ÖNCELIKLE HAYALET OKUYUCULAR YER ALMASIN, GORUSLERINIZI VE OYLARINIZI BILDIRMEYI UNUTMAYIN.IYI OKUMALAR :)
KAİNATIN GÖZÜNDEN:
Kendimi tanıtmam gerekirse adım Kainat. Şuan Alsancaktayım ve bu , son iki ayda işlediğim üçüncü suç. Tabi sevişmeye suç dersek.Şuan bile dünyada milyonlarca insan sevişiyordur, ama hiçbirinin benim gibi polisler tarafından arandığını sanmıyorum. İşin aslı , sonucunu bilmeme rağmen sex yapmayı seviyorum.Bir erkeğin kollarında erimek, kendini kaybetmek..Bunları düşünüp bile tahrik oluyorken, kimse sevişmeme engel olamaz.Polisler bile...
Ama asıl meseleye dönersek, yatakta kanlar içinde ,kumral , dövmeli bir adamla uzanıyorum.İki saat içinde adamın öleceğini bile bile , kendimi sevişmekten alıkoyamadım.İsterseniz önce birkaç saat öncesini anlatayım.Annemle kavga içindeydim, hunharca birbirimize küfür ediyorduk.Ona lanet sevgilisinin, bana dokunmaya çalıstığını söylememe rağmen bana inanmıyor,üstüne adamı tahrik ettiğimi söyleyerek üstüme yürüyordu.Bu kadarı fazlaydı.Ne kadar sex düşkünü de olsam, kırk yaşında ,göbekli bir adamı neden tahrik edeyim ki? Özellikle de herif, annemin çakıştığı adamsa.O an hissettiğim tek şey NEFRETTİ.Tezgahtaki rakı bardaklarını ve meselere kolumu savurdum.Bardakların kırılma sesiyle içimdeki öfke azaldığını hissettim.Kapıyı çarparak çıktım.
Gidecek yer olarak aklıma tek bir seçenek bile gelmedi.Kimsemin olmadığını biliyorum.Cebimde beş kuruş yok ama unutmamam gereken bir şey var ki , o da şu; Ben bir kızım ve doğru kullandığın sürece, vajinanın açamayacağı hiç bir kapı yoktur.Metro yolunu tutmaya başladım.Giriş yerlerine basacağım kentkartım yoktu ama bana basacak insan bulmak zor olmamalı.
Arkası dönük bir adama dokunarak, masum bir ifadeyle:
-Pardon bana basabilir misimiz? Sanırım kentkartımı kaybettim
Adam önünü döndü.Sütlü çikolata rengi bir teni vardı, simsiyah bıyıkları,çekik gözleri..Tam bir Burak Özçivit çakmasıydı ama yakışıklığının Buraktan altta kalır yanı yoktu.Sertçe gözlerime baktı, dövecekmiş gibi bir tavırla:
-Basılır , dedi ve kentkartı bastı.Metroya beraber yürüdük, bindik.Yanyana oturduk ama inene kadar tek bir laf etmedi.Bakışları sertti, ama bir yandan da ürkekti.Sanki yaralanmış ve bir daha yaralanmamak için sert görünmeye çalışan aslan yavrusu gibiydi.Sürekli göz göze gelmeye çalışıyordum.Bir an olsun gözlerime bakmadı.Bir erkek nasıl olur da bana bakmazdı? Acaba gay miydi? Ya da çükü kalkmıyormuydu? Yaşı 22-23 civarı duruyordu.Bu yaşta çükü kalkmaması imkansız.Kesin gaydir diye düşünürken, adam ben inmeden bir durak önce kalktı,kapıya yöneldi.Kapı açılıp indiğinde, ilk ve belki de son kez arkasını döndü.Derin ve gizemli bir bakış attı.Metro durağıma geldi,indim.Kordon sokaklarında geziyordum.Barlar , cafeler göz kamaştırıcıydı.Sırada hesabı kitleyip, takılabileceğim birini bulmak vardı.Ot cafeye girdim.Izmirliler bilir herhalde ot cafeyi? Hani şu 15 liraya, mantı yenen yer.İceri girer girmez dikkatlerimi üstüme çekmeyi başarmıştım.Meraklı gözlerle bakan bir sürü erkek..Hey dur!Şu bana bakan esmer çocuk, metrodaki yakışıklı değil mi?
ARSELİN GÖZÜNDEN(Metrodaki Bıyıklı Yakışıklı)
Tüm depresifliğimle, söylediğim martini'min gelmesini bekliyordum.Aman Tanrım! Kapıdaki kız! Bu metrodaki o kız ! Sapsarı saçlarının ardında parlayan zümrüt yeşili gözleri vardı. Burnu kücük, dudakları olması gerekenden daha kalın ve tahrik ediciydi.Saniyelerce ona bakmaktan alıkoyamadım kendimi.Toparlanmalıydım, menüye bakmaya başladım.Ara ara kıza dikiyordum gözlerimi.Kapıdan içeriye doğru yöneldi.Sanki benim masaya yaklaşıyordu.Yürürken saçları uçuşuyor ve narin boynu ortaya çıkıyordu.Masama yaklaştı, giydigim spor ceketi ilikledim ve yanıma oturmasını beklerken, arka masama oturdu.
Gereğinden fazla bozulmuştum.Hah işte martini'm gelmişti.Garsonun masaya koymasına vakit kalmadan, elinden kapıp kafaya diktim ve:
-Birkaç tane daha lütfen, dedim.
İsimsiz kızı deli gibi merak ediyordum.Metroda bakışlarına karşılık vermediğim kız, şimdi bana neden bu kadar çekici geliyordu ? Sırf kızı daha iyi görebilmek için karşımdaki sandalyeye oturdum. Kız, burjuva kılıklı bir adamın masasına oturmuştu. Adam tıpkı benim gibi , kendini kıza bakmaktan alıkoyamıyordu. Hatta bakışları aşırıydı. Acaba sevgilisi miydi? Ne kadardır birliktelerdi? Bir an en büyük sorunumun, kızın sevgilisi olup olmadığını düşünmek olmadığı aklıma geldi.Karımı yatakta basmıştım ve yattığı herifi boğmuştum.Abartmıyorum, bunlarin hepsi birkaç saat önce olmuştu.Eğer lanet karım , yediği dayaktan sonra telefon açabildiyse, polis heryerde beni arıyor olmalıydı. Bense, güzelliğinden etkilendiğim tatlı bir orospuyu izleyip, martini yudumluyordum.Siren sesleri alsancak sokaklarinda yükselmeye başladı.Tanrım! Lanet karı bu kadar çabuk polislere haber vermiş olabilir miydi?
1.BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sex Tanrıçası #Wattsy2017
Teen FictionTanrı, meleklerini tenselliği olmayan bir idrakten, hayvanlarını idrakı olmayan bir tensellikten,insanlarınıysa idrak ve tenselliğin birleşiminden yarattı. İnsanın idrakı tenselliğini aşarsa, insan, meleklerden bile daha iyi olabilirken, tenselliği...