4. BÖLÜM "HİSLER"

564 110 22
                                    

Gülmem durmuş Jungkook'a şaşırmış bir şekilde bakıyordum. O ise telaşlanmış gibiydi. 

"TE-LAŞ-LAN-MIŞ-TI"

Soluk soluğa kalmıştı. Gözlerini gözlerime sabitlemiş saf ve temiz bir şekilde bana bakıyordu.
Ondan..neden nefret ettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat beni tek bir günde sinir eden erkeklerden ilki ve sonuncusu olabilirdi.

- Sen.. sen iyi misin ? Sana bir şey mi yaptılar ?

- Hayır sadece... gördüğün gibi.

- Gel buraya seni çözeyim.

İtiraz etmek istemiyordum çünkü bu iplerden kurtulup biran önce sınıfıma gidip sırama oturmak istiyordum. Okul ile fazla aram olmasa da, dans ve müzik benim için "her şey" demekti.
Geçen sene okulda ikinci idim. Birinci ise.. Eun Ri. Onu çok özlüyorum.

JungKook kollarımı çözerken gözlerimden ufak ufak göz yaşları süzülüyordu. Gözümün ucunu göz yaşım yakıyordu.
Jungkook ayaklarımı çözmek için bana baktığında aniden durmuş gözlerini bana doğru dikmişti.

- Neden ağlıyorsun ?

Sesi kadife gibi yumuşacık ve çocuk gibiydi. Onu neden sevmediğimi düşünmeye başladım. Belkide bana ilk günden "Nereye gidiyorsun ? Hayranım değil misin ? Beni yine görebilmek için can atabilirsin" demesinden kaynaklanıyordu. Belkide beni merdivenlerde öylece tutmasaydı.. ama nedenini bilmeden ona karşı şuan yumuşamıştım. Ben sert bir kız olamazdım ki.. ben iyi biriyim.

- Eun...

- Bir şey yok Jungkook. Sadece teşekkür ederim.

- Adımı çok fazla kullanmaya başladın.

- Ne dememi bekliyorsun ?

- Eski gün... Her neyse hemen öğretmenin yanına gitmem gerek. Sen.. sen de hemen sınıfına git. Tamam mı ?

Anlamamış bir şekilde Jungkook'a bakıyordum o ise biraz tebessüm edip lavabodan çıktı. Çıktığı zaman ise dışarıda kız çığlıklarını duyabiliyordum. Belki hayranlarıdır belkide bir erkeğin kızlar tuvaletinden çıkmasıydı.
Sınıfa gitmek istemiyordum. Sadece Amerika da ki odamı özlemiştim. Derin bir iç çekip oturduğum klozetin kapağından kalktım. Yavaş bir şekilde musluğa yöneldim ve yüzümü yıkamaya başladım. Aynaya baktığımda acınası bir halimin olduğunu görebiliyordum. Uzun bir süre aynada kendime baktıktan sonra lavabodan çıktım. Görünüşe göre hala zil çalmamıştı.
Yavaş adımlarla sınıfa doğru gidiyordum ki kolumdan hızlı bir çekiştirme oldu.

- Oh Soon Jung.

- Ne yaptığını sanıyorsun sen !

- Sadece lavabodan çık..

- Birde cevap mı veriyorsun ?

- Kolumu acıtıyorsun.

- En yakın arkadaşıma nasıl vurabilirsin ?!

- Vurmak mı ?

- Yüzü kan içindeydi. Kolları ise morluklardan gözükmüyordu ! Derdin ne senin Eun Jung !

- Ne ?! Cidden ne saçmalıyorsun ?!

- Birde inkâr mı ediyorsun ?

- Ya ! Nasıl böyle bir şey düşünebilirsin. Ben yapmadım.

Üst kattaki herkes bizi odaklanmış bir şekilde izliyordu. Soon Jung etrafına bakınıp gözlerini benimle buluşturdu.

- Sen öldün Eun Jung.

Hiç anlamadığım bir şekilde Soon Jung saçlarımı eline dolamıştı.

- Ya ! Bırak hemen !

- Canın mı acıyor?!

- Hayır sadece canını yakmak istemiyorum.

- Ne ? Ciddi misin sen ? Seni sürtük !

İyice sinirlenmeye başlamıştım. Soon Jung'u aniden ittim. Onu itince saçlarımda gitmişti. Saçlarım..saçlarım...
Üstüne doğru yürümeye başladığım an iki kol , benim kollarımı kavradı. Kimin olduğu umurumda bile değildi ama karşıdan hızlıca gelen Baekhyun,Soon Jung'u kavramıştı. Aniden içimde yumuşama,acı oluştu. Bu histe neydi ? Baekhyun iyice Soon Jung'u kavrarken arkamdaki kişiyi hiç takmıyordum ama kadife sesi ile bana bağırdı.

- Sakin ol Eun Jung !

Jungkook ? Yine mi beni kurtarıyordu ? Jungkook'a pek odaklanamıyordum çünkü karşımda Baekhyun vardı. Ona dikkatle bakarken Baekhyun hiç beklemediğim bir şekilde bana bağırdı.

- Git Eun Jung !

Sesi ciddi bir şekilde sertti. İrkilmiştim.
Jungkook'u aniden itip hızlı bir şekilde sınıfa yürüdüm. Sınıfın boş olmasını bekliyordum fakat tenefüs olmasına rağmen bu insanlar ne koridora ne de bahçeye çıkıyordu.
Ben.. eve gitmek istiyordum. Evet kesinlikle eve gidecektim. Sınıf kapısından hızlı bir şekilde sırama yöneldim. Baekhyun'un yanında duran çantamı hızlı ve sinirli bir şekilde alıp dışarıya çıktım.  
Giderken düşündüğüm tek şey şuydu , ben birine zarar vermemiştim. Soon Jung ne demek istiyordu ? Neden böyle bir şey yüzünden suçlanıyordum ? Ben iyi biriydim , bana neden bu yapılıyordu ?

Asansöre binmek yerine hemen merdivenlerden indim. Okulun lüks bir bahçesi vardı. Hiç dikkat etmemiştim. Temiz..geniş..yeşillik..oturma yerleri falan güzel görünümlüydü.
Eve gitmem pek sorun olmazdı. Sonuçta ilk gündü.
Bahçeye çıktığımda adımlarımı biraz daha yavaşlattım. Ağlamak istiyordum. Sert bir kız olabilirdim fakat birkaç saat,dakika içinde gerçekleşenler canımı acıtıyordu. Düşündükçe gözlerimden yaşlar akıyordu. En sonunda dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım ve sesim gitgide yükseliyordu.
Arkadan gelen hızlı adımları duyabiliyordum fakat umurumda değildi.
Hiç beklemediğim bir şekilde arkadan iki el belimi kavradı ve sımsıkı sarıldı. Gözlerim kocaman olmuştu. İtmeye çalıştım fakat güçlüydü. Arkamdaki kişinin kim olduğuna bakmak istiyordum fakat buna izin vermiyordu.

- Bırak ben-

- Biraz böyle duralım Eun Jung.

- Jungkook yinemi sensin ?

- Artık beni sesimden tanıyorsun.

- Bırakır-

- Bana eskiden..böyle davranmıyordum.

- Eskiden ?

- Evet. İkimizin hatıraları.

- Neyden bahsediyorsun. Sen kimsin ?

- Sadece böyle duralım.

Jungkook'u ani bir şekilde ittim. Bunu ben bile beklemiyordum.
Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. JungKook.. kimdi ? Neyden bahsediyordu ? 

Bunu düşünerek okuldan koşarak çıktım. 

İSTEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin