Seni çöpe atacağım poşete yazık.

268 12 0
                                    

4.Bölüm.

Ateist "Daha fazla ayakta dikilmeye devam edersen amına sokarım!" demesiyle gözlerim kocaman açıldı ve bakışlarım anında onu buldu.

"Terbiyesiz!" başka bir kelime bulamıyordum pisliğin tekiydi. Omuz silktiğinde sinirle yanına oturdum bir an önce şu lanet kelepçeden kurtulmamız gerekti.

Geçen yarım saatte barı süzdüm duvarları krem üstünde lacivert şekilleri olan duvar kağıdıyla kaplıydı yedi tane kolon ise tamamen lacivertti. Koltuklarda lacivertti, bar tezgahı krem rengiydi ama alttan lacivert bir ışıklandırması vardı ve bar taburesi de krem rengiydi. Leş gibi kokan içki midemi alt üst ediyordu ateistin önüne mi kussam diye düşündüm ama bu şıkkı hemen eledim.

Barın kapısı açıldığında kaşlarımı kaldırdım Zeynel ve yanında ondan uzun kalıplı bir erkek vardı. Yirmi bir yaşındayım ama hiç böyle ortamlara girmemiştim bu kız on sekizine yeni girmişti böyle yerlerde ne işi vardı?

Ateist önümüzde duran krem rengindeki masanın üzerinden bira şişesini alıp kafasına dikti ondan bakışlarımı çekip Fatih'e baktım bizim karşımızdaki koltuklara yayvanca oturmuştu yanındaki sarışın kadına bakıyordu, kadın hararetli bir şeyler anlatıyordu. Fatih cebinden bir şey çıkarıp -bordo bir kağıttı- hemen kadına verdi. Kadın yanındaki eflatun rengindeki çantasının fermuarını açarak Fatih'in verdiği kağıdı koydu. Fatih kafasını kaldırıp etrafa bakındı bakışları benimle buluştuğunda yanaklarımın ısındığını hissettim, ona bakarken yakalanmıştım.

"Benim abdesthaneye gitmem lazım!"

"Abdesthane ne ya?" diye sorduğunda "Çok cahilsin keşke ölsen!" diye bağırdım. Çalan yüksek sesli müzik kulağımı regl yaparsa sorumlusu yeşilli ateistindir, nokta.

"Abdesthane tuvalet demek ama ben o kelimeyi tercih etmiyorum ve tercih ettirmiyorum, hadi kalk altıma edeceğim!" diye devam ettim.

Ateistin "Git!" demesiyle 'sensiz nasıl gidebilirim aptal' bakışımı attım.

Dudağında çarpık bir gülüş şekil bulduğunda "Aklından ne tilkiler geçiyor hissedebiliyorum çakma kırisçın ama hayalperestler her zaman üzülür!" dedim. Çarpık gülüş yok olduğunda benim dudaklarım alayla kıvrıldı gözleri bir an oraya kaydı ama hemen gözlerimi bulduğunda yutkundum.

"Bana terbiyesiz diyene bakın siz grinin elli tonunu mu izledin imam kızı?" diye sordu alayla.

Cafer bez getir oğlum.

"Ne izlemesi ben hiç bilmiyorum gerçekten şuan film olduğunu yeni öğrendim ben kitabını okudum senin gibi terbiyesiz değilim!" dedim.

"Ne fark eder ki ha kitap, ha film!" diye bağırdı müziğin yüksek sesi yüzünden birbirimizi zor duyuyorduk ve bir an önce buradan çıkmazsak hoparlörü bıçaklayabilirdim.

"Çok farklı görmek başka okumak bambaşka zıt kutup konu kilit."

"Saçmalamaya bayılıyorsun dimi?" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Soçmoşomoyo boyoloyorson domo."

"O dilini kesip tuza basarım." diye tehdit ettiğinde 'hı hı benim babamda Angelina Jolie' bakışımı attım.

Ayağa kalkarak onu takip etmeye başladım cebine yerleştirdiğim elim terini yeni hissetmeye başlamıştım ortam çok sıcaktı yoksa elimin terlemesini saçmaydı.

İMAM KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin