KAİNATIN GÖZÜNDEN:
Kapının ardında bağırış sesleri gelmeye başladı. Durduğumuz ranzadan alelacele kalkarak kapıya yöneldik. Önce ben çıktım ve karşımdaki manzara karşısında donakaldım.
Kıvılcım yerdeki siyahi kızın üstüne çıkmış yumrukluyordu. Koridordaki kizlarsa hiçbirşey yapmadan olanları izliyorlardı.
Su:
-Manyak mısınız kızım ayırsanıza şunları, diye bağırdı kızlara.Onlar istifini bozmayıp kavgayı izlerken ben atıldım ve Kıvılcımı belinden çekmeye başladım. Ben çekmeye çalıştıkça bana engel oluyordu.
-Bırak beni kaltak, dedi ve dirseğini burnuma geçirdi. Burnuma aldığım darbeden sonra geriye savruldum.Burnumdan sıcak birşeyler akiyordu. Elimi burnuma götürdüğümde akan kanlar, anlık bir şekilde, öldürdüğüm kanlar içindeki insanları hatırlattı bana. Kanı tshirtume silerek kendimi toparlamaya çalıştım.
Su:
-Seni keş fahişe, diye haykırarak Kıvılcım'ın üzerine atladı.
Kıvılcımla beraber karşıdaki kapılardan birine yuvarlandılar. Su Kıvılcım'a yumruk atıyor, Kıvılcım'sa gardını almış yerde bekliyordu. Kendimi toparlamaya çalıştığım
sirada Muradiye ablanın telaşla yerdeki siyahi kızı kollarından tutup ayaklarının uzerine kaldırdığını farkettim ve Muradiye abla'ya seslendim:
- Bizim odaya götür kizi!Muradiye Abla dediğimi yapıp kızı götürüyordu. Kafamı Su'ya çevirdiğimde, Kıvılcım kollarından birini indirip, elini beline götürüp birşey arıyordu. Belinden tek hamleyle bir falçata çıkardı.
Su yumruk atmayı keserek, Kıvılcım'ın bıçağı tutan elini savurmaya çalıştıkça, Kıvılcım daha da agresifleşiyordu.Çığlık ata ata olduğum yerden kalkıp Kıvılcıma doğru koştum. Koluna dirseğimi dayayıp bastırdım ve elindekini süratli bir şekilde almaya çalıştım. Ben almaya çalıştıkça falçatayı kendine doğru çekiyor, bana engel oluyordu. Elindekini alırken elimden cirt diye bir ses geldi.
Elimin kesildiğini farkettim ama kendimi durdurmadan Kivilcim'a tokatlar atmaya başladım.
*****
Kıvılcım'ı tokatladıkça elimdeki kan suratına, parmak izlerimle yapışıyordu ama içimdeki öfke dinmiyordu. İçeri birkaç adam daldı ve bize doğru yöneldi. Beni Kıvılcım'ın üstünden kaldırarak kenara savurdular.
Ardından Okşan içeriye topuklularını kıracak kadar hızla daldı ve:
-Yine mi kokain krizin Kıvılcım?Biktim artık! Serhatin hatrı olmasa bir dakika barınamaz, leşini çöp kovasında bulurlardı. Götürün bunu ceza odasına, dedi.
Ardından Okşan bize döndü. Burnumdaki kana bakarak:
-Kainat sen de bir revire görün. Baksınlar suratına, dedi ve olanları izleyen kızlara bakarak ekledi:
-Bana iyi bakın. Bu kızı büyük abiye sunacağız.Bu yüzden kızın suratına dokunanın canına okurum.Anladınız mı beni, dedi.Kızların hepsi herzamanki gibi suspustu. Ne korkaklar bunlar, insan yardım ederdi. Manyak Kıvılcımdan korkuyorlar, Okşandan korkuyorlar, Serhattan, Hikmetten.Bu korkularla yasayacaklarına ölsünler daha iyi.
Bigün herhangi birinden korkar hale gelirsem kimseye bırakmaz kendi canımı kendim alırdım.Okşan kolumdan beni götürmek için tuttu ama kendimi geri cektim.
-Önemli birşey degil.Burada birkaç bezle halledilir, dedim.
Okşan, emin misin der gibi gözlerle bana baktı.
-Revire görünmen lazim ciddi birseyin vardır belki, dedi adamlardan biri.
Adamın suratına odaklandım.Kimdi bu?
Beni asansorde götüren adam değil miydi?
Ne alakaydi şimdi?
Saatler önce kolumu koparircasina sıkıyordu, şimdiyse beni mi düşünüyordu?
"Gerek yok" dedim ve ekledim:
- O siyahi kızı revire götürüp gostermeniz lazım, her yeri morluk icinde, diye cümleme devam ederken
Okşan:
- Azad denen o kız kimin umurunda! Kıvılcımı tatmin etmek dışında bir halta yaradığı mi var? Vücudundaki morluklarla hangi erkek koynuna alır onu, dedi.
****
Kızı böyle bırakacaklar mıydı yani?
Şeytandan farkları yoktu bu malikhanedekilerin.Bir hışımla Su'nun kolundan tutup odamıza doğru yöneldim ve kapıyı sertçe kapadım.
Odaya girdiğimizde Muradiye Abla herzamanki melek haliyle dayak yiyen Azad'la ilgilenip, cebinden çıkardığı bir ilacı suyla içiriyordu.-Bu ağrı kesici. İlac sokmak yasak buraya ama belfıtığım için yanımda getirmeme izin veriyorlar, dedi.
Su benim suratıma bakarak gülmeye başladı. Ben de anlamsız bir şekilde kahkaha atmaya başladım. Muradiye abla bize deli gözüyle bakarken Su:
-O kaltak Okşan'ın boynundaki morluğu gördün mü? Onu kendi ellerimle yaptım. Ayrıca senin bu burnu kanayan halin seni tam bir gangster serseri kız gibi gösterdi, dedi ve biz yeniden gülmeye başladık.
Muradiye Abla:
-Dayak yiyince gülenleri ilk defa sizde görüyorum kızlar, dedi ve o da gülümsedi.
Su etrafa gözlerini gezdirip birşey arıyordu.
Sonra dolabın alt cekmecesini açtı ve bakın burda ne var, dedi.
Elinde tuttuğu ufak bir poşetin içinde yüksek olasılıkla tütün olan, sigaralar vardı.
-Sigaran vardı ve dünden beri bana vermedin mi, dedim ve sırıtarak elindeki poşetten bir sigara aldım.
Muradiye Abla yine bize tuhaf gözlerle baktı ve tam konuşacağı sıra Su lafa girdi:
-Biliyorum Muradiye abla, burada yasak. Ama en azından şuan bunu hakettik dedi ve ağzına sigarayı alıp cebinden çıkardığı çakmakla sigarasını yaktı. Ardından benimkine çakmağı yaklaştırdı ve kendi sigara dumanını bana üfledi.-Leş kokucam aptal yapma, dedim ve çektiğim dumanı ben de onun üzerine üfledim.
Yine neşe dolu gülüyorduk. Hemde benim burnum ve elim kanliydi.
Kaç saat sigara içip muhabbet ettik hatırlamıyorum.
Vakit akşam üzeri olmuştu. Azad hala yatakta uyuyordu. Su'ya döndüm ve:
-Kıvılcımın bu kızla derdi ne, dedim.
Su derin bir iç çekip gözlerini devirerek:-Kıvılcımla sevgililer, ama kız kendi isteğiyle yanında değil Kainat. Kivilcim kokain krizine girdiğinde kızı her seferinde bu hale getiriyor. Ceza odasında bile akıllanmıyor. Bedeni kokainden o kadar uyuşmuş ki acı bile hissetmiyor. Olansa Azad'a oluyor, dedi.
Demek Su ve kızlar zaten lezbiyen olduğunu biliyordu Kıvılcım'ın.
Kızın adıysa Azad'dı.
Azad erkek ismi değil mi diye düşünürken Su konuşmaya devam etti:
-Kıvılcım Serhat'ın kızı olmasa şimdiye çoktan öteki tarafı boylamıştı. Babasına güvenerek yapıyor bu hareketleri, dedi.Nasıl yani Kıvılcım Serhat'ın kızı mıydı?
-Su sen ne dediğinin farkında mısın? Eğer kızıysa, ne işi var burada? Onu da mi pazarlıyorlar, dedim
Su sesini kısarak:
-Kainat çok masumsun.Burada Hikmet abinin sözü geçer.Kıvılcım Hikmet abinin gözdesi, diye yanıtladı.-Hikmet denen herif o kadar güzel kız varken Kıvılcımla mi yatıyor? Hem kıvılcım lezbiyen değil mi? Ulan Serhat babası nasıl izin veriyor, diye soruları ardıardına sıraladım. Aklım ciddi şekilde almıyordu.
Su:
-Cidden çok soru sordun Kainat. Sigarayı fırlat da beynim yerine gelsin dedi ve üst ranzaya tırmanıp uzandı.
-Su sorduklarima cevap vermeyecek misin, diyerek yanına çıktım ve ben de uzandım.-Off! Kıvılcımı boşver, senin şu agiz ve burunla ilgilenelim, dedi.
Anlayamıyordum, niye kimse bana birseyi açıklamıyor ve geçiştiriyordu?
Canım cidden sıkılmaya başlamıştı.
Su yastigin altindan aldigi birkac mendili burnuma soktu ve beni gülme tuttu. Burnumdaki pecete fırlayıp duvara uçtu. Su'yla beraber kahkahaya boğulduk.
Muradiye abla sessizce bize Azad'ın uyuduğunu işaret etti ve "Ben gidiyorum kizlar" diyerek odadan çıktı. Su elime birkaç peçete bastırdıktan sonra üst ranzada el ele muhabbetler ederek uykuya daldık.12.BÖLÜM SONU
![](https://img.wattpad.com/cover/56851366-288-k70211.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sex Tanrıçası #Wattsy2017
Teen FictionTanrı, meleklerini tenselliği olmayan bir idrakten, hayvanlarını idrakı olmayan bir tensellikten,insanlarınıysa idrak ve tenselliğin birleşiminden yarattı. İnsanın idrakı tenselliğini aşarsa, insan, meleklerden bile daha iyi olabilirken, tenselliği...