AF-25.Bölüm

128 10 4
                                    

Multimedya: Deniz

Ellerimi birleştirip kollarımı havaya karşı esnettim. Neşeyle uyanmayı özlemiştim. Sağ tarafıma dönüp dışarıya baktım. Hava çok güzeldi. Bugün Deniz'le doktora gidip, durumunu öğrenecektik.

Dün her şeyi hatırlamıştı. Arabada gelirken dağ evinde hatırladığını söylemişti. Bana oyun oynaması nedeniyle ona kızmıştım. Aslında ona ne kadar kızsamda içten içe sevinç dansları yapmıyor değildim.

Sonuç olarak hatırlamıştı ve gerisi hiçte önemli değildi. Birde bugün komplo meselesini konuşacaktık. Kim bize bu oyunu yaptıysa öğrenmek istiyordum artık.

Düşünceleri kenara bıraktım. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Rutin işlerimi tamamladım. Pijamalarımı kenara bırakıp siyah bol paça pantolonumu giyindim. Sıfır kol krem rengi şifon gömleğimi de üzerime geçirdim. Yakaları ve düğme kısmı siyah olan gömlek pantolonumla uyum sağlamıştı.

Saçlarımın uçlarına hızlıca maşa yapıp açık bıraktım. Son olarak da eyeliner ve ruj sürüp aynada ki işimi tamamladım.

Topuklu ayakkabılarım pantolondan dolayı gözükmese de onları da ayağıma geçirdim. Siyah krem ve kahverengi renklerini barındıran yandan çantamı da alıp odadan çıktım.

Merdivenleri inip salona ilerledim. Kahvaltı masasını görünce çok acıktığımı farkettim. Uzun zamandır da ailemle kahvaltı etmiyordum. Özlenilen şeyler arasında ikinciydi. Tabiki de birincisi Deniz'di. Yavaş yavaş eski günlerimize geri dönüyorduk artık.

Masadakilere 32 diş gülümsememle günaydin deyip yerime oturdum. İştahla kahvaltılıklara bakarken en sevdiğim böreğin olduğunu gördüm. Tabağıma iki dilim koyup yemeye başladım. Sanırım bugün fazlasıyla güzel geçecekti.

Arabayı sürerken müzik açmaya karar verdim. Adele'nin Hello parçası çalarken bende eşlik ettim. Şarkının rahatlatıcı etkisini üzerimde hissediyordum.

Hastane otoparkına girip boş yere park ettim. Deniz'in arabası gözüme çarparken gelmiş olduğunu anladım.

Kapıdan içeri girip asansöre ilerledim. 5. Kata bastım ve beklemeye başladım. Asansörün kapıları açılırken koridora adımımı attım. Bekleme koltuklarında bekleyen Deniz ve Eylül'ün yanına ilerledim. Eylül'ün geleceğinden haberim yoktu ama bu iyi olmuştu. Doktordan iyi haberleri duymak onu biraz rahatlatabilirdi.

Hep birlikte doktorun odasına girdik.

"Ah hoşgeldiniz"

Önündeki kağıtları inceleyen yaşlı profesör bizi görünce ayağa kalkıp elini uzattı. El sıkışırken koltuklara oturduk.

"Nasılsınız Deniz Bey?"

"Çok iyiyim, hatırlamaya başladım."

"Bu çok güzel bir haber, artık ilaçları kullanmanıza gerek yok o zaman. Bu kadar kısa sürede beklemiyordum ama dediğim gibi bu 1 ay veya 5 ay kadar da sürebilirdi. 2 hafta gerçekten çok kısa bir süre. Hafızanız çok güçlüymüş."

"Peki size yardımcı olan birisi oldu mu?"

Ben onları izlerken Deniz çarpık bir şekilde gülümseyip bana baktı.

"Aslında evet Dolunay hatırlamamda ki en büyük desteği o verdi bana. Eskiden gittiğimiz yerlere gidip yaşanılanları anlattı. Onun sayesinde hatırladım aslında."

Deniz'den bu sözleri duymak beni aşırı derecede mutlu etmişti. Üstelik bunları doktora söylemişti. Gülümseyip başımı ellerime çevirdim.
"O zaman burada en büyük teşekkürü Dolunay Hanım hak ediyor."

AŞKIN FOTOĞRAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin