Bölüm 14: Tüy

846 61 4
                                    


ALEX

Çığlık 3.Argo dan geliyordu. Aceleyle aşağıya indiklerinde çocukların yerde yatan birinin başında toplandığını gördüler. Alex aralarından geçip yerde yatanın kim olduğuna baktı. Frank, bacağı kanlar içinde yerde yarı oturur vaziyette yatıyordu. Az önce uçurumdan düşen keskin tüylerden biri Frank ın sağ bacağına, diz kapağının biraz üstüne saplanmıştı. Hazel Frank ın elini tutmuş ağlıyordu. Alex in geldiğini görünce başını kaldırıp yaşlı gözleriyle ona baktı. "Neden bu kadar kanıyor?"diye sordu çaresiz, iç parçalayan bir sesle. Bu soruyla ilk şoku atlatıp kendine gelen Alex aceleyle Piper dan kemerini aldı. Kemeri tüyün saplandığı yerin birkaç santim üstüne geçirerek Frank ın bacağını iyice sıktı. "Atar damarı delinmiş olabilir."dedi ciddi bir sesle. Percy "Biraz ambrosia yedirelim."dedi telaşla. Alex sert bir sesle hayır dedi "Ambrosia kanı çoğaltır. Yara iyileşse bile o zamana kadar çok daha fazla kan kaybeder. Damarın dikilmesi gerek."

Jason "İyi de en yakın hastane yüzlerce km uzakta. Maalesef aramızda cerrah olan da yok."dedi. Alex anlamlı bir şekilde Hazel e baktı. Hazel gözyaşlarını silip Alex e "Yapabilir misin?"diye sordu. Alex evet anlamında başını salladı. Herkes şaşırmıştı. Annabeth "Emin misin Alex? Burada damar dikmekten bahsediyoruz. Yani bu cidden..cerrahların yapabileceği.."derken Alex sözünü kesti "Yapabilirim. Bana güvenmeniz gerek. Üzgünüm ama başka çareniz de yok."dedi Hazel e bakarak. Hazel bir an durup "Ben güveniyorum."dedi samimiyetle. O an Alex in içine garip bir mutluluk dalgası yayıldı. Ancak acele etmesi gerektiğini hatırlayıp ciddiyetle "Pekala. Çocuklar onu revire taşıyın. Leo bizi buradan götür. Ve kızlar iki kova temiz suya ihtiyacım var. Deniz suyuna."

...

"Leo? Revirde ilk yardım çantasından başka bir şey yok mu?"diye sordu Alex şaşkınlıkla."Morfin yada narkozik bir şey?"

Leo hayır anlamında başını sallayıp "Üzgünüm. Böyle şeylere ihtiyacımız olabileceğini düşünmemiştim. Hem gemide sağlıkçı da yok. Yani.."dedi. Alex "Tamam. En azından iğne iplik ve ağrı kesici var. Bayıltma ve uyuşturma işini kendim de halledebilirim."dedi Frank a bakıp pis pis sırıtarak. "Ayrıca size roma kampından bir Apollon çocuğu seçmenizi söylemiştim. Casper ımız olacağına bir sağlıkçımız olurdu."diye devam etti Kyle a bir bakış atıp. Kyle gözlerini devirip dışarı çıktı. Alex "Pekala herkes dışarı. Bunu herkes bakarken yapamam. Ve ben söyleyene kadar ne olursa olsun kimse içeri girmeyecek. Tamam mı? Dikkatim dağılmamalı. Hazel sen kal bana yardım edersin."dedi. Herkes dışarı çıkarken Alex kapının yanına gidip Percy e seslendi "Hey Perc." Percy şaşkınlıkla dönüp Alex in yanına geldi. Alex başıyla koridorun sonunda duran Kyle ı işaret edip "Suyun iyileştirici gücünü kullanıp hafif yaraları iyileştirebildiğini duydum. Şu aptalın eline bir bak. Biraz derin bir kesik ama dikişe gerek olduğunu sanmıyorum."dedi. Percy, Kyle a bir bakış atıp "Tamam ben hallederim."dedi gülümseyerek. Alex, Percy nin bu anlamlı gülüşüne karşılık kaşlarını çattı ve " Aslında umrumda olmazdı. Ama kangren falan olursa elini kesmek zorunda kalırım. Hoşuma gitmeyeceğinden değil sadece başıma iş çıkartmasını istemiyorum."dedi umursamaz bir tavırla. Percy " Elbette. Haklısın."dedi ve gülümseyerek dönüp gitti. Alex de revirin kapısını kapatıp sedye gibi bir yatakta yatan Frank a ve endişeyle ona bakan Hazel e döndü.

Alex, Frank ın pantolonunun paçasını keserken Frank bitkin bir sesle "Bunu daha önce yaptın mı? Yani bu damar dikme işini?"diye sordu. Alex yüzünü buruşturup " Tabii. Benim için çocuk oyuncağı. Boş zamanlarımda zavallı kurbanlarımın damarlarını dikip biçmeye bayılırım. Antremanlıyım anlayacağın."dedi. Birkaç dakika sonra baygın baygın bakarak "Elbette yapmadım Frank. Tıp okumak için de pek vaktim olmadı."dedi. Frank telaşla "Öyleyse neden yapabileceğini söyledin?"diye sordu. Alex "Damarını onarıcam Franky. Ama dikerek değil. Suyla."dedi Hazel e bakış atarak. Frank şaşkınlıkla Alex e bakarken Alex tişörtünün üzerindeki bir kolu sökülmüş gömleği çıkarttı. Nasıl olsa Frank, birazdan yapacaklarını görünce Alex in kimin çocuğu olduğunu anlayacaktı. Sırf kolundaki, roma kampına ait olduğunu gösteren dövmeyi saklamak için ilk geldiği günden beri uzun kollu şeyler giymek zorunda kalmıştı. Hemde bu sıcakta. Frank ın bakışları Alex in kolundaki dövmeye kayarken gözleri büyük bir şaşkınlıkla açıldı. SPQR harfleri altında, bir defne tacı içindeki Poseidon un 'yada Neptün ün her neyse' sembolü olan üç dişli yaba, onun altında da roma kampında geçirdiği yılları sembolleyen alt alta 7 çizgi. Frank kekeleyerek "B-bu..Bu bir roma dövmesi..V-ve Neptün.."dedi konuşamayarak. Alex ciddi bir sesle "Her şeyi anlatıcam Frank. Tabi senin şu bacağını hallettikten sonra. Sakin olmalısın. Kan basıncını sabit tutmalısın. Yoksa kan akışını kontrol edemem."dedi. Frank hala şok içinde "S-sen?"dedi. Alex oflayıp "Üzgünüm Franky. Bu senin iyiliğin için."dedi ve hızlı bir hareketle boynundan soluk borusunu tutup sıktı. Nefesi kesilen Frank bayılırken Alex korku dolu bakışlarla ona bakan Hazel e dönüp "Yapmak zorundaydım."dedi.

Olimpos Muhafızı (PJO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin