4.BÖLÜM "ARKADAŞ"

706 99 17
                                    

(Multimedia da ortadaki Barın,sağındaki Cem ve solundaki Burak)

***

Sözler yabancıdır.İnsan ,gözünün önünde dönen oyunlara,yalan gerçeklere açtır.Onlar da bilir aslında etrafında dönen oyunları.Sadece yalnızlıktan korkarlar.Bense düşüncelerimle ördüğüm duvarlarımın arkasından onların bu hallerine güler geçerdim.

Ne vardı bu yalnızlıktan bu kadar korkacak anlamıyordum ki.Tamam belki öldüğünüzde cenazenize kimse gelmeyecek belki de kimsesizler mezarlığına gömüleceksiniz ama cenazenize gelenlerin yapmacık üzüntüsü yerine gelmemesini tercih ederdim.Ayrıca kimsesizler mezarlığındaki ölü ruhlarla yalnızlığınızı paylaşabilirdiniz.

Umarım Barın'ın arkadaşları yapmacık insanlar değildir.Onlarla arkadaş olamayacağımı biliyordum ama en azından öyle olmazlarsa saygı duyabilirdim.

Araba durunca geldiğimizi anlamıştım."İn" kalın ve tok sesini her zaman emir vermek için kullanması ona olan sinirimin artmasından başka bir şeye neden olmuyordu.Söylemese sanki inmeyecektim.

Arkadaşlarıyla tanışmam için neden bir barı tercih ettiğini bilmiyordum.Siyah pantolonum, siyah ince kazağım ve yine siyah olan deri ceketimle buraya hiç uyum sağlayamamıştım.

Baştan aşağı siyahtım.İçimi kimsenin görmesini istemediğim burdan bile belli oluyordu.Ruhumla birlikte bedenimde siyahlara bürünmüştü.

İçeri girince burnuma dolan ter ve sigarayla harmanlanmış alkol kokusu midemi bulandırmıştı.

Elini belime yerleştirip "Aşk evliliği yapmadığımızı biliyorlar.Kendini sıkmana gerek yok" dedi.

Demek arkadaşlarına onunla para karşılığında nedenini bilmediğim bir şekilde evleneceğimizi anlatmıştı.Keşke bana da anlatsaydı.Nedenini bilmemek canımı sıkıyordu.

Kalabalık bir grubun oturduğu masaya yaklaşınca belimdeki elini çekip boş olan yere oturdu.Yanındaki boş yere de ben geçince "Burak'ı tanıyorsun zaten" diyip Burak'ı gösterdi.Kafamı salladım.Burak'ın yanında duran sarışın,uzun boylu erkeği gösterip "Cem" dedi.

Esmer,orta boylu,siyah saçlı olansa elini uzatıp "Umut" dedi.Uzattığı elini sıkıp "Sena" dedim.

Bir diğeri elini uzatıp "Remzi" diyince uzattığı elini sıktım.Adımı zaten duymuştu.Remzi,siyah saçlı,siyah gözlü,uzun boyluydu.

Sırasıyla diğerleriyle de tanışmıştım.Uzun boylu,kumral olan kız Ece'ydi.Orta boylu kısa saçlı ve fazla gülümseyen kızsa Eda'ydı.Sarı saçlı,Remzi'ninkilere benzeyen siyah gözlere sahip olan kız da Rabia'ydı.

Fazla kalabalık bir arkadaş grupları vardı.

Onlar kendi aralarında konuşurken masaya gelen kızı bir yerden tanıyor gibiydim.Tabi ya uçakta tanıştığım kızdı bu.Neydi adı Gamze, yok değil.Hah! buldum Gizem.

Eda "Grubun son üyesi de geldi nihayet" diyince şaşırmıştım.Ne yani Barın'la tanışıyorlar mıydı?

Tabi ya kandırılmıştım.Tesadüfen uçakta karşılaşmak falan hepsi düzmeceydi.İşte bu yüzden insanlara güven olmuyordu.O gün Gizem'in ne kadar tatlı ve sıcakkanlı olduğunu düşünmüştüm.Rolünü iyi oynamıştı.

"Şey,merhaba" yanakları kızarmıştı.Onu tanıdığımı anlamıştı.Cevap vermedim kandırılmıştım.

"Kaç yaşındasın Sena?" Bu soruyu Ece sormuştu."19'uma girmeme az kaldı" dedim.Bir kaç ay sonra 19 yaşında olacaktım.

" Hangi bölümü okudun Sena?" Bu soruyu Umut sormuştu. Sanki hakkımda hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi soru soruyorlardı.Belki de gerçekten bilmiyorlardı.Barın onlara sadece yalan evliliğimizden bahsetmişte olabilirdi.

İNTİKAMIN TOZ BULUTLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin