AF-17.Bölüm

112 17 6
                                    

Multimedya: Rihanna-Unfaithful

Deniz

Olayı idrak ederek kendime geldim. Dudaklarımın üzerinde ki baskı artarken, sarhoş olmanın verdiği etkiyle karşılık vermiştim. Karşımda ki kızı itip, elimin tersiyle dudaklarımı sildim ve yere tükürdüm. Başımı kaldırdığımda ise kız koşarak uzaklaşıyordu. Ayağımla duvara sert bir tekme geçirdim. Kahretsin! Ben nasıl böyle bir şey yapardım ki? Her bir zerrem Dolunay'a aşıkken.

"Arabamı getirin!"

"Peki abi."

Kapıda ki adam ileriye doğru koşarken beklemeye başladım.
Arabam geldiğinde hızlı bir şekilde arabama bindim. Son hızla gaza basarken sinirimi yatıştırmaya çalıştım.

Daha sabah Ece'yi kovarken, nasıl karşılık verirdim ki ben bu kıza. Resmen sarhoşluğumdan faydalanmıştı.

Anayolda hızlı bir şekilde ilerliyordum. Gözlerim kapanmaya başlarken eve gitmeye karar verdim.

Eve geldiğimde kimseye görünmeden odama çıktım. Telefonum çalınca cebimden çıkarıp ekrana baktım. Dolunay arıyordu. Kahretsin! Ben nasıl konuşabilirdim ki şimdi. Ona yalan söylemek isteyeceğim son şey olurdu. Ama ben ona ihanet etmiştim. Daha kötüsünü yapmıştım.

Telefonu sinirle duvara fırlattım. Kırık sesleri sessiz odada yanķılanırken, kendimi yatağa bıraktım. İhanet tüm bedenimi ele geçirmişken, yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Gözlerim kapanırken kendimi uykuya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda, şiddetli bir ağrıyı başımda hissetmiştim. Dün olanlar bir yandan beynimi tırmalarken, baş ağrısı da ona eşlik ediyordu. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Soğuk bir duş, sanırım iyi gelebilirdi.

Havluyla belime sardıktan sonra, ıslak saçlarımı havluyla kuruladım.
Üzerimi giyinip, odamdan çıktım. Mutfağa girip, küçük dolaptan ağrı kesici aldım. Masanın üzerinde ki surahiden bir bardak su alıp, içtim.

Yine her zaman ki gibi ailecek kahvaltımızı yapmıştık. Biraz sessiz olsada.

Dolunay'la bugün buluşmamız gerekiyordu. Herkes masadan kalkınca, dün kırdığım telefonum aklıma geldi. Acilen bir telefon almam lazımdı.

Evden çıkıp, arabama bindim. En yakın alışveriş merkezine girip, bir telefon ve yeni bir hat aldım. Hızlı adımlarla dışarı çıktım. Arabama binip, gaza yüklendim.

Evlerinin biraz gerisin de arabayı durdurdum. Hattı telefona takıp, ezbere bildiğim numarayı yazdım. Arama tuşuna basıp, kulağıma götürdüm. Bir, iki çalıştan sonra hasret kaldığım sesini duyabilmiştim.

"Alo?"

"Alo Dolunay, ben Deniz müsait misin?"

"Evet de?"

"Tamam soru sorma, evin gerisinde ki parkın orada bekliyorum seni."

"Tamam, geliyorum."

Heyecan ve stresi ilk defa bu kadar çok hissetmiştim. Yapmam gereken ufak bir açıklama olsada, ona yalan söylemek hiç içime sinmiyordu.

İncecik bedeni, yavaş adımlarla yaklaşıyordu. Kahverengi saçları, dümdüz bir şekilde beline kadar süzülüyordu. Mavi gözleri ise âdeta masumluğun simgesiydi.

Ön koltuğun kapısını açıp oturdu. Ona dönüp sımsıkı sarıldım. Mis kokusunu içime çekerken, yumuşacık saçlarına küçük ama etkili bir öpücük kondurdum. Narin kollarını sırtımı dolarken, onun da kokumu içine çektiğini hissediyordum.

AŞKIN FOTOĞRAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin