Multimedia: Yağız'ın taktığı kolye. (EXO-L olanlara selam olsun.)
Bazı insanlar vardır ki dikkat onların kitabında yazmaz. Bazılarınında en ufak bir şey bile gözlerinden kaçmaz. Ama o insanlar çok meraklı ve boş boğazdırlar. Dikkat edilecek yer var edilmeyecek yer var. Eğer Mira gibiyseniz meraklı olduğunuz kadar da saçmalarsınız. Ve insanın o an için düşüncelere dalmasını sağlarsınız.
Mira hiç düşünmeden sorduğu bu soruyla ortamın havasını yumuşatmayı planlıyordu oysaki. Fakat yumuşatmak yerine daha fazla gerilmesine neden oldu. Nedenini bilmesem de Yağız haricinde herkes gerilmiş bakışlarını kaçırıyorlardı. Bir an için gözlerim Yağız'ın boynundaki kolyeye kaydı. Bir zamanlar benimde hiç çıkarmadığım bir kolyem vardı. Ta ki kaybedene kadar. O kolyeyi bulabilmek için nelerimi vermezdim. Tabiri caizse 40 gün 40 gece aradım kolyeyi. Aynı ucunda bulunan uçak gibi uçtu gitti. Kaybettiğim gün sabaha kadar ağladığımı hatırlıyorum da, şimdi olsa şimdide ağlardım sanırım. Gözüm gibi baktığım herkesten sakındığım bir kolyemdi. Hani çok değer verdiğiniz vardır ya her zaman. Bırakmak istemez, gidince de arkasından ağlarsınız günlerce. Her aklına geldiğinde gözleriniz dolar. Aynı şeyleri yaşadım yıllarca. Yaşıyorum da bugün olduğu gibi.
"Bu... kolyeyi mi merak ediyorsun?" diye sordu Yağız boynundaki kolyeyi tutarken. Boynundan çıkarmamıştı henüz. Dolu gözlerimle baktım avucunun içinde bulunan kolyeye. Bende olan bakışlarını hissettiğimde kaldırdım yavaşça bakışlarımı bende. Her zamanki gibi herhangi bir duygu göstermeyen boş gözlerle bakıyordu bana. Sadece o dakikalar içerisinde avucunda bulundurduğu kolyenin benim kolyem olmasını istedim. O kadar çok özlüyordum ki kolyemi... Bir cansız varlığı bile özleyecek sevgi vardı o kolyeye karşı içimde. Gözlerimin içine bakmaya devam ederken açtı avucunun içini. İçimdeki umut kırıntılarının kayıp gideceğinden korktuğum için bakamadım eline. Benim kolyem çıkmayacak diye bakamadım.
Kolyeye bakmadığım halde ellerinin boynunun arkasına gitmesinden anladığım kadarıyla kolyeyi çıkartıyordu. Kolyeyi çıkartıp avucunun içerisine aldığında gözlerini çekmiyordu üzerimden. Ben ise gözlerimi kırpmadan ne yapmaya çalıştığını izlemeye devam ediyordum. bir süre için gözlerini benden alıp etrafına baktı. Bütün korku dolu bakışlar ondaydı nedense. Avucunun içine baktı son bir kez. Tekrar kilitlenirken gözleri gözlerime, elini getirdi beraberinde görme hizama. Avucunun içinden parmaklarına takılı şekilde sarkan kolyeyi sanki gözüme sokmak istermişcesine biraz daha yaklaştırdı bana doğru.
İçimi mi okuyabiliyordu emin değilim ama 'Boşuna umutlanma senin kolyen değil.' dermişcesine soktu gözüme kolyeyi. İstemsizce kapanan gözlerim, özgürlüğünü ilan eden gözyaşlarım umutlarımın artık tükendiğini anladığı için akıyordu belkide. Başımı yere eğip sağ elimle gözlerimi sildim. Başımı tekrar kaldırdığımda Yağız'ın güldüğünü gördüm. Gerçekten ne istiyordu benden? Beni böyle görmek mutlu mu ediyordu onu?
"Ah bu kolye, bana müziğe aşık olan bir arkadaşımın hediyesiydi. Benimde müzikle ilgilendiğimi öğrendiğinde doğum günümde hediye etmişti." Mira hafifçe başını sallarken kolyeye bakıp bakamayacağını sordu. Yağız Mira'nın merakına gözlerini devirip elindeki kolyeyi Mira'nın avuçları içerisine bıraktı. Mira büyük bir hayranlıkla kolyeyi incelerken bir yandan da Kumsal'a gösteriyordu. Ortamda bulunan tek ses Mira'nın mırıltılarıydı. Yağız'ın tarafı hala gergindi Yağız'ın aksine. Bizim taraf ise beni düşündükleri için suskundu. Elindeki kolye ile bana döndü Mira. Parmakları arasına alıp boynuma tuttu beklemediğim bir anda. Gözlerim şaşkınlıktan büyürken, Yağız'ın yüzündeki gülümseme soldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Teen FictionO küçük kalbi ile heyecan ve kaybetme korkusu içinde gözü gibi baktığı kolyesini , farkında olmadan düşürdüğü parkta bir daha bulamayan Ecrin... Sabah akşam ağlayarak, yıllarca aradı. Son bir kaç yılda ümidini kaybetmişti ki karşısına çıkan bir o k...