Sağ - sol sokak kavgaları öğrenci ve işçi çatışmaları
O kadar siddetlenmistiki , polisler iki parça, öğretmenler iki parça , kisacasi millet ikiye bölünmüş , sokak, mahalle, bucak
Hersey ikiye bölünmüş, ülke nin dört bir yanı ateş içinde.
Her gün bir çok genç hayatını kaybetmeye başlamıştı bile.
Ülkemin üzerinde öyle gizli bir el var ki. Geleceğin liderlerini devlet adamı olacak vasıflardaki insanlarımızı sagcılar ,
Solcu olanları, solcu lar ise şagciları habire katlediyorlardi.
Kim saldırıda kim savunmada belli değil bir süreç den geçiriyor
Duk, her iki grupta örgütlerinde veya dernekleride
Kitap okuma yarısına girmiş bir birilerine seminerler veriyorlar di. Ama bu güzelim ülkemde neyi paylasamiyorlardi
Anlaşılır değildi. Sevgiden uzaklaşmış veya uzaklaştırılmis
Bir nesil doğuyor idi.
Son sınıf ikinci dönem okul müdürü beni çağırdı sen artık bu okulda okumayacaksin hangi okul müdürü kabul ederse oraya git kaydını yaptır diyerek elime tastikname yi tutusdurdu.
Önce Adanaya gittim. Okul Müdürü seni kaydedemeyiz okulumuzun düzeni değiştireme yiz, deyip kapı dışarı etti.
Sırayla konya, Konya Karaman, izmir bütün okullar kapılarını yüzüme kapatıp benim kaydımız yapmadılar elimde bir tastikname, nihayet aydın meslek lisesine geldim. Müdür Yardımcısı odasında o kadar çaresiz , yorğun ve bitkin idim ki
Fark etmiş olacak hadi bakalım burada rahat duracaksan
Seni kaydedecagim mudur beyin emri söz verirsen ancak dedi.
Tabi bende tabi hocam hiç bir sorun cikarmiyacagim deyiverdim. Bu ara Okul Müdürü odaya girdi, bana hitaben
Bak evladım sorun istemiyorum, hatta dönem sonu sadece imtihanlara da gelebilirsin deyince rahatladım , her iki hocaya
Teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarak kaydımız yaptırım Antalya ya döndüm ara sıra haftada bir okula gidip derslere
Girip çıkıyor Aksam tekrar antalyaya dönüyor dum . Çünki can dostlarım antalyada idi. Hayat hep mücadele içinde geçiyordu.
Bizim donemimizde sanat Okulu çıkışlar fazla bir üniversite
Bölüm seçme şansımız olmadığı için Antalya Lisesinden de fark dersleri vererek lise diploması almayi hedeflemistik ve gidip kaydımızi yaptırmıştır. Okul bitmiş lisede fark dersleri verecek idik. Bir gün imdat ankaraya bende aydına gidecektik
Aksam imdat Sarıca nin ailesi nin evinde yine akşam yemeği kuru fasulye, bulgur pilavı ve birde soğan ogunumuzu savdık
Çallı dan Isparta otobüsune binmek üzre yaya ara sokaklarda callıya geldik . Isparta arabasına bindik çünkü Isparta'da
Imdatin evleneceği kız M.T. ve benim evleneceğim H.Ö
Eğitim enstuttusinde okuyorlar onlarla bir iki saat birlikte bir çay kahve içmek ve sevdiğimiz le görüşebilmek için.
Gece saat bir otobüslerinde ben aydın otobüsüne imdat da
Ankara otobüsüne bindik . Sali gunu tekrar Isparta'da buluşacak tık. Ama unuttuğumuz bir şey vardı Antalya lisesinde
Salı gunu fark ders imtihanlarimiz. Vardi .İmdat ankarada imtihanlarimiz olduğunu hatırlar ve Pazartesi gunu antalyaya döner ve imtihan için salı gun Antalya lisesine gider işte benim için en acı günlerden birisini yaşayacağım gündür.
Aydın'da Isparta için gece izmirden gelen otobüse bineceğim.
Arkadaşların evinde otobüse biniş saatini beklerken Antalya
B.Ü.D başkanı imdat Sarıca nin Antalya lisesi çıkışında kursunlanarak öldürüldüğü haberini öğrenince şoka girmiştim.
Beni arkadaşım muharrem alır birlikte grajdan Antalya otobüsüne bineriz. Antalya ya indigimiz de Sevgili kardeşim imdat Sarıca. Ülkemizi kaosa sürüklemek isteyen o mechul el in taşeron lari tarafından şehit edilmiştir. Açımız çok büyüktü.
Her ne kadar adlı kayıtlarda i.ö olarak geçs ede katil.
Gerçekte .acilcilerin Akdeniz sorumlusu olan 12 eylül de itirafcı olan ve beni de kursunlayarak öldürmeye teşebbüs eden
T. S. Olacaktır. İmdat kardeşimin cenazesi o kadar kalabalık bir cemaat ile defnedildi ki her kes tüm Ülkücüler antalyada toplanmıştı sanki. Tanrı rahmet eylesin mekanını cennet kalsın.
Tabi gençlik lidersiz kalır mı tabiki kalmamalı bir yetki ile
Dernek başkanlığına atandım ve yönetimini oluşturdu m.
Yönetimde kurt ibo.(asli kürt)kadir Erol, Kazım geygel (Alevi )
Sedat ay . Dan oluşturdum.
Artık sorumluluk çok artmıştı bunca gencin vebali üzerimde idi özel bir toplantıda basbugumuz Alparslan Türkeş in söylediği sözü aynen bu arkadaslarla paylaştım. Kırılacak bir cam,
Milli servet. Gidecek her can bu ülkenin bir evladı bunun için asla ve asla saldıran değil kendimizi savunan olmalıyız diye uyardım arkadaslari buna göre çalışalım arkadaşlar diyede tenbihledim .
Açımız daha geçmeden , ana Cad bakan başkanlık ofisinde okul başkanları ile toplantı yaparken, bir anda kurşunlar
Odamıza bir biri ardına isabet ediyordu. Hemen yanıbaşında bulunan bozkurt heykeli bile param parça oluvemisti.cok sürmedi üç beş dakika. Formaliteden emniyet gelip bir rapor tutup gitti. Bu ara Emniyetten siyasi şubeye yeni biri atanmıştır
S.S. polder üyesiydi.
Kimliği belirsiz kişi veya kişilerce taciz ateşi edilmiştir.diye rapor yazıldı sanırım.
Antalya'nın en hareketli dönemleri başlamıştı artık.
Hergün bir Mah.de veya okullarda vukaatsiz günler gecmiyordu.
Bir gün ankarada n ülkücü arkadaşlar gelmişti onlar i
Atatürk Cad. Uçar is hanında parti misafirhanesinde kalan arkadaşları ugurladiktan sonra is hani önünde çapraz ateş altında kalmıştım. uçarak Manifatura dükkanına kocaman camı kurarak musteri tezgahı na küt diye kafamı vurduğunu hatırlıyorum dışarda silah seslerin susmuş tu ayağa kalkmak istedim aman allahım bir kadın musteri şoka girmiş bende
Apic arasına girmiştim. Bir şekilde ayağa kalktım , birde batımı her iki ayağından kanlar akıyor idi. Benimde üstten Makaralı barebellum marka silahını çıkarıp dukkan sahibine uzattım sonra gelir alırım dedim, Oda ne ayakta zor duruyorum
Ne boş ticari taksiler nede özel taksiler el ediyorum duran yok.
Baktım ki kan kaybı kendini göstermeye başlamıştık i tekrar dükkana girdim hala hala müşteriler mumyalnmis gibi şok lari
Devam Ediyor idi. Dükkan sahibine verdiğim silah masanın üstünde duruyor tekrar aldım, çıktım yola tekrar ilk gelen ticari taksiye dogrultupmdurmasini işaret ettim araç durdu. Arabaya bindim beni derhal hastaneye götür biraz cabukmolsun ama dediğimi hatırlıyorum basılmıştır. Gözümü açtığımda devlet Hastanesinde tedavi altına alınmıştır , dışardan gür sesler geliyor idi Kahrolsun koministler, ne amerika ne rus nede cin bağımsız Türkiye için ve.s sloganlar atılıyor idi. hastanenin koridorlarında doluydu odaya giren çıkan i polis zor güvenliği sağlıyor idi.
Kendime gelmiştim polis oda dan herkezi çıkarmıştı
İfade mi alıyor idi,
vuranlari tanımıyorum ama esgal veriyorum. ama antalyada
O esgal i polisler tanımıyor idi içlerinden bir polis ki
Mustafa odadan çıkıp gitti , sorgu tamamlanmamış ti diğer
Polisler de odadan ayrıldılar . Bir saat sonra tekrar ama mustafa yanında bir polisle tekrar geldiler, ellerinde bir aile fotoğrafı uzantılar evet işte bu deyince polisler bir birilerine bakarak eminmisin, evet tabi eminim, yine bakın bayram bey
Bu resme birdaha bak bizde emin olmalıyız dediler.
Tekrar elime aldım hiç şüphe götürmiyecek kadar emin idim evet bu çocuk. herhangi bir tutanak tutmadan polisler hastaneden ayrıldılar. Ekrem Çağlayan, ne oğlum bunlar ikide bir niye gelip gidiyorlar bu işte bir iş var galiba deyip dışarı çıktı. Bir süre sonra Rıza Kırım içeri geldi başkanım bu seferde
Daha antalyada yeni olan siyasi şube müdürü S.S geliyor. Polderci olduğu soyleniyor bu siyasi şube müdürü bilgin olsun dedi.
Içeri polis ordusuyla giren S.S odadan herkezin dışarı çıkararak polislerde dahil. O aile fotoğrafını eline alarak seni vuran bu mu diye sordu evet bu dedim iyi düşün bunu diye sinir li sinir li tekrar sordu sanki suçlu benmisim gibi ses tonunda azarlar bir tavırla , evet Komiseri sabahtan beri bunu on kere söyledim evet bu deyiverdim. Bak bayram oğlum , bak senin hayatını karar tirım diye tehdit vari bir ses tonu ile bu benim oğlum. Seni vuran bu bile olsa asla bu demiyeceksin.
Deyip odadan ayrıldı. Meger o aile fotoğrafı S.S nin aile fotoğrafı imiş. O ğün tekrar anladım ki polis teşkilatı ne kadar
Deformasyon a ugrarsa ugrasin bazı polisle polis lik görevlerini tam yapıyorlardı.
Birazcık insanı değerlere sahip insanlar doğru olmayı kendine siar edinmiş kişilerdir.
