18.Bölüm

453 37 9
                                    

Emre ile akşam için sözleştikten sonra Emre evime kadar bırakıp kendi evine gitmişti. Akşam için aşırı derece de heyecanlı olsam da kendimi sakinleştirmem gerektiğinin farkındaydım.

Pika'nın salatasını ve suyunu verdikten sonra odama gidip dolabımın kapağını açtım. Pekala ne giyebilirdim bu kıyafetlerin arasından yada daha doğrusu ne giysem daha doğru olurdu ?

İlk önce Emre'nin arkadaş çevresi benden yaşça büyüktü o yüzden pembe renkli elbiseleri listeden elemek ile başladım. Aşırı mini yada yerlere kadar uzun elbise modellerini de eledikten sonra elime mavi renkte hafif göğüs dekoltesi ve birazcıkta kısa olan bir elbise geldi. Aşırı kısa sayılmazdı ama kapalı da denemezdi. Sanırım bu akşam için iyi bir seçenekti.

Kıyafetime karar vermenin rahatlığıyla güzel bir banyo keyfini hak ettiğim için hiçte kısa sayılamayacak bir süre sonra banyodan çıktım. Vücudumu rahatlamanın verdiği keyif ile yatağıma uzanıp birkaç saat uyuyabilmenin umuduyla gözlerimi kapattığım da dünyada ki en mutlu insan olduğumu düşündüm.

*****

EMRE'NİN ANLATIMI

Yanımda kırmızı renkte bez parçasını üzerine elbise diye geçirmiş Ayşe karşımda Ceyhun ile Seda dans ederken ne kadar eğlenebilirdim ?

Kavin'e ne kadar ısrar etsem de onu almamı kabul etmemiş ve kendi gelmek istemişti. Saate baktığım da derin oflama çektim. Bu kız neden bu kadar inatçı olmak zorundaydı ki ?

Dans etmeyi bitiren Ceyhun ile Seda oturduğumuz masaya geldiğin de Murat ağabey ve eşi de arkadaşlarının yanından ayrılmış masamıza doğru ilerlemeye başladılar.

Hepimiz masada otururken Murat ağabey Azra yengeye Kavin'e bir şey çaktırmaması konusundan bilmem kaçıncı kez uyarıda bulundu.

'' Anladım Murat ya aptal değilim . Siz polis değilsiniz o kızda sizin kandırdığınız masum kız değil '' derken Seda gülmesini engelleyemedi.

'' Azra abla ya o kızın neresi masum. Bir kere babası Suat Kamer onun bu bile onu masum olmaktan çıkarır '' dediğin de Seda içimden ya sabır çekmeyi ihmal etmedim.

'' Babası suçlu diye kızın ne suçu oluyormuş bakıyım ? '' diyen Azra ablaya bu sefer de cevap veren Ceyhun oldu.

'' Kızın suçu var yada yok fark etmez tadına bakmadan bırakmayacağım '' dediğin de tam yumruğumu ona geçirecektim ki Murat ağabey buna engel oldu.

'' Ağzını topla Ceyhun ve kızdan uzak dur yoksa sürdürürüm seni '' diye inandırıcı olmayı umduğu bir ses tonuyla konuşunca Ceyhun da aman der gibi bir bakış attı.

'' Emre dans edelim mi ? '' diyen Ayşe'ye kafamı çevirdiğim de kafamı olumsuz anlamda salladım. Bu sadece ona umut vermek olacaktı biliyordum ve kardeşim gibi gördüğüm bir kıza bunu yapamazdım.

Telefonuma gelen mesaja baktığımda yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.

***

Kimden ; Şansım

Mesaj ; Ben geldim de şimdi bu kapılardan hangisi bulamadım. Of yine saçmaladım değil mi ? Şey kapıya çıkar mısın ?

***

''Kavin gelmiş kapıda almaya gidiyorum '' dedikten kapıya doğru ilerledim. Önüme çıkan ter kokulu insanları itekleyerek kapıdan dışarıya çıkmayı başardığım da Kavin'imi görmemle bulunduğum yerden ayrılamadım.

O çok güzel olmuştu...

Kavin gülümseyerek saçlarını kulağının arkasına attığın da kalbimin ona teslim olmasını yadırgamadım. Fazla masum fazla güzeldi. Keşke dedim içimden keşke ona bu yalanı söylemeseydim de gerçekten benim sevgilim olsaydı. Gerçekten bana ait olsaydı.

Belki o da olurdu gerçekten sadece bana ait olurdu . Benim karım olurdu . Kavin Kamer yerine Kavin Güner olurdu. Hayalini kurmak bile güzelken bunun olmasının çok zor olduğunu bilmek canımı sıkmama ve yüzümün düşmesine yetti.

Kavin yanıma gelerek dudaklarını aşağıya doğru sarkıttı. Ona ne olmuştu şimdi?

'' Kavin'im neden yüzün düştü ? '' diyerek yanağını okşadığım da yumuşak teni beni bir kez daha büyüledi.

'' Sen de yüzünü astın. Çok mu çirkin olmuşum ? Ben eve gideyim ya baksana şu halime ya resmen seni rezil edeceğim sonra da al..''konuşmasını tamamlamasına engel olan onun yumuşak dudaklarının tadına bakmam oldu. Bu kızı ancak böyle susturmayı başara biliyordum ve işin açıkçası bu durum oldukça hoşuma gidiyordu.

Kavin'den ayrıldığım da yanağına da bir öpücük kondurdum ve '' Çok güzelsin ve asıl seni rezil etmekten korkan benim '' dedim. Bana en masum gülümsemesini bahşederken parmaklarımı parmaklarına geçirdim ve barın içerisine doğru yürümeye başladık.

'' Emre Pika'ya düzenli bir doktor bulmalıyız her seferin de başka bir kliniğe gidemeyiz ki '' dediğin de o it herifi aklıma getirmişti yine. Kavin bu kadar saf mıydı yani ? Adam resmen ona asılıyordu ama Kavin'im masum masum hala Pika ile ilgili sorular soruyordu.

'' Tamam ayarlarım bir ara sen dert etme sevgilim '' dediğim de Kavin'in yüzünde yeni bir gülümseme oluşmuştu. Ona sevgilim dememi seviyordu bunu hissediyordum ve onu mutlu etmek de hoşuma gidiyordu.

Bizimkilerin yanına geldiğimiz de Kavin'i olabildiğince Ceyhun'dan uzak bir yere oturtmaya çalıştım. Kısa bir merhabalaşmanın ardından Murat ağabey ve Azra abla yeniden dans etmek için piste doğru ilerledi. İkisi de sivil hayatın da oldukça renkli insanlar olmasına rağmen Murat ağabey işi yüzünden genelde hep sert bir ifade ile gezinirdi.

Kollarımı Kavin'in beline sarıp iyice kendime yaklaştırdığımda bana ürkek bakışlarını sergileyerek başını aşağıya eğdi. Hadi ama utanmana sebep olan şey bu olamazdı değil ? Daha da yakınlaştığımız zamanlar da bile yüzü bu denli al al olmamıştı.

Kulağına doğru eğilerek '' Kavin'im ne oldu ? '' diye fısıldadığım da oda benim gibi fısıldamayı tercih etti.

'' Herkesin içinde bu kadar yakın olmasak '' derken benden uzaklaşmak için kıpırdandığın da buna izin vermedim. Herkesten bize ne ?

'' Rahat dur '' dediğim de gözlerim Kavin'den Ceyhun'a doğru dönünce elinde ki viski bardağını sıkarak bizi izlediğini gördüm. Gözlerini Kavin'in üzerinde daha fazla oyalarsa kendimi tutamayıp burada onu dövmekten korktum.

'' Hala üniversiteye gidiyordun değil mi sen ? '' diye küçümseyerek Kavin'e soru yönelten Ayşe'ye baktığım da bu hali beni şaşırtıyordu. Sadece Kavin'e karşı bu kadar kötü davranmasını anlıyordum zira onun kalbi de Kavin kadar iyiyken sadece bana arşı olan duyguları yüzünden bunları yapıyordu ama yine de Ayşe'nin bu haline şaşırıyordum işte.

'' Evet ama tatil dönemindeyim '' derken Kavin gülümsediğinde Ayşe'nin hareketine yaşından olgunca bir cevap vermiş oldu.

'' Hem okul hem iş yormuyor mu seni ? Okul açılınca işi bırakıp baba parasına geri mi döneceksin ? '' diyen Seda aklı sıra Ayşe'ye destek oluyordu.

'' Yıllarca ikisini aynı anda idare edebildim sanırım burada da zorlanmam ama oldu ki zorlandım babamdan yardım almakta çekinmem. Eminim sizde okurken ailenizden yardım almıştırsınız '' derken yüzü biraz düşse de bunu belli etmemek için çok fazla çaba sarf ediyordu.

'' Tabi ki ama çalıştığımız kafeteryanın sahibiyle birlikte olmadık. Sahi Emre sana ayrıcalık yapıyordur '' diyen Ayşe bu sefer oldukça ileriye gitmişti.

'' Çok şanslıyım ki Kavin gibi biriyle birlikteyim '' diyerek Kavin'in yanağından öptüğüm de Ayşe'nin gözleri dolmuştu. Ayşe benim için değerliydi ama gaddarca Kavin ile uğraşırsa alacağı cevapta buydu.

'' Gerçekten çok şanslısın Kavin'e sahip olarak '' diyen Ceyhun'a olabildiğince en kötü bakışımı attım. Bu akşamı atlattıktan sonra sıkı bir kavga olacağı aşikardı.

****

Bölüm kısa farkındayım ama 17.bölümü yayınlayalı daha birkaç saat oldu. O yüzden bu bölüm umarım sizi idare eder. Söz bir sonra ki bölüm telafi edeceğim :)

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin