AF-29.Bölüm

91 9 0
                                    

Multimedya: Dolunay
İyi okumalar.

Gözlerimi yavaşca araladım. Yan tarafıma baktığımda Melisa'yı görememiştim. Sanırım yine erkenden kalkıp kahvaltı hazırlıklarına başlamıştı.

Yatağın yanında duran komidinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Birden fazla cevapsız arama ve gelen mesajlar beni hiç şaşırtmamıştı. Telefonu kapatıp tekrar yerine bıraktım.

Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Rutin işlerimi hallettim. Melisa'nın dolabından rastgele aldığım kot pantolonu ve salaş tişörtü üzerime geçirdim.

Merdivenleri inip hazırladığı kahvaltı masasına oturdum.

"Günaydın."

Her zaman ki gibi neşeli sesi birazcık olsun gülmemi sağlamıştı.

"Günaydın."

İkimizde tabaklarımızı doldurmaya başladık. Çok fazla iştahım olmasa da yemek zorunda olduğumu bildiğim için yiyordum.

"Bugün eve gideceğim, bir kaç eşya almam lazım."

"Geçerken bırakırım seni, sonra gelirsin buraya tekrar."

Başımı sallayıp masadan kalktık. Birlikte masayı toplayıp evden çıktık.

Melisa arabayı sürerken yol boyunca dışarıyı izlemiştim. Ne olacaktı bundan sonra? Tekrar eski hayatıma nasıl dönecektim? Kafamda biriktirdiğim sorular arabanın durmasıyla kaybolmuştu.

"Seninle gelmemi ister misin?"

"Gerek yok, arabamla döneceğim zaten."

"Tamam canım dikkat et kendine."

Arabadan inip zile bastım. Kalbim fırlayacak derecesinde atarken annemlerden duyacağım sozler moralimi bozuyordu. İlk işleri her zaman olduğu gibi sorguya çekeceklerdi.

Kapıyı açan Emine Teyze'nin yüzünde oluşan büyük gülümseme beni burukça gülümsetmişti.

"Kızım, nerelerdeydin sen? Çok merak ettik valla seni!"

Kapıdan içeri girip merdivenleri çıkmaya başladım.

Merdivenden inmek üzere olan annem ve babam beni görünce adımlarını durdurmuştu.

"Dolunay neredeydin sen? Telefonlarına da cevap vermedin. Ne kadar merak ettik haberin var mı senin?"

Cevap vermeyip geniş el çantama rastgele kıyafetlerimi koymaya başladım.

Birkaç gerekli eşyalarımı da koyduktan sonra fermuarını kapattım.

"Kızım nereye gidiyorsun?!"

Merdivenleri inerken kapıda bekleyen Deniz'i görmemle ağzım 'o' şeklinde açılmıştı. Ne işi vardı onun burada?

Umursamayıp yürümeye devam ettim. Kemikli elleri kolumu sımsıkı tutarken çekiştirmeye başladım. Canım acımaya başlamıştı.

"Bırak kolumu!"

Kolumu bırakıp nefesini düzenlemeye çalıştı.

"Neler oluyor Dolunay? Dünden beri ortada yoksun. Telefonlarımı açmıyorsun. Neden kaçıyorsun bizden!"

"Hiç bir şey olmamış gibi nasıl gelebiliyorsun yanıma?"

Sıktığı dişlerinin sesini duyabilmiştim. Alev saçan kahverengi gözleri bir adım gerilememi sağlamıştı.

"Ne demek istiyorsun Dolunay?!"

Bağırarak söylediği cümle bir kez daha korkmamı sağlamıştı. İçimde biriktirdiğim cümleleri bağırarak söylemeye başladım.

AŞKIN FOTOĞRAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin