Multimedia: Yağız'ın giymiş olduğu kıyafetler.
Cuma
Öyle bir konuma gel ki okulundaki insanlar seninle alay etmeye cesaret edemesinler. Ya da sadece her alay edene gülümse ve onlara 'Umurumda değilsin!' bakışları at. Ben genelde ikinci seçeneği seçmeyi istesem de okulda zaten olan bir saygınlığımız olduğu için her iki seçeneği de uyguluyorum. Çoğu öğrenci alay edecek o cesareti bulamasa da Defne'ye güvenen herkes yürek yemiş gibi alay ediyorlar salı gününden beri benimle. Annemin arkadaşlarının Defne ve Yağız'ın ailesi olduğunu pazartesi günü karşılarına pijama ile çıktığım gün öğrenmiştim. Bu benim için pek bir şey ifade etmese de Defne için tam tersiydi. O, her zaman benim bir açığımı bulmaya çalışan tiplerden olmuştu. Bunu da benim yapmış olduğum bir hata nedeniyle bulmuştu. O gün 'sevgili' sınıf arkadaşlarımın ailesi olduğunu öğrenmiş ve daha düzgün bir selamlama vererek erken yatacağımı söyleyip odama çekilmiştim. Bir kaç dakika sonra ise Defne arkamdan odama gelmiş resmimi çekmeye çalışmıştı. Ben ise yatmış olduğum yatağımdan kalkıp barış işareti yaparak yüzümü kapatmış ve Defne'nin beni çekmesini beklemiştim. Bunu sosyal medyaya koyacağını biliyor olmam pek de umurumda değildi. Çünkü izlemem gereken bir yabancı dizi vardı. Üzgünüm ki Sam ve Dean kardeşler beni beklemek zorunda değillerdi. Bu yüzden Defne resmimi çeker çekmez odamdan atıp kapımı kilitlemiş ve gece 2'ye kadar Supernatural izlemiştim. Salı günü okula geç kalmıştım o ayrı bir konu tabi.
Şimdi ise evden çıkmış bu gün akşam gidecek olduğumuz bar için ne giyeceğimi düşünüyordum. Aslında düşünmem gereken konu bu değil, bara Defne ve Yağız ile gidecek olmam gerekirken ben ne giyeceğimi düşünüyordum. Salı günü sabah okula geç kalmam yetmiyormuş gibi annem birde üstüne bugün için onlar ile bara gideceğimi söylemişti. Kabul etmemiştim fakat babam almış olduğum haftalıktan daha fazla para alacağımı söylediği an hiç düşünmeden kabul etmiştim. Şimdi ise onlarla koca bir gecemi geçirecektim. Oysaki ben Supernatural izlemeyi planlıyordum. Bugün ki planım ise bir kaç saat onlarla duracak ve lavaboya gideceğimi söyleyerek oradan ayrılacaktım. Annemlere ise başımın ağrıdığını ve erken geldiğimi söyleyecektim. Evet kesinlikle öyle yapacağım.
Okul kapısından içeri girerken bugün tek başıma geldiğimi daha yeni fark etmiş ve çantamda duran telefonumu almak için çantayı omzumdan indirmiştim. Ön cebinden telefonu alıp kilit ekranını girdim ve son arananlardan 'Çakma Brad Pitt' i bulup aramaya tıkladım. Telefon çaldı, çaldı, çalı ve çaldı. Artık açmayacağını anladığımda telefonu kapatmak için kulağımdan çektim. Tam da o sırada telefon meşgule atıldı. Ya Aras geri arayacaktı ya da yakınlarda bir yerlerdeydi. Beni görmüş ve yanıma geliyordu. Telefon elimde titremeye başladığında ikinci seçeneği elemem çok da zor olmamıştı. Çok geçmeden telefonu açıp kulağıma geri götürdüm.
"Efendim?"
"Sen aramıştın güzelim. Üzgünüm sessizdeydi. Ne oldu?"
"Neredesiniz? Ben neden tek başıma okula geldim Aras?"
"Bunu bir kendine sormalısın bence Vişneli Kız. Seni tam yarım saat kapının önünde bekledik. Sen ve uykun okula gelmeyi reddettiniz. Biz de daha fazla beklemedik. Okula geldik."
"Şimdi anladım evde neden tek kaldığımı. Meğerse okula geç kalmışım. Hmm." kendi kendime mırıldanırken Aras'ın ağzında beni anlamadığına dair bir mırıltı çıkmıştı. Kafamdaki düşüncelerle pek oralı olamamıştım fakat sonradan düşen jetonum okula geç kaldığıma dair olan bölümdü. Ağzım düşen jetonumla birlikte açılırken çığlık atmıştım. Aras'ın kulak zarının iyi durumda olmadığını varsayıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Teen FictionO küçük kalbi ile heyecan ve kaybetme korkusu içinde gözü gibi baktığı kolyesini , farkında olmadan düşürdüğü parkta bir daha bulamayan Ecrin... Sabah akşam ağlayarak, yıllarca aradı. Son bir kaç yılda ümidini kaybetmişti ki karşısına çıkan bir o k...