Multimedia: Defne
"Daha hızlı koşmalısın Ecrin! Sakatlığın kolunda, bacaklarında değil! Ne bu yavaşlık?!" spor salonundaki hocam daha fazla hızlanmam için bana bağırıyordu ama bir sorun vardı ki 1.5 saattir koşuyordum. Ve artık yorulmuştum. Biraz olsun dinlenmeye ihtiyacım vardı. Derin derin nefes alıp vermeye devam ederken yanıma birisinin geldiğini hissediyordum. Aldırış etmeden koşuya devam ederken, yanımda bir siluet belirdi. Başımı ayaklarımdan alıp yanımdaki kişiye çevirdim. Batuhan hoca ile gözlerimiz kesiştiğinde sağ elini kaldırıp koşu bandındaki düğmelere doğru götürdü. Koşu bandının hızı hiç beklemediğim bir anda artarken dengemi zor sağlamıştım. Sıkıntıyla iç çekerken Batuhan hoca yanımdan ayrıldı.
En fazla 5 dakika dayanabildiğim için koşu bandını kapattım. Ayaklarım iflas etmişti artık. Koşu bandına tutunarak yere oturdum. Arkamda bulunan duvara dayadım sırtımı. Bir süre öyle kaldıktan sonra Aras'tan su istemek için spor salonunun her bir köşesini taradım gözlerimle. Kızlar havuzdaydı. Peki ya Aras nerelerdeydi? El mecbur suyu kendim alacaktım. Tam ayağa kalmak için hareketlenmiştim ki gözlerimin önünde su şişesi tutan bir el görmem ile hareket etmeyi bıraktım. Su şişesini uzatan kişiye bakmak için başımı yukarı kaldırdım. Bu Yağız'ın abisi Egehan abiydi. Küçük bir gülümseme yolladım kendisine. Daha sonrada elindeki şişeyi aldım.
"Teşekkür ederim." Egehan abi gülümseyerek başını salladı ve karşıma oturdu. Şişeyi açarak suyu iştahla içmeye başladım. Hiç soluksuz şişedeki bütün suyu bitirdiğimde şişeyi yere fırlatarak sırtımı duvara geri yasladım. Bir süre Egehan abi ile bakıştıktan sonra bakışlarını benden alarak kolumdaki sargı bezine çevirdi. Kısa bir an kaşları çatılırken ellerini koluma doğru uzattı. Ne yapacağımı bilemezken sağ kolumu tuttu ve kendisine doğru çekti. Sargı bezini çıkarmaya yeltendiğinde refleks ile çektim kolumu ellerinin arasından.
"Ne oldu koluna? Bakmama izin ver." başımı olumsuz anlamda sallarken istemediğimi belirttim.
"Gerek yok Egehan abi sadece düştüm ve kolumu incittim. Önemli bir durum değil." diyerek geçiştirmeye çalıştım. Fakat çabalarım bir işe yaramadı. Ne kadar dirensem de Egehan abi kolumu sıkıca kavradı ve sargı bezinin kopçasını çıkartarak bezi söktü. Elini morarmış olan kolumun üzerinde gezdirdi bir süre. Geri çektikten sonra yüzüme bakmaya başladı. Başımı yere indirdim. Ama hala yüzüme bakmakta olduğunu hissediyordum. Bundan rahatsız olduğumu belirtmek amaçlı oturduğum yerden sol elimden destek alarak kalktım. Egehan abi bir süre daha baktıktan sonra kendisi de ayağa kalkarak karşımda dikilmeye başladı. Geçmek için sola doğru adım attım. Egehan abide attı. Bu sefer sağa doğru adım attı. O da sağa doğru adım attı. Derin bir nefes vererek yüzümü Egehan abiye çevirdim.
"Kolunda parmak izleri var Ecrin. Birileri mi bulaştı? Bir sorun varda söylemiyor musun?" bakışlarımı Egehan abiden alarak etrafta gezdirmeye başladım. Spor salonunun kapısı açıldığında içeriye Yağız ve Kuzey'in girmesi sırıtmamı sağlamıştı. Bana yaptığını şimdi yedirtecektim teker teker Yağız'a. Egehan abi nereye baktığımı merak etmiş olacak ki kafasını arkaya doğru çevirdi. İçeri daha yeni giren Yağız ve Kuzey'i görünce elini kaldırarak yanımıza gelmeleri için işaret etti. Yağız pek oralı olmasa da Kuzey kolundan tutarak yanımıza kadar sürükledi Yağız'ı.
"Egehan abi?"
"Evet."
"Kolumun nasıl bu hale geldiğinin merak etmiştin ya. Hah işte neden kardeşine sormuyorsun?" diyerek Yağız'a baktığımda sırıtmaya devam ediyordum. Yağız'ın bir anda bakışları koluma kaydığında kaşları çatıldı. Egehan abide aynı şekilde Yağız'a bakıyordu. Yağız bakışlarını yavaş yavaş yüzüme çevirdiğinde gözlerini kaplayan şaşkınlık gözle görülür bir derecedeydi. Başımı olumsuz anlamda sallayarak bir adım attım Yağız'ın yanına doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Teen FictionO küçük kalbi ile heyecan ve kaybetme korkusu içinde gözü gibi baktığı kolyesini , farkında olmadan düşürdüğü parkta bir daha bulamayan Ecrin... Sabah akşam ağlayarak, yıllarca aradı. Son bir kaç yılda ümidini kaybetmişti ki karşısına çıkan bir o k...