Multimedia: Savaş
Sıkılarak geçirdiğim iki saatin ardından artık eve dönmem gerektiğini hissediyordum. Defne ve Yağız Defne'nin ısrarları nedeniyle pistte dans ediyorlardı. Buna dans demek az kalırdı tabi. Kucak dansı desek daha bir güzel olurdu sanki. Yapıyor oldukları dans benim için oldukça iğrenç dursa da onlar eğleniyor gibi gözüküyorlardı. onların dikkatlerinin üzerimde olmadığını hissettiğim anda fırsat bu fırsat diyerek oturmuş olduğum bar taburesinden kalktım ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Benim haber vermeden gittiğimi Yağız anlarsa hiç hoş şeyler olmayacağını bildiğimden telefonumu çantamdan çıkartıp son arananlarda bulunan numaraya mesaj attım. Büyük ihtimal Yağız'ın numarasıydı. En azından haber vermedin deme şansı yoktu. O seste mesaj sesini duyarsa ne ala. Bu benim umurumda bile olmazdı. Aksine işime gelirdi.
Bardan çıktığımda sola dönerek gelmiş olduğumuz yoldan geri dönmek için adımladım. Allah'a benim gittiğimi anlamamaları için dua ederken yolu kısaltmak amaçlı hangi akla hizmetse artık ıssız bir sokağa girdim. Bu hayatım boyunca yapmış olduğum en salakça olan durumlardan bir tanesiydi. Ne olur ne olmaz diye düşünerek telefonumdaki hızlı arananlara Kaan abimin telefon numarasını ekledim. Evet belki Yağız'ın telefon numarasını eklemem gerekiyordu fakat onlar şuan çok meşgul bir durumda oldukları için rahatsız etmek istemezdim doğrusu. Bu sokaktan kurtulmak istediğimi belirtircesine büyük adımlar atarak sokağın çıkışına ilerliyordum. Ta ki bir erkek sesinin yardım istediğine dair ağzından çıkan kelimeleri duyasıya kadar.
Yaptığım ikinci büyük salaklık ise sesin geldiği yöne doğru adımlamak oldu. Attığım adımlarla sese doğru yaklaşıyor olduğumu bilmek gerilmemi sağlıyordu. Ama eğer ki bu adamın gerçekten yardıma ihtiyacı varsa ona yardım edebilirdim. Almış olduğum dövüş sanatları kursu boşuna değildi. Başka bir sokağın başına geldiğimi fark ettiğimde o sokağa girmek için öne doğru bir adım atmıştım ki gördüğüm manzara karşısında geri adım atarak duvarın arkasına saklanmam bir olmuştu. Biri iri yapılı, diğeri kısa boylu iki adam yerde kanlar içerisinde yatan genç bir çocuğu dövüyorlardı. Bir diğerinden uzun olan 30'lu yaşlarının başında olduğu belli olan adam sağ ayağıyla sert bir darbeyi yerde yatan çocuğun kasıklarına geçirdi. Bu durum çocuğun acı içerisinde bağırmasını sağlarken benim de yüzümü buruşturmamı sağlamıştı. Bu acıyı erkek olmadığım sürece bilemeyeceğimi biliyordum. Ama oldukça kötü bir durum olduğu aşikardı.
Uzun boylu olan adamın aksine ondan kısa olan diğer adam, yerde yatan çocuğun yanına eğilerek yakasından tuttu ve kendi yüzüne doğru yaklaştırdı. Kurmuş olduğu cümlesi zor duyuluyor olsa da dudak okuyor olabilmem zor da olsa duymuş olduğum cümleyi doğrulamıştı.
"Sana bizim işimize burnunu sokmamanı söylemiştik Atakan. Fakat sen bizim seni uyarıyor olmamızı umursamadın ve yapmış olduğumuz planın içine sıçtın."
"Yapmış... olduğunuz plan... masum olan... kızları becermek... mi?" aralarında geçen konuşma sebebiyle adını öğrenmiş olduğum Atakan durumu kötü olsa da geri cevap vermekten ve dayak yiyor olmaktan hiç çekinmiyordu. O masum kızların belki de hayatlarını kurtarmıştı, bu yüzden dayak yiyordu. Böyle giderse Atakan, almış oluğu sert darbeler nedeniyle hayatını kaybedecekti. Fakat bu onun umurunda bile değildi. Böylesine nefret ve öfke barındırın bu cümlenin sahibinin ölmesine izin veremezdim.
Saklanmış olduğum duvarın arkasından onların duyabilmesi için ses çıkartarak çıktığımda, Atakan'ın yakasını kavramış olan adamın bakışları benden tarafa döndü. Ayakta duran uzun boylu adama bakarak gözleri ile beni gösterdi. Tedirgin gözlerle olacakları beklerken, Atakan'ı bırakan adam ve diğeri benden tarafa doğru adımlamaya başladılar. Yüzlerinde bulunan gülüş hiç de hayra alamet değildi. Onların bana doğru gelmesiyle bende geriye doğru adımladım. Şansım varsa eğer bugün kurtulurdum. Adamlar oldukça büyük adımlar atarlarken son bir bakış attım Atakan'a. Endişeli gözlerle bana bakıyor, yattığı yerden doğrulmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Teen FictionO küçük kalbi ile heyecan ve kaybetme korkusu içinde gözü gibi baktığı kolyesini , farkında olmadan düşürdüğü parkta bir daha bulamayan Ecrin... Sabah akşam ağlayarak, yıllarca aradı. Son bir kaç yılda ümidini kaybetmişti ki karşısına çıkan bir o k...