmaya başladi bazı sayfaları dikkatlice okuyor idi ayağa kalkarak yok yok olmaz der gibi kendi kendine konuştukdan sonra gardiyan gardiyan diye seslendi. Sanirim dış kapıda bekleyen gardiyan içeri girdi diğerlerini koğuş lara alın
Bu efendi kalsın dedi bizden önce odayı terk edip çıktı
Hiç bir şey anlamadım, neden? Ben, neden? Ben diye
Kendi kendime homurdandim.
Kapı altında yalnız kalmıştım oda serindi baktım battaniye falanda yok gelen giden yok bir kaç kere gardiyan efendi, gardiyan efendi diye seslenmeme rağmen gelen yine yok
Anlaşılan bizi unuttular diye düşünmeye başlamıştım.
Odanın köşesinde betonun üstüne uzanmistim uyuyakalmisim
Tekmeyle gardiyan dürterken uyandım baktım ki iki tane gardiyan kalk bakalım bu nebicim uyku, sana  uyumiyacaksin demedikmi diye mirildandi
Kalktım ama her tarafım kemikti sanki bütün azalarım tutulmuştu sanki kapıya doğru yürürken arkamda bulunan gardiyan ikide bir ayağı ile ayak baldirlarima vuruyor idi
Neyse birlikte yürümenin çok sürmedi dışarı çıktığınızda yine cezaevi aracı bin bin diye itikliyor idi jandarma baş cvş
Araca bindim yalnızım tek başıma yola devam ediyoruz sabahın köründe kendi kendime soruyorum neden hep gece yol alırlar bunlar diye.
Saat onbir filandi Afyon cezaevine vermiştik burada yine
Jandarma baş cvş u elinde sanirim benim dosyam ile cezaevi binasına doğru gitti. Askerler bile araç dan inmediler
Yaklaşık bir saat sonunda baş cvş geri geldi yahu be arkadaş sen kimsin seni ne Burdur nede burası mahkum olarak kabul etmediler şimdide Isparta döneceğiz, senin kim olduğunu bir anlasam sana biliyorum yapacağımı der gibi kafasını sallayarak hareket ettik. Istikamet Isparta ceza evi.
Afyon çıkışında bir köyden ekmek ve helva alan bascavus
Hem askerlere hemde bana ikramlarda bulundu arac hareket
halinde iken bir güzel karnimizida duyurmuştu k.
Yaklaşık birbuçuk iki aydır banyo filan yapmamistim
Kendimin koktuğunu hissediyordum , küçük bir valiz içinde kirli elbiseleri değiştirip değiştirip giyiyordum.
Aksam saat sekiz gibi Isparta ceza evine inmiştik . Gardiyanlar beni alıp iki kat yerin altı olan vc si içinde bir bucağa iki on gibi bir hücreye koydular.

SEVGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin