18.BÖLÜM "YÜZLEŞME"

297 19 0
                                    


Bölüm Şarkısı;



Lana Del Rey -Summer time sadness


***

Ne kadar yalanlarla dolu bir hayatım olduysa da gerçekler gün yüzüne çıkmıştı. Ve hala da çıkmaya devam ediyordu.

Acaba  bilmediğim başka şeylerde var mıydı?

Zeynep'in şuan neden kapıda oturup beni beklediğini bilmiyordum ama az çok tahmin edebiliyordum.

Bir açıklama bekliyordu.

Ona her baktığımda aklıma benim yerime onun Barın'la evlenmiş olma ihtimali geliyordu.

Bu berbattı.

Belki ilk başlarda bu kadar kötü hissettirmezdi. Çünkü Barın'la isteyerek evlenmemiştim. Ama şuan tüylerimi diken diken eden bir ihtimaldi.

Neyse ki Zeynep başka bir adama aşıktı ve onunla evlenmişti.

Derin bir nefes alıp arabadan indim.

Zeynep de oturduğu yerden kalkmıştı. Sarı saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve benimkinden farklı olan yeşil gözleri üzerimde arsızca geziniyordu.

Kardeş olabilirdik ama neden bu kadar dikkatli bakıyordu ki?

Yaptığım basın açıklamasını üzerinden 1,5 ay geçmişti ve o aileden kimse bunun üzerine gitmemişti. Zeynep neden şimdi evime kadar gelmişti ki?

"Konuşabilir miyiz?" Sesinin kırılgan tonu içimi ürpertti. Aklıma birlikte büyümüş olma ihtimalimiz ve bunu süsleyen hayallerin gelmesine engel olamadım.

Zeynep'le bir bebek için kavga ettiğimiz bir anı. Kafamı iki yana sallayıp bu saçma düşünceleri zihnimin toprağına gömdüm.

Ne biz birlikte büyümüştük ne de hayat bu kadar toz pembeydi. O ailesiyle beraber mutlu bir şekilde yaşarken benim çocukluğum, üvey babamın nefret dolu bakışları altında harap olmuştu. Barın destek vermek için eliyle kolumu sıvazlayıp "Siz içeri geçin ben arabayı park edeyim." dedi.

İçeri girdiğimizde Zeynep'e elimle yol gösterip salonu işaret ettim. O ikili koltuğa bende üçlü koltuğa geçmiştim. Ne yapmam ne demem gerektiğini kestiremiyordum. Bu Oğuzhan'la ya da Mert'le olan konuşmalarım gibi değildi.

Kız kardeş farklıydı.

"Ben olanları yeni öğrendim. Balayındaydık ve döndüğümde hiçbir şey bıraktığım gibi değildi," Elini hava da sallayıp kaşlarını çattı. O da ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Halbuki karşıma çıkmadan önce ne demesi gerektiğini düşündüğüne emindim.

"Biz gerçekten kardeş miyiz?" Gözleri dolmuştu.

"Babalarımız aynı," diye mırıldandım. Bunun olmamasını isterdim elbette. Babamın, sevdiğim adamın ailesinin ölümüne seyirci kalıp, onu bu denli savunmasız bir çocukluğa mahkum bırakmasını istemezdim.

Zeynep bir anda ayağa kalkınca ne yapacağını merak etmiştim. "Bunu senin ağzından duymak istemiştim" der demez yanıma oturup bana sarıldı. Kafasını boynuma gömmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Hormonlarımla oynadığının farkında mıydı acaba? Elimi kararsızlıkla beline yerleştirip sırtını sıvazladım. Burada hayatı mahvolan bendim ama ağlayan oydu.

"Ben böyle olmasını istemezdim. Hep bir kız kardeş özlemiyle yanıp kavruldum. Ama artık sen varsın," Kardeşlerim tarafından sevilmek ve sahiplenilmek kelimelere dökülemezdi. Ama onlara alışmak ve sevgi göstermek benim için zorlanacağım bir engeldi.

İNTİKAMIN TOZ BULUTLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin