Allah neler yaratıyor be bacısı.

468 13 2
                                    

2.Bölüm.

Yeşillinin yüzüne kaçamak bakışlar attım kaşları çatık koyu mavi gözleri karşımızdaki duvara bakıyor dudağını ısırıyordu. Onu rötgenliyormuş gibi gözükmeyeyim diye hemen dizlerimin üstünde duran elime baktım.

Ellerim dizimin üstünde durduğundan onun eli de sandalyelerin arasındaki boşluktaydı bundan rahatsız olmuş olacağından ya da bana inadına ellerini dizine koydu benim kolum onun kolu kadar uzun olmadığı için elim dizine değdi kolumu kendi tarafıma çekmeye çalışmalarım sadece bileğimi acıttı koyu yeşil gözlerine tiksintiyle baktım.

"Pislik." dedim yüzüme bakıp pis pis güldü "Poşetlerde pazarda kaldı zaten." dedim sinirle. Sanki dinazor yavrusu görmüş gibi hayretle suratıma baktı.

"Napacağız şimdi bu kelepçeden nasıl kurtulacağız?" diye sordum.

Ofladı "Bak ortak yön bende şuan bunu düşünüyorum."

Gözlerimi devirdim "Seninle biraz daha zaman geçirmek istemiyorum." dedim.

"Bak yine ortak yön bende istemiyorum." dedi yapmacıkça güldüm ne güzel ortak yönlerdi bunlar.

"Ortak yön bulacağına nasıl kurtulacağız bu kelepçeden onu bul." dedim sinirle, ofladı.

Alnını kırıştırıp "Bunun anahtarını yaptıracağız o da dört günü alıyor." dedi. Ağzım şaşkınlıktan açıldı "Dört gün seninle mi olacağım?"

"Maalesef." dedi "Aslında bir tane daha çözüm var ama o acıya dayanamazsın." diye ekledi.

"Neymiş o senden kurtulmak için acıya katlanırım." dedim kaşlarını kaldırdı "Benden kurtulmak için canını feda eder misin?" dedi.

Ne canından feda etmesinden bahsediyordu bu? "Anlamadım?"

"Kelepçeyi kestireceğiz ama adam yanlış bir hareketle bileğini keser sende ölürsün." dedi bunu o kadar rahat söylemişti ki şaşkınlıkla suratına baktım.

"Uf, kurtuluş yok yani senden?"

Yüzüme bakıp güldü bu içten bir gülüştü ve ona yakışıyordu suratına aptal aptal baktım cık demesiyle kendime geldim.

"O zaman gidelim hemen anahtarı yapsın." dedim.

"Saatten haberin var mı senin? Kapalıdır." diye mırıldandı. Ofladım "İyi madem bir an önce şu meyhaneden çıkalım ve evime gidelim." dedim.

Ayağa kalktım ama hala oturuyordu camış "Yürüsene!"

"Saçmalamaya başladın yine." dedi dişlerimi sıktım sinirlerimi acayip bozuyordu bunların ailesinde genetikti galiba karşı tarafı sinir etmek.

Bileğimi kendime doğru çektim kolu bana gelmesinden başka bir şey olmadı insan kalkar dimi ya bu neydi böyle yaratık! Evet doğru kelimeyi bulmuştum yaratık şu tipine tam uyumluydu.

"Kalksana!"

"Napıcağım ben senin evinde?" diye sordu alaycı bir gülüş attım.

"Sen bir şey yapmayacaksın ben uyuyacağım yarın da işe-" duraksadım ağzım şaşkınlıkla açıldı "Ay! Okula beraber mi gideceğiz?"

"Saçmalamaya devam ediyorsun." diye devam etti kafasına bir tane vurarak "Kalk!" diye bağırdım.

Oflayarak ayağı kalktı "Sen sevda mısın yoksa bela falan?" dediğinde kahkaha attım "Buray mı dinliyorsun sen?" diye sordum kendimi tutamayıp.

İMAM KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin