PANZEHİR

1.Bölüm

________ Kapak için Yurt arkadaşım ve hatta ranza arkadaşım olan Betül'e teşekkür ederim :) ________
Fotoğraf = Kavin Kamer

AMERİKA ~~ HASTANE

Suat Bey kızı Kavin'in bayılması üzerine soluğu kendi hastanelerin de aldı. Kızı Suat bey için her şey demekti. Baba- kızın başka hiç bir akrabası bulunmazdı ama hep ayrı kalmışlardı. Bunun nedenini her zaman Kavin merak etse de Suat Bey bunu dile getirmez ve acısını kendi içerisin de yaşardı. Kavin aslında altı yaşında annesini kaybetmesi üzerine Amerika'ya gönderilmiş ve hem annesiz hem de babasız bırakılmıştı. Her ne kadar babası her sene bir aylığına kızının yanına gelse de Kavin de bir haftalığına Türkiye'ye gitse de bu ikisi için yeterli değildi.

Yaşlı adam doktorun yanına gittiğin de doktor hemen ayağa kalkarak elini Suat Bey'in eline götürüp tokalaştı. Hastanenin sahibi olmasının yanın da herkesin korktuğu biriydi Suat Kamer. Kısa süreli bir hoş geldiniz merasiminden sonra asıl mesele konuşulmaya başlandı.

''Bakın Suat Bey ; kızınızın durumu sandığımızdan daha ileri boyutta. Yapılan nörolojik muayene ve bilgisayarlı tomografi sonucun da Kavin Hanımın beyin zarı tümörü olduğunu tespit ettik. Ameliyat şansımız var fakat tümörün oldukça ilerlemesi işimizi zorlaştırılıyor. Eğer ameliyat sonrası bir komplikasyon gelişmezse ışın tedavisine başlamamız lazım. Bu süreç oldukça zor ve yorucu geçecek . Kendinizi ve Kavin Hanımı buna hazırlamanız gerekiyor. ''

Duydukları karşısın da şoka giren yaşlı adam ne diyeceğini , ne hissedeceğini bilemez bir haldeydi. Biricik kızını da mı kaybedecekti bu hayatta ?

'' Annesi de bu hastalık yüzünden öldü. Anlıyor musunuz Doktor Bey ! '' diye bağırmaya başladı. Nasıl bağırmazdı ki . Bu bir baba için çok zor bir durumdu .

Doktor yutkunarak da olsa konuşmasına devam etti '' Bakın her 100 beyin tümörünün % 5 ' i genetik doğası ile ilişkilidir. Birinci dereceden bu hastalığı geçirmiş olan bir yakını varsa bu hastalığı geçirme riski diğer insanlara göre daha fazladır '' .

Suat Bey için bütün bu duydukları adeta yıkımı olmuştu . Doktora karşı konuşsa da sanki kendi kendine söz dinletmeye çalışıyor gibiydi . '' Karımı kaybettim kızımı da bu hastalıktan kaybedemem. Kızımın ölmesini istemiyorum. O - o çok küçük daha.. ''

Doktor karşısında ki adamı anlıyordu. Hiç kimse için kolay olamazdı bu durum ama bu evre de kızını da düşünmeliydi Suat Bey. Kızı için daha güçlü olmalıydı. '' Ameliyat şansı var ama dediğim gibi hastalığı çok fazla ilerlemiş ve üzgünüm ki başarı şansı %4 ''

Suat Bey iyice sinirlenmeye başlamıştı artık. Bütün bu saçmalıklar da neyin nesiydi ? Hiddetlenerek konuşmaya başladı ''Karım da ameliyat oldu ama ne oldu bir hafta dahi yaşamadı. Kızım için de mi hafta biçiyorsunuz ! ''.

''Biliyorum oran çok düşük ama ameliyat olmazsa da en fazla beş ay yaşayabilir ve üzgünüm ki bu beş ay hiçte rahat geçmeyecek ''

''Melek olmasına beş ay mı var yani ? '' dediğin de Suat Bey , doktor istemsizce kaşlarını çattı. Bunu Kavin hanımın kendisi karar vermeliydi , babası değil .

''Bakın bu seçimi kızınızın yapması gerekiyor '' dedi doktor.

''Hayır Doktor Bey . Kızıma hiç bir şey söylemeyeceksiniz. Kızım son beş ayını ağlayarak geçirmeyecek. ''

Doktor iyice sinirlenmişti artık bu saçmalığa '' Bu etik değil Suat Bey. Benden bunu istemeyiniz , Kavin Hanım gerçeği öğrenmeli ''