12 eylul

54 5 2
                                    

         Artık ülkemin  bağımsızlığı iyiden iyiye tehlikeye girmişti.
Halk ikiye bölünmüs.  Kurtarılmış   bölgeler  oluşturulmuş.
Kardes kardeşe düşmanca bakar olmuş  bir Türkiye vardı.
Örneğin;  ülkenin geleceğini tayin eden eğitim sisteminde
öğretmenlerin TÖP-DER  ve ÜLKÜ BİR  diye
Ülkenin aşayışıni sağlayan  güvenlik gücü polisler ise solu
POL DER  sağı da   POL BIR      diye ikiye ayrılmış  bir Türkiye
Kurtarılmış üniversiteler,  liseler ve lise dengi okullar
Hatta ve hatta orta okullar bile  ikiye ayrılmıştı.
Köy kahvelerine varıncaya kadar ikiye ayrılmış bir Türkiye
Ülkem üzerinde var olanngizli eller nerdeyse emellerine konuşmuştu , bu ayrılık gayrilik yıllarca sürecekti.  
        Bir gün bir ailenin ziyaretine gitmiştim,  evin iki oğlu vardı.
Biri ülkücü diğeri dev sol cu.  Ülkücü kardeşim in daveti üzerine o evde bulunuyorumdum. Arkadaşımın sevgili annesi  bize cay demlemiş  çay içiyor idik . devsolcu diğer kardeşi eve geldi.
Baktım kavgaya tutusacaklar araya girmeyi denedim 
Ülkücü kardeşim   bana dönerek  bayram başkan sen Karışma lütfen diyerek yardım etmemi istemedi.   Ama anne ne olur oğul bunları ayır bunlar  bir araya geldiğinde  ben çok korkuyorum bir birilerini vuracaklar hatta ve hatta arasıra bir bir lerine silahbile çektiği günler oluyor  ne olur bunlar ayır evladım diye bana ricada bulununca  bulunduğum yerden  kalktım birde ne göreyim  dev sol cu kardes ülkücü kardeşe üst üste bıçak saplıyor idi ülkücü çocuk  da insanın içini  sizlatan bir acı nidayla dev gibi cüssesi  ile yere yığıldı bir anda devsolcu kardes ise bir hamle ile evin avlusunu terk ederek uzaklaşti . Yaralı kardeşimi bir taksiye atıp hastaneye yetiştirmeye çalıştım ama nerde,  yolda hakka yürümüştü.  İşte böyle bir Türkiye.
Kardeşin kardeşi vurduğu bir  dönem.
         Okuyan bir nesil,  sorgulayan bir nesil.  Ülkeyi muasır medeniyetlerin  üstüne taşıyacak  bir nesil.   Böyle bilinç seviyesi yüksek bir nesil , ülkemin üzerindeki  o gizli ellerin  işine gelmiyor idi  , bu gizli ellerin taşeron leri  bu gençlik olaylarını destek liyor  hatta teşvik bile
Ediyorlardı.  Alparslan Türkeş  in dediği gibi  ülkücü hareket
Ezilmislige,  gayri millilige  bir başkaldirı hareketidir. Bende boyle bir hareketin içinde , bir Türk genci olarak . Gurur duyuyordum. Bu gururla butun yaşamımı  Türk lük ahlak  ve     
Ve bilinciyle   şe killendirecektim. Nitekim  öylede yapmaya gayret ettik Türk luk gurur ve şuuru ile var olmaya çalıştık.
      Bu mücadele için de oyma pınar  braj inşaatında çalışırken
Bir gün aydına arkadaşlarımı görmeye gittim.  Döndüğüm zaman
Braj koguşlarında   Manavgat jandarma kolluk kuvvetleri bir ihbar neticesinde arama yaptıklarını  bu aramada  benim kağus
Da.  Benim elbise dolabında  el yapımı bir bomba  bulduklari. Söylemislerdi. Ama ben ciddiye almamistim.
     Hiç birseyden habersiz  antalyaya indigim zaman beni polisler alır jandarmaya teslim ederler  .suçunun ne olduğunu bilmiyorum iki gün nazarethanede yine gün geçiririm .
Dördüncü Gün jandarma Alay Komutanı beni makamına çağırır
Masanın üstünde özel işlem görmüş   komutanın tabiri ile parçalı  boru  tipi  yaklaşık  otuz beş cm uzunluğunda onbeş cm çapımda bir boru  duruyor idi komutan evire çevire iyice inceliyor idi.  Birde elinde sonradan bilir kişi raporu olduğunu öğrendiğim  bilir kişi raporunu okuyor idi.
       Bana dönerek  bak evlat  ben bir kere sorarım  bana doğru cevap verirsen  seni serbest bırakırım yok yalan söylersen içerden çıkamazsın    .dedi
Bende sayın Komutanım ben doğru söylersen beni gerçekten birakacakmisiniz diye tekrar sordum
Tabi evlat biz asker sözü veririz.
Buyrun sorun  Komutanım neyi öğrenmek istiyorsunuz
Bu bomba senin kaldığını oda da ve senin kullandığın dolapları bir arama Sonucu çıkmış  . Bak bilir kişi raporunda yedi katlı bir binayı imha edebilecek güçte bir el yapımı bomba   senmi yaptın. Yaptıysam ne için yaptın,  nereyi havaya ucurmak için yaptın deteylica bize anlat bakalım. Dedi
      İşte o zaman gittiğim geldiğim kaldığım Otel v,s   bilet fatura gibi evrakları saklama.  Gereği duyarım  çünki bu gidiş geliş
Otobüs biletleri cebimde idi .
       Sevgili Komutanım bana inanmaniz için  ne yapabilirim bilmiyorum ama  bu bombanın  her ne kadar  benim dolabında bulunmuşada.  Benimle  hiç bir alakası yoktur. Ben yapmadım.
Olaki ben yaptım  orada olmadığım bir zaman içinde niçin orada bırakayım  kaldiki persembeden pazartesiye kadar aydında bulunuyordum  deyip   pantolonumun arka cebinden çıkardigim  bilet  leri   işte gidiş biletim , buda geliş biletim deyip  komutanin
masasına birakiverdim.  Komutan biletleri aldı  inceledi
Ayağa kalkarak  bana hitaben bak evlat sana şimdi güvendim
bu biletleri dosyaya  koyacagım deyip askeri çağırıp  bu gencin de   ifadesini alıp imzalattıkdan sonrada serbest bırakın gitsin dedi. Çok sevinmistim ilk defa güvenlik kuvvetleri sorgusu sonunda bana güven,  ve savcının karşısına çıkmadan paçayi kurtarmistim.
        Gün geldi çattı  ABD nin ankara büyük elçisi  bizim çocuklar ihtilal yaptılar diyecek kadar , kime huzmet edeceği net olan kenan Evren ve diğer komutanlar ihtilal yapmışlar di  ülke yönetimine el koymuşlardi. TV lerden o soğuk   gayri ciddi ses tonu ile kenan Evren açıklama yapıyor idi
Ülke yönetimine ordu olarak el koyduk filan diye.   Ülkenin
Son yıllarında Kaos dönemlere girecek donemlerin    başlangıcı olacak bir ihtilal olmuştu.   Öteden beri emperyalist  güçlerin desteklediği  ılımlı islamciligin hüküm süreceği dönemin başlangıç dönemi başlamıştı artık.  Ülkücü hareket ve Türk milliyetçiliğinin fikir sisteminin  dejenere edilme sürecinin başladığı bir döneme girmiştik artık. Türk milliyetçiliğinin ayaklar altına alınacak bir döneme girmiştir artık.
Türk milliyetçileri nin mücadeleci,   yiğit,  idealist olanların
Mucadele azimlerinin kirilma Dönemi başlamıştı artık.
       Sevgili Başbuğ'um   Alp arslan Türkeş'in sözleri kulaklarımda çınlamaya  başlamıştı
"En kötü bir demokrasi yönetimi,  iyi bir ihtilal yönetiminden daha iyidir."
       Bende diyorum ki " Türk milleti ne kadar kötü yönetilirse yönetil sin  ucbeş kişinin insafına  bırakılamaz.. Bunun içinde ihtilalleri asla tasvip etmiyorum.

Artık Türk milleti  dindar değil dinci lerin,ihtilal ile  ucbes kişinin korku ve kaos  telkin lerine alistirilacak.  Türk milletinin
Köle olmanın onu açılacak.   Sevgiden uzaklaştırıldigi   bir döneme girmiş olacaktik. Sorgulamayan bir nesil,  üretmeyen bir nesil, sadece ve sadece tüketici bir neslin yetiştirilme sürecinin başladığı döneme girmiş olacaktık.

         
     

         

SEVGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin