Multimedya: Kaan ve Rüzgar
Geçmiş geçmişte kalmıştı artık. Geleceğe bakmak gerekirdi. Geçmişte ne yaşandıysa bunu geri alabilmek imkansızdı, fakat geleceğimizi istediğimiz bir düzene sokmak ise bizim elimizdeydi. Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş geride dururken, biçimlendirip sahip olabileceğimiz bir gelecek bizi bekliyordu. Benim bütün ilgim gelecekteydi; çünkü hayatımın geri kalanını orada geçirecektim.
Kaan ve Rüzgar abim kendi sınıflarına gitmek için bizden ayrılırken en üst kata çıkan merdivenlere yöneldiler. Bizde kendi katımızdaki hemen çaprazımızda duran sınıfımıza giriş yaptık. Bahçede yağmur devam ettiği için kimse dışarıya çıkmazken, sanki birbirlerini 5 yıldır hiç görmemişler gibi vıcık vıcık öperlerken bu durumdan hoşlanmayan ben ve gözlerim hemen buradan kaçmak istemiştik. Ben, Mira ve Kumsal arasında kısa bir bakışma geçerken aynı anda yüzlerimizi buruşturmuştuk. Böyle şeylerden hiçbirimiz de hoşlanmazdık. Yüzlerimizi gören Aras kahkaha atarken, bizde gülmeye başlamıştık.
Bir an sınıfta bir sessizlik oluştu. Sadece bizim kahkahalarımız duyuluyordu sınıfta. Ne olduğunu anlayamadığım için yüzümdeki gülüş yavaş yavaş soldu. Araslar hala gülerken benim gözlerim, sınıf arkadaşlarımın gözlerinin olduğu yere yani kapıya döndü. Bugün sabah gördüğüm, arabadan cool bir iniş yapan o çocuk ve yanındaki arkadaşı sınıfın kapısında dikilmiş, dik dik bizlere bakıyorlardı. Elimle işaret ederek Arasları sustururken, çocuk bir adım öne attı, ifadesiz ve bir o kadar da güzel gözleriyle sınıfı taradı.
İki boş yer vardı. Birisi benim yanımdı, diğeri ise cam kenarı en arka sıra Defne'nin yanıydı. Birbirimizi sevmez, yan yana durmaya bile tenezzül etmezdik. Bu yüzden ayrı oturuyorduk. Aras'a gelirsek. Aras bu sınıfta değildi. O sayısalcıydı, biz ise eşit ağırlık. Sabahları her zaman bizimle birlikte sınıfa gelir bizi bıraktıktan sonra kendi sınıfına geçerdi. Şimdi ise büyük bir sorunla karşı karşıyaydık. Nereye oturacaktı? Ya arkadaşı?
Yavaş ve dikkatli adımlarla benim sırama doğru ilerlerken, arkadaşı da takip etti onu. Ben ne yapacağını merak ederken o, çantamı sıradan aldı ve Kumsalların sırasına koydu. Sırama yerleşirken, arkadaşı da yanına oturmuştu. Şaşkın bir o kadar da öfkeli gözlerle olanları izlerken benden önce davranmıştı Aras. Hızlı ve sert adımlarla sırama ilerlerken bir şey olacağından korktuğum için Aras'ın arkasından gittim. Kumsal ve Mira'da benim arkamdan.
"Kardeşim yenisin falan ama orası kızın yeri." Aras sakin sesiyle bizi başka bir şoka uğratırken, Yeni, evet artık ona böyle diyecektim, ona boş gözlerle bakıyordu. Aras'ın sinirlendiği kasılan çenesinden belli olurken, Yeni oldukça rahat gözüküyordu. Sanki 'Anam rahat kardeşim' dermiş gibi bir havası vardı. Rahatlığı gözlerinden okunsada duruşu her an kavgaya hazır bir duruştu. Aras'ın kendisinin bir şey söylemesini beklediğini uzun zaman geçmiş de olsa anladığında yavaşça yayıldığı sıradan doğruldu ve Aras'a yaklaştı.
"Artık benim yerim, kardeşim." o kadifemsi sesi sınıfı doldururken 'Nasıl olur?' dedim. Nasıl olurda bir çocuğun sesi bu bakar mükemmel olurdu?
Aras'ın başlattığı kardeşim kelimesi Yeni'nin söylediği cümlede son bulurken, üzerine baskı yaparak söylemesi tansiyonları iyiden iyiye arttırmıştı. Yeni istifini bozmadan aynı şekilde sıraya yayılırken yüzündeki sırıtışı eksik kalmamıştı. Yanındaki arkadaşı da kendisine gülüşüyle eşlik ederken, Aras'ın bu kadar bile dayanması bir mucizeydi. Her an bir şey yapmasından korktuğum için Aras ile Yeni'nin arasına girdim ve Aras'a döndüm.
"Tamam Aras. Ben Defne'nin yanına otururum. Bir sıra için ilk günden kavga etmeni istemiyorum." söylediğim şey 3 arkadaşımı da şoka uğratırken, aklımdan tek geçen şey konu ben olunca Aras'ın nasıl değiştiğiydi. Bunu istemiyordum. Hemde hiç. Peki ya abimler? Onlar bu durumdan hiç hoşlanmayacaklardı. Eminim ki ya Mira Kaan abime ya da Kumsal Rüzgar abime yetiştirecekti. Belki de onların söylemesine gerek kalmayacak ve Aras abimleri gördüğü ilk yerde konuyu onlara açacaktı. Bu kadar önemsiz bir olayı bile bu kadar büyütmeleri sinir kat sayımı arttırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Teen FictionO küçük kalbi ile heyecan ve kaybetme korkusu içinde gözü gibi baktığı kolyesini , farkında olmadan düşürdüğü parkta bir daha bulamayan Ecrin... Sabah akşam ağlayarak, yıllarca aradı. Son bir kaç yılda ümidini kaybetmişti ki karşısına çıkan bir o k...