*Angel*

Davet-9-

Boynumu sıkmayı bırakıp arkasındaki kadına döndü.Bende fırsattan istifade ederek,yerde sürüne sürüne eve girdim ve kapıyı kapattım.Ben kapıyı kapatırken tartıştıklarından beni görmemişlerdi.Sırtımı kapıya yaslayıp nefes almaya çalıştım.

Nefesimi düzene sokmuşken yukarıdan teredüt ederek,şemsiye ile Sebastian indi. Nefesim yerine gelmiş olacak ki kahkahalarla gülüyordum.O da kendi haline bakıp güldükten sonra benim yanıma oturdu.

-Bu kimdi?

-B-ben tanımıyordum... 

-Adını söyledi mi?

Onu merak içinde bırakarak salona geçtim.Laptop'u açarak Lucifer'ı arattım.İlk çıkan ve her zaman doğru bilgiler verdiğine inandığım vikipediye girdim.

Şeytan mı?!

*Ben ünlü birisi olmasını umuyordum...

*Tanrım...

*Hangi insan çocuğuna bir şeytanın adını verir ki?!

*Bilmiyorum...

Sebastian yanıma gelinnce laptop'u kapattım ve gülümsedim.

-Hayır söylemedi...

-İstersen babamı arayabilirim.

Kaşlarımı kaldırdım.

*neden babasının arıyor ki bu?

*Kes sesini.

*Farkında mısın bana söylediğin kelimelerin yarısı kes sesini...Kırılmaya başladım.

*Evet.Kes sesini...

-Yani...Babam polistir de.

-Oh,yok..gerekli değil.

dudaklarını yaladı ve boğazını temizledi.

-Alex..Benimle baloya gelir misin?

-B-ben mi? Nasıl yani?Ne balosu?

-''Siyah Beyazın Ahengi'' Marcy düzenliyor.

-olur.

*Ne! Ne dediğinin farkında mısın sen?!Tanrım sana kes sesini dememin bir anlamı var gördün mü?!

*En kötü ne olabilir ki?

-pekala.

Sebastianın telefonu çalıyordu.Yukarı çıkarken bana bekle işareti yaptı.Bende bu arada mutfaktan telefonumu alıp Finn'i aradım

-Alo?

-Alo?Finn benim Alex.

-Alex...Naber?

-Sen nasılsın?

-Hastaneden bugün çıkıyorum.Gayet iyiyim.

-Güzel...Eee effy ne alemde?

kahkaha attı.

-Yanımda,oturuyoruz ve taburcu kağıtlarımızı bekliyoruz.

-Pekala..Yarın okulun yanındaki kahvecide buluşuyoruz.

-Pekala...

-Teşekkürler.

-Ne için?

-Bilmiyoum.

güldü.telefonu kapatıpcebime koydum.Sebastian telefonunu sallayarak içeri girdi.

-Kardeşimmiş.

güldüm.

-Sebastian ne giyeceğim ben siyah mı beyaz mı?siyah giysem sorun olur mu senin için?

*Senin için derken?Senin kararların.

*Hayır uyumlu giyinmek istiyorum sadece.

*peki...

-Neden sorun olsun ki...

Güldü.Aklıma Dolabıma 3 ay önce koyduğum ama hiç giymediğim siyah elbisem geldi.Ben bunları düşünürken tezgahta oturduğum yerin yanına oturdu ve hiç beklemediğim anda dudağını dudağıma bastırdı.

*Ih,iğrenç...

Onu ittirdim ve tezgahtan indim.

-Sebastian ben.. yani benim...

-Sevgilin mi var?

-Ne?hayır...Hayır! Sadece ben şuan böyle ..

işaret parmağımla ikimizi gösterdim zaten aramızda bir adımlık mesafe vardı.

-Böyle bir şey istemiyorum.

Gülümsedi ve kafasını salladı.

*Ne kadar centilmen arkadaşların var böyle (!)

*Benim arkadaşlarım,senin arkadaşların.

-Baloya kimle gideceğiz peki?

gülümsedim ve dudağımı yaladım.

-Sevgili olmak istememem seninle ''arkadaş''olarak bir yere gidemeyeceğim anlamına gelmiyor Sebastian.

-Sevindim.Aslında senin gibi bir arkadaşı kaybetmek kötü olurdu.Bilirsin her zaman beni iri çocukların yanından kurtaracak arkadaşlarım yok.

kahkaha attım.

-Pekala...Film?

-Olabilir.

Salona geçtik koltuğa oturunca onu kaldırıp tekrar mutfağa patlamış mısırların yanına gönderdim.Elime gelen ilk korku filmini koydum.Durdurup yardıma gitmeye karar verdim.Gittiğimde çoktan 2 tas mısırı patlattığını gördüm.

-Hımm...Yetenekli bayım siz mısırları alıp salona gidin,ben kolaları alıyorum.

-Tabi ki matmazel...

Güldüm.Buzdolabının en arkasına attığım kolaları bardaklara doldurup salona geçtim.Oturmuş beni bekliyordu.Yanına oturup filmi başlattım.

Filmin yarısına gelmeye başlamıştık ki  karanlığa gömüldüm.Göz kapaklarım sanki 10 ton gibiydi .

______________________________________________________________________

Bakın bu sefer hiç bayılmadı! Yupiiii!!!!!! :D yandaki kızın baloda giyecekleri.Neyse şey teşekkürler okunma sayısı bayağı artmış ben bu kadar okunacağını hiç bilmiyordum çok mutlu oldum açıkçası :D birde vote ve yorum please...Yorum benim için daha önemli aslında yorum yapın bol bol :*