AF-22.Bölüm

120 13 3
                                    

Multimedya: Badem-Sen Ağlama

1 Ay Sonra

Esneyerek çıktığım sıcacık yatağımdan, ayaklarımı sürüyerek banyoya ilerledim. Soğuk suyu yüzüme çarparken bir nebze de olsa uykumun açıldığını hissediyordum.

Tekrar odama döndüğümde dolabımı açıp mavi şortumu ve beyaz sıfır kol gömleğimi çıkarıp yatağın üzerine bıraktım. Ayıcıklı pijamalarıma veda ederken mavi şortumu giydim. Gömleğimi de giyinip uçlarını bağladım. Düz saçlarımı açık bırakırken hafif bir makyaj yaptım.

Dolabımdan lacivert ve beyaz renkli yandan çantamı çıkardım. Çantamı tek koluma takarken defterlerimi de elime aldım. Sanırım bugün epey geç kalmıştım.

Telefonumu da çantama koyarken evden çıktım. Hızlıca apartmandan çıkarken karşımda hazır bekleyen arabaya bindim. Erdem okula doğru sürmeye başlarken nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Çantama koyduğum telefonum çalarken çantamı açtım. Anna arıyor olabilirdi. Londra'da ki tek arkadaşımdı ve aynı üniversitedeydik. Fakülteler ayrı olsa da genelde beraberdik. Kısa sürede tanışmamıza rağmen çok sevecen ve iyimser bir kızdı. Okula geç kaldığım için merak etmiş olabilirdi.

Ekranda 'Melisa' yazısını görünce şaşkınlığımı gizleyemedim. En son geçen hafta konuşmuştuk. Sabah sabah aramasıda endişelenmeme sebep olmuştu.

Çok fazla bekletmeden telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.

"Alo Melisa"

"Dolunay hemen İstanbul'a gelmen gerek!"

"Neden ne oldu?"

"Telefonda konuşulacak bir mesele değil, ilk uçakla buraya gelmelisin!"

"N-ne oldu birine bir şey mi oldu yoksa?"

O söylemedikçe ben daha fazla sinirleniyordum. Kalbimin ritmi hızlanırken ellerim titremeye başlamıştı. Birine bir şey olmuş düşüncesi nefesimin kesilmesine sebep oluyordu.

"Deniz..."

Telefon kapatıp yere düşmesine izin verdim. Aklıma gelen kötü düşünceler cümlenin devamını dinlememi engellenmişti.

Erdem'in boğuk sesi kulaklarıma dolarken, bedenimin deri koltukla buluşmasına izin verdim. Sıcak bir sıvı yanağımda süzülürken, Erdem'in sesi gitgide uzaklaşıyordu. Karanlık heryeri kaplamışken, ona birşey olacak düşüncesi beni mahvediyordu.

Yanaklarıma yapılan baskı aralıklarla devam ederken. Bileğim soğuk bir sıvı ile ovuşturluyordu. Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Ne olmuştu bana. Parmak uçlarımla başımı ovuşturarak hatırlamaya çalıştım. Melisa'yla konuşuyordum. Deniz demişti en son. Sonrası karanlık.

Hafızam yavaş yavaş yerine gelirken hızlıca bedenimi doğrulttum. Ayakta bekleyen korumalar bana bakarken, Erdem'e döndüm.

"Derhal havaalanına gidiyoruz."

Başıyla onay verirken ayağa kalktım. Masanın üzerinde duran çantamı alıp evden çıktım.

Tek tek geçen ağaçları saymaktan yorulmuştum artık. Dışarıyı izlemeyi bırakıp gözlerimi kapattım. Ciğerlerimde oksijen yoktu sanki. Nefes alamıyordum. İçimde ki sıkıntı, kafamda ki düşünceler nefes almamı engelliyordu.

İçimde başlamıştı her şey. Kalbim söz sahibi olurken, aklım da ona yardımcı oluyordu sanki. Ondan nefret ederken, şimdi onu düşünmek bambaşkaydı. Şuan ne durumda olduğunu bilmiyordum. Delice merak ederken, duyacaklarımdan korkuyordum.

AŞKIN FOTOĞRAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin