17.Bölüm

399 42 7
                                    

Nasıl böyle düşünebilirdi? Ben ona yaşıyla alaka tek bir kelime dahi etmemişken kendine sorun olarak bunu mu görmüştü ? Onun beni çocuk görmesinden korkarken o kendini benim için yaşlı mı görüyordu yani ? Üstelik bu yüzden ilişkimizi mi bitirecekti ? Bu kadar kolay mıydı yani her şeyi bir kalemde silmek?

Bütün bu aklımda ki soruları bir kenara iterek Emre evden uzaklaşmadan ona yetişmek adına hızla bulunduğum yataktan kalkarak oturma odasına koşturdum.

Emre tam kapıdan çıkmak üzereydi ki beni görünce kapının önünde durarak bana baktı. O da bir şeyler dememi bekliyordu farkındaydım ama bunu beklediği halde neden gitmek için bu kadar can atıyordu ki ?

'' Haklısın ben senden yaşça küçüğüm ama bu seni beğenmediğim anlamına gelmiyor hatta senin beni çocuk gibi görmenden çok korkuyorum '' diye itiraf da bulununca açtığı kapıyı kapatarak yanıma geldi ve biraz önce yaşadığım anların şahidi olan koltuğa oturtup yanıma oturdu.

Hala bana dokunmamaya özen gösteriyordu...

'' Ağlıyordun ve ellerini yumruk yapmıştın '' diye fısıldadığın da gözlerini özellikle benden uzak tutmak için uğraşıyordu. Bana bakarsa yeniden yıkılacağını düşünüyordu.

'' Kendimden utanıyordum '' diye itiraf etmeye devam ettiğimde Emre'nin yüzü de şaşkınlık ifadelerine bürünüyordu.

'' Kavin ne..'' cümlesini tamamlamasına engel olan Emre'nin dudaklarının üzerinde olan parmaklarım olmuştu. Onu susturmanın yanı sıra vücudumun alev almasına da neden olmuştum ama anlatacaklarımı dinlemesi gerekiyordu ve o konuştukça anlatmam daha da zorlaşacaktı biliyordum.

'' Benim anlatacaklarım bitene kadar sus ve gözlerimin içine bakma olur mu lütfen ? '' dediğim de bana tebessüm ederek başını salladığın da parmaklarımı istemeyerek de olsa Emre'nin yumuşak dudaklarından indirdim.

'' Ben yani nasıl denir bilmiyorum ama daha önce hiç yani of bu nasıl anlatılır ki . Bak şimdi yani bakma başka tarafa bak ama beni dinle ama konuşmam tamam mı ? '' dediğim de Emre'nin kıkırtısını duyunca ne kadar saçma sapan konuştuğumun farkına varınca derince bir nefes alarak birkaç saniye nefesimi içimde tuttum. Ne yani bununla vakit geçirmeye çalışıyor olamaz mıydım ?

'' Tamam ya gülmeden sadece dinlesen olmuyor mu ? Bak pat diye diyeceğim bir daha da duyamazsın bunları şey şimdi ben her ne kadar Amerika'da yetişsem de o kadar da rahat biri değilim. Yani rahatım da o kadar değil. Yani erkek arkadaşım oldu da aynı zaman da oldu gibi olmadı da . Şimdi oldu ve olmadı diye se...'' derken bu sefer de konuşmayı bölen Emre olmuştu.

'' Kavin demeyeyim diyorum ama kusura bakma olur mu . Ne saçmalıyorsun ? ''dedi. Öküz ya sen kaşındın o zaman bende direk söylerim.

'' Daha önce kimseyle birlikte olmadım ve evlenene kadar da olmayı istemiyorum '' dediğim de ben bile bu kadar açık bir şekilde bunu dile getirebileceğimi beklemiyordum ki Emre'nin karşımda şaşkınlıktan neredeyse ağzının beş santim açık kalmasını yadırgamamak gerekiyordu.

'' Tamam aptalca bir düşünce ama ben bunun için yıllarca bana yakınlaşmaya çalışanlardan uzak durdum '' dediğim de göz açıp kapama saniyesini bile doldurmayacak bir sürede alnımda Emre'nin dudaklarına ait bir öpücüğün eşsiz dokunuşunu hissettim.

'' Sen bana gönderilen bir hediye misin? Ben iyi bir adam bile sayılmam ki . Sana şerefim üzerine söz veriyorum Kavin sen karşımda beyazların içinde bana evet diyene kadar seninle o tarz bir yakınlaşma olmayacak " dediğinde kollarımı Emre'nin boynuna sarıp başımı da boyun girintisine saklamıştım. Emre benim için huzurun ta kendisiydi.

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin