Artık ülkemin bağımsızlığı iyiden iyiye tehlikeye girmişti.
Halk ikiye bölünmüs. Kurtarılmış bölgeler oluşturulmuş.
Kardes kardeşe düşmanca bakar olmuş bir Türkiye vardı.
Örneğin; ülkenin geleceğini tayin eden eğitim sisteminde
öğretmenlerin TÖP-DER ve ÜLKÜ BİR diye
Ülkenin aşayışıni sağlayan güvenlik gücü polisler ise solu
POL DER sağı da POL BIR diye ikiye ayrılmış bir Türkiye
Kurtarılmış üniversiteler, liseler ve lise dengi okullar
Hatta ve hatta orta okullar bile ikiye ayrılmıştı.
Köy kahvelerine varıncaya kadar ikiye ayrılmış bir Türkiye
Ülkem üzerinde var olanngizli eller nerdeyse emellerine konuşmuştu , bu ayrılık gayrilik yıllarca sürecekti.
Bir gün bir ailenin ziyaretine gitmiştim, evin iki oğlu vardı.
Biri ülkücü diğeri dev sol cu. Ülkücü kardeşim in daveti üzerine o evde bulunuyorumdum. Arkadaşımın sevgili annesi bize cay demlemiş çay içiyor idik . devsolcu diğer kardeşi eve geldi.
Baktım kavgaya tutusacaklar araya girmeyi denedim
Ülkücü kardeşim bana dönerek bayram başkan sen Karışma lütfen diyerek yardım etmemi istemedi. Ama anne ne olur oğul bunları ayır bunlar bir araya geldiğinde ben çok korkuyorum bir birilerini vuracaklar hatta ve hatta arasıra bir bir lerine silahbile çektiği günler oluyor ne olur bunlar ayır evladım diye bana ricada bulununca bulunduğum yerden kalktım birde ne göreyim dev sol cu kardes ülkücü kardeşe üst üste bıçak saplıyor idi ülkücü çocuk da insanın içini sizlatan bir acı nidayla dev gibi cüssesi ile yere yığıldı bir anda devsolcu kardes ise bir hamle ile evin avlusunu terk ederek uzaklaşti . Yaralı kardeşimi bir taksiye atıp hastaneye yetiştirmeye çalıştım ama nerde, yolda hakka yürümüştü. İşte böyle bir Türkiye.
Kardeşin kardeşi vurduğu bir dönem.
Okuyan bir nesil, sorgulayan bir nesil. Ülkeyi muasır medeniyetlerin üstüne taşıyacak bir nesil. Böyle bilinç seviyesi yüksek bir nesil , ülkemin üzerindeki o gizli ellerin işine gelmiyor idi , bu gizli ellerin taşeron leri bu gençlik olaylarını destek liyor hatta teşvik bile
Ediyorlardı. Alparslan Türkeş in dediği gibi ülkücü hareket
Ezilmislige, gayri millilige bir başkaldirı hareketidir. Bende boyle bir hareketin içinde , bir Türk genci olarak . Gurur duyuyordum. Bu gururla butun yaşamımı Türk lük ahlak ve
Ve bilinciyle şe killendirecektim. Nitekim öylede yapmaya gayret ettik Türk luk gurur ve şuuru ile var olmaya çalıştık.
Bu mücadele için de oyma pınar braj inşaatında çalışırken
Bir gün aydına arkadaşlarımı görmeye gittim. Döndüğüm zaman
Braj koguşlarında Manavgat jandarma kolluk kuvvetleri bir ihbar neticesinde arama yaptıklarını bu aramada benim kağus
Da. Benim elbise dolabında el yapımı bir bomba bulduklari. Söylemislerdi. Ama ben ciddiye almamistim.
Hiç birseyden habersiz antalyaya indigim zaman beni polisler alır jandarmaya teslim ederler .suçunun ne olduğunu bilmiyorum iki gün nazarethanede yine gün geçiririm .
Dördüncü Gün jandarma Alay Komutanı beni makamına çağırır
Masanın üstünde özel işlem görmüş komutanın tabiri ile parçalı boru tipi yaklaşık otuz beş cm uzunluğunda onbeş cm çapımda bir boru duruyor idi komutan evire çevire iyice inceliyor idi. Birde elinde sonradan bilir kişi raporu olduğunu öğrendiğim bilir kişi raporunu okuyor idi.
Bana dönerek bak evlat ben bir kere sorarım bana doğru cevap verirsen seni serbest bırakırım yok yalan söylersen içerden çıkamazsın .dedi
Bende sayın Komutanım ben doğru söylersen beni gerçekten birakacakmisiniz diye tekrar sordum
Tabi evlat biz asker sözü veririz.
Buyrun sorun Komutanım neyi öğrenmek istiyorsunuz
Bu bomba senin kaldığını oda da ve senin kullandığın dolapları bir arama Sonucu çıkmış . Bak bilir kişi raporunda yedi katlı bir binayı imha edebilecek güçte bir el yapımı bomba senmi yaptın. Yaptıysam ne için yaptın, nereyi havaya ucurmak için yaptın deteylica bize anlat bakalım. Dedi
İşte o zaman gittiğim geldiğim kaldığım Otel v,s bilet fatura gibi evrakları saklama. Gereği duyarım çünki bu gidiş geliş
Otobüs biletleri cebimde idi .
Sevgili Komutanım bana inanmaniz için ne yapabilirim bilmiyorum ama bu bombanın her ne kadar benim dolabında bulunmuşada. Benimle hiç bir alakası yoktur. Ben yapmadım.
Olaki ben yaptım orada olmadığım bir zaman içinde niçin orada bırakayım kaldiki persembeden pazartesiye kadar aydında bulunuyordum deyip pantolonumun arka cebinden çıkardigim bilet leri işte gidiş biletim , buda geliş biletim deyip komutanin
masasına birakiverdim. Komutan biletleri aldı inceledi
Ayağa kalkarak bana hitaben bak evlat sana şimdi güvendim
bu biletleri dosyaya koyacagım deyip askeri çağırıp bu gencin de ifadesini alıp imzalattıkdan sonrada serbest bırakın gitsin dedi. Çok sevinmistim ilk defa güvenlik kuvvetleri sorgusu sonunda bana güven, ve savcının karşısına çıkmadan paçayi kurtarmistim.
Gün geldi çattı ABD nin ankara büyük elçisi bizim çocuklar ihtilal yaptılar diyecek kadar , kime huzmet edeceği net olan kenan Evren ve diğer komutanlar ihtilal yapmışlar di ülke yönetimine el koymuşlardi. TV lerden o soğuk gayri ciddi ses tonu ile kenan Evren açıklama yapıyor idi
Ülke yönetimine ordu olarak el koyduk filan diye. Ülkenin
Son yıllarında Kaos dönemlere girecek donemlerin başlangıcı olacak bir ihtilal olmuştu. Öteden beri emperyalist güçlerin desteklediği ılımlı islamciligin hüküm süreceği dönemin başlangıç dönemi başlamıştı artık. Ülkücü hareket ve Türk milliyetçiliğinin fikir sisteminin dejenere edilme sürecinin başladığı bir döneme girmiştik artık. Türk milliyetçiliğinin ayaklar altına alınacak bir döneme girmiştir artık.
Türk milliyetçileri nin mücadeleci, yiğit, idealist olanların
Mucadele azimlerinin kirilma Dönemi başlamıştı artık.
Sevgili Başbuğ'um Alp arslan Türkeş'in sözleri kulaklarımda çınlamaya başlamıştı
"En kötü bir demokrasi yönetimi, iyi bir ihtilal yönetiminden daha iyidir."
Bende diyorum ki " Türk milleti ne kadar kötü yönetilirse yönetil sin ucbeş kişinin insafına bırakılamaz.. Bunun içinde ihtilalleri asla tasvip etmiyorum.Artık Türk milleti dindar değil dinci lerin,ihtilal ile ucbes kişinin korku ve kaos telkin lerine alistirilacak. Türk milletinin
Köle olmanın onu açılacak. Sevgiden uzaklaştırıldigi bir döneme girmiş olacaktik. Sorgulamayan bir nesil, üretmeyen bir nesil, sadece ve sadece tüketici bir neslin yetiştirilme sürecinin başladığı döneme girmiş olacaktık.