AF-24.Bölüm

130 11 4
                                    

Multimedya: Mazhar Alanson-Ah Bu Ben

Yeni doğan güneşin ışıkları odamı aydınlatırken gözlerimi araladım. Komidinin üzerinde ki saate baktım. Çok erkendi. Gözlerimi tekrar kapatıp uyumaya çalıştım. Uykudan hariç bütün her şeye odaklanmıştım. Anlaşılan uyku bugün gelmeyecekti.

Üzerimde ki pikeyi kaldırıp banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim. Saat daha erken olduğu için kitap okumaya karar verdim.

Pencere kenarında duran tekli koltuklardan birine oturdum. Dışarıya baktığımda havanın çok güzel olduğunu gördüm. Yaz mevsiminin son demlerini yaşıyorduk. Çiçeklerin bazıları solarken, bazıları ise hala formunu koruyordu. Her sene içimi ısıtan yaz mevsimi bu sene beni çok yormuştu. En zor zamanlarımın en sevdiğim mevsime gelmesi garipti.

Düşüncelerim ve aklım başka yerlere dalıp giderken kitabımı okumaya başladım. Cümleleri tekrar tekrar okuyup anlamaya çalışıyordum. İçim daralmaya başlamıştı. Hiçbir şey artık eskisi kadar tat vermiyordu. Kitabın kapağını kapatıp masama bıraktım.

Saate baktığımda 7'ye geldiğini gördüm. Telefonumu ve arabamın anahtarını alıp odamdan çıktım. Merdivenleri inince Emoş'u gördüm.

"Ah deli kız uyandın mı? Bende seni uyandırmaya geliyordum."

"Uyandım Emoş'da bizim Melisa'yla bugün planımız vardı o yüzden erken çıkıyorum sen annemlere söylersin."

Emoş Melisa'yı bildiği için Melisa'yla buluşacağız demiştim. Yalan söylemeyi sevmesem de mecburdum. Çünkü Deniz'i daha bilmiyorlardı.

Kapıyı kapatıp garaja ilerledim. Arabama binip sürmeye başladım. Bugün Denizlere gidiyordum. Cafe'ye gidişimizin ardından bir hafta geçmişti. Her gün farklı yerlere gidip aramızda olanları ona anlatmıştım. Ama hala hiçbir şey hatırlamıyordu. Bu konu canımı sıksada pes etmeyecektim. Ona bir söz vermiştim. Her şeyi yeniden hatırlayacaktı.

Denizlerin evine geldiğimde arabayı park edip indim. Zile bastığımda güler yüzlü yardımcı kapıyı açıp salonu gösterdi. Bütün aile kahvaltı yapıyordu. Eylül hariç hepsi selam vermişti. Eylül sanırım bana hala dargındı. O günden beri Eylül'le de hiç konuşmamıştık zaten. Onu anlamaya çalışıyordum bu yüzden de üstüne gitmek istemiyordum.

Deniz karşımda tabağındakileri iştahla yerken, bende aç olduğumu farkettim. Tabağıma birkaç peynir koyup yemeye başladım.

Bugün onu Melisa'ların evine götürecektim. Tek umudum orasıydı. İkimizde birbirimizi ilk defa orada görmüştük. İlk defa ufakta olsa bir şeyler hissettmiştik. Hislerim bana orada hatırlayacağını söylüyordu.

İkimizde kahvaltımızı bitirince masadan kalktık. Evden çıkıp arabama bindik. O masumca dışarıyı izlerken bende arada ona bakıyordum. Sonunda eve gelmiştik. Uzun süren yolculuktan epey sıkılmışa benziyordu.

Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Melisaların ailesi şuan iş gezisindeydi. Evde kimsenin olmaması içimi rahatlatmıştı.

"Hatırladın mı burayı? Melisa ve Eren'in düğününde tanışmıştık seninle."

Merdivenleri çıkarken o da peşimden geliyordu. Tam olarak çarpıştığımız kapının önünde durdum. Deniz'de karşıma geçip beni dinlemeye başladı.

"Tam burada çarpışmıştık seninle. İlk bakışımız burada olmuştu. İlk kavgamızıda burada yapmıştık. Hatırladın mı?"

Gözlerini benden kaçırıp tuttuğum ellerini hızlıca bıraktı.

AŞKIN FOTOĞRAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin