Bölüm 25: Zırh

879 62 9
                                    

ALEX

Alex hayat hikayesini anlatmayı bitirdiğinde güneş doğmak üzereydi. Kızıl turuncu renklerle kaplanan gökyüzü denize yansıyarak suyu büyülü bir renge boyuyordu. Alex i tüm gece gözünü bile kırpmadan dinleyen Kyle, Alex anlatmayı bitirdiğinde duyduklarını hazmetmeye çalışarak bir süre önündeki sönmeye yüz tutmuş küçük kamp ateşine baktı. Alex ise su üzerinde doğan güne bakarken uzun zamandır hissetmediği bir hisle doluydu. Huzur. Babasını gördüğünden mi yoksa yaşadıklarını birine atmanın verdiği rahatlamadan mı bilmiyordu. Belki de her ikisi yüzündende. Tek bildiği ilk defa huzurlu ve mutluydu. Alexis Winner ın alışık olmadığı hisler. O sırada zihninde Poseidon un gece söylediği sözler yankılanıyordu.
"Beni her zaman gururlandırdın... Başaracaksın hayatım. Hem de bu sefer kardeşinle birlikte... Diomedes in koruyucu zırhını bul, adada, mücadelenizde size yardımcı olacak... Dikkatli ol Alexis, her zamankinden daha çok..."
Alex bu garip mutluluğun verdiği enerjiyle ayağa fırlayıp üzerindeki kumu silkeledi. Kyle a dönüp " Bak, bir anda çok şey öğrendiğinin farkındayım ama hadi şokunu atlat da yola çıkalım. Bulmamız gereken bir zırh var"dedi. Kyle durgun gözlerle Alex e bakıp ayağa kalktı. Ve tam  karşısına geçip Alex in hiç beklemediği bir şey yaptı. Alex, Kyle ona sarıldığında şaşırmıştı ama onu daha çok şaşırtan hissettiği mutluluk olmuştu. Alex ve Kyle çocuklara Midilli Adasına gittiklerini bildiren bir İris mesajı gönderip yola çıktılar.
...
Diomedes, ağızlarından ateş püsküren, insan etiyle beslenen dört kısrağa sahip zalim bir Ares meleziydi. Zamanında büyük zaferlere imza atmış bu yarı psikopat herifin ölümü oldukça manidar olmuş, Herkül tarafından kendi atlarına yem edilmişti. Yaradılışlarına aykırı olarak insan eti yemeye alıştırılmış bu yamyam atların varlığından uzun zamandır rahatsız olan biri vardı. Denizlerin, depremlerin ve atların da  tanrısı olan Poseidon. Poseidon, bu vahşi atları sahiplerini yemeleri gerekçesiyle lanetlemiş, onları şirin ve vejeteryan minik midillilere dönüştürüp Ege denizindeki Midilli Adasına sürgün etmişti.
Diomedes in atlarının yanı sıra büyük zaferler kazanmasına yardım eden  başka bir sırrı daha vardı. Muhtemelen Aşil den çaldığı efsanevi koruyucu iç zırhı. İşte Alex in bulması gereken bu zırh, Hephaistos tarafından dokunmuş, düşman karşısında büyük üstünlük sağlayan delinmez, yırtılmaz, büyülü zırhtı. Kyle ile adaya vardıklarında zırhı bulmak için ilk önce Diomedesin atlarını yani midillilerini bulmaları gerektiğine karar verdiler. Zırhın yerini bilse bilse onlar bilirdi. Adanın dar sokaklarında yürürlerken fayton çeken yaşlı bir ata rastladılar. Yaşlı at daha önce hiç bir Poseidon melezi ile karşılaşmadığından Alex in onunla konuşabilmesine başta şaşırmıştı. Daha sonra ona, daha önce at olduklarını iddia eden midillilerle karşılaştığını, muhtemelen şu an şehir sirkinde çalıştıklarını söylemişti. Alex bu atların dramatik hayatları karşısında şaşırmış, sirke doğru yürürken Kyle ile aralarında bu konu hakkında şakalaşmışlardı. Sirke vardıklarında aradıkları midillileri bulmaları uzun sürmemişti. Alex diğer insanların bu midillileri duyamadıkları için ne kadar şanslı olduklarını düşündü. Aşırı gürültücü bu dört midilli bakıcılarına küfürler ediyor yan kafeslerdeki hayvanlara tehtitler savuruyor bunlardan fırsat buldukça da birbirleriyle kavga ediyorlardı. Alex onlara zırhı sorduğunda cevap vermeyip onları lanetleyen Poseidon hakkında bir süre atıp tutmuşlardı. Alex katanasını çekip ikinci kez zırhı sorduğunda bu sefer cevap vermeye karar verdiler ve zırhın maymunlar tarafından çalındığını söylediler. Dediklerine göre bu maymunlar bir antika hediye dükkanına sahip Hermes melezi bir adam için çalışıyorlardı. Bulmaları gereken yer işte orası, Lucius'un Antika Hediyelik Eşyaları  dükkanıydı.
...
Hediyelik eşya dükkanlarıyla dolu sokağın sonuna vardıklarında aradıkları yeri buldular. Camekanında eski miğferler, bıçaklar, nektar mataraları ve diğer ıvır zıvırları gördüklerinde doğru yerde olduklarını anlamışlardı. İçeriye girdiklerinde kapıya asılmış zil şıngırdadı. Tozlu ve havasız mekanın girişinde duran tezgahın önünde kimse yoktu. Birkaç kez içeri doğru seslendikten sonra arka tarafa doğru yürümeye karar verdiler. Dükkanın sonunda bir kapı vardı. Oraya yaklaştıkça maymun sesi olduğunu tahmin ettikleri garip sesler duymaya başladılar. Alex tam elini kapı koluna atmıştı ki arkalarından gelen enerjik bir sesle irkildiler. " Aaa antika seven genç müşterilere bayılırım.  Hoşgeldiniz canlarım, size nasıl yardımcı olabilirim. Aradığınız özel bir şey var mı?". Karşılarında tıknaz, koca göbekli, gözleri kurnazlıkla ışıldayan garip bir adam vardı. Alex direkt konuya girerek " Aslında evet aradığımız özel bir şey var ve birbirimizin melez olduğunu anlamamış gibi yapmacık bir sohbete zamanımız da yok. Diomedes in iç zırhını arıyoruz. Ve sende olduğunu duyduk. Bizi uğraştırmadan zırhı bize ver. Lütfen!" diyerek sahte bir gülüşle adamın gözlerinin içine baktı. Adam neden bahsedildiğini anlamamış gibi gülümsedi. "Üzgünüm gençler, size yardımcı olamayacağım. Burada zırh satmıyoruz. Başka bir şey..." Alex elini kaldırıp adamın sözünü kesti ve tavana bakarak gözlerini devirdi. Neden bir kere de kolay yolu seçmiyorlardı ki. Alex bunu düşünürken Kyle çoktan atağa geçmiş adamın kolunu arkaya büküp yüzünü duvara yapıştırmıştı. Bu tarz reaksiyonları genelde Alex verdiğinden Alex bir saniyeliğine şaşkınlıkla Kyle baktı daha sonra adama yaklaşıp " Bak, sadece zırhın nerede olduğunu söyle, tamam mı? Canını yakmak istemiyoruz."dedi ve kemerine asılı bıçağını çekip Kyle tarafından duvara yapıştırılmış adamın boğazına dayadı. Koca göbeğinin duvara yapıştırılmasıyla nefes almakta zorlanan adamın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Adam sinirle "Tamam, tamam bakın bir kaç yıl önce işçilerim bana bir zırh getirmişti. İnanılmaz bir parçaydı. Ama elime geçtikten kısa süre sonra benden çalındı." dedi. Alex şaşkınlıkla bir adım geri çekildi " A hadi ama. Çaldığın şey çalındı demek ne ironi ama. Buna inanmamı mı bekliyorsun?"dedi sinirle. Adam "Yemin ederim. Ama kimlerin çaldığını biliyorum size söyleyebilirim." dedi. Kyle adamı duvardan çekip Alex e döndürdü. Adam sıkkınlıkla "Zırhı Cüce Pigmeler çaldı. Hani şu 50 cm boylu, baştan aşağı siyah, tek bacaklı, zıplayan çirkin yaratıklar. Benim maymun işçilerimden sonra adadaki en iyi hırsızlardır. Bildiğim kadarıyla orman kıyısındaki dağ mağaralarında yaşıyorlar. Zırh onlarda olmalı." dedi.
...
Ormanın sonuna geldiklerinde bir açıklıkla karşılaştılar. 10-15 metre ileride dağ yamacı başlıyordu. Hava kararmak üzereydi. Dağ üzerine oyulmuş onlarca mağara girişi vardı. Kyle ve Alex bir süre nereden başlayacaklarını bilemeden öylece mağara girişlerini seyrettiler. Umutsuzca tek tek bütün mağaralara bakmaya karar vermişlerdi ki aradıkları ipucunu gördüler. Girişi oldukça büyük olan bir mağaranın içinden cılız bir ışık sızıyordu. Kyle ile kılıçlarını çekip temkinli adımlarla mağaranın derinliklerine doğru yürümeye başladılar.
Mağaranın dar yolunda yaklaşık on dakika yürüdükten sonra oldukça geniş bir açıklığa vardılar. Ve bir pigme ordusu yerine, karşılaştıkları şey muazzam bir hazine oldu. Yüzlerce değerli eşyanın metalik yüzeyi, duvarlara asılmış meşalelerin ışıkları altında çil çil parlıyordu. Ortalıkta pigme yada başka bir yaratık görünmüyordu ancak bu meşaleleri yakan biri olduğu kesindi. Kyle ve Alex temkinle yığınların arasında dolaşmaya başladılar. On dakika boyunca mağarada dolaşıp zırhı aradılar ancak etraftaki onlarca yığın arasında onu aramak samanlıkta iğne aramak gibiydi.
Sonra onları gördüler. Mağaranın derinliklerinden, karanlıktan gelen gölgeleri. Ancak yaklaştıklarında farkettiler gördüklerinin gölge olmadığını. 30-40 tane siyah pigme tarafından etrafları sessizce sarılmıştı. Sonra Alex onu gördü. Diğerlerinden birkaç santim daha uzundu. Siyah kafasının üzerinde göz alıcı parlaklıkta, beyaz elmaslarla süslü muhteşem bir taç vardı. Ve üzerinde, siyah vücudunu örten zarif bir zırh, aradıkları zırh vardı. Harika. Kral pigme diğerlerinin arasından geçti. Değerli takıların oluşturduğu ufak bir yığının üzerine zorla çıktı ve yığının üzerine yerleştirilmiş şık tahta oturdu.
Bir düzine kadar pigmenin elinde parlak bıçaklar vardı. Diğerlerinin çoğunda da sopalar. Bu küçük Pigme ordusunun ortasında Alex ve Kyle sırt sırta verdiler. Kılıçlarını çekip umutsuzca karşı taraftan gelecek ilk saldırı hamlesini beklediler. Çok kalabalıklardı, ikisinin baş edemeyeceği kadar çok. Sonra ilk grup saldırdı. Alex ve Kyle, birkaç sıkı sopa darbesi alsalarda ilk dalgayı bertaraf ettiler. İkinci akında bıçaklı üç pigme vardı. İlk onları hallettiler ancak pigme ordusu gözlerine gittikçe daha kalabalık görünmeye başlamış, üstelik aldıkları sopa darbeleriyle şimdiden yorulmaya başlamışlardı. Üçüncü akını karşılamaya hazırlanırken Alex mağaranın girişinde onu gördü. Percy dalgakıranını çekmiş şaşkınlıkla ortama bakıyordu. Sonra Leo nun " Parti zamanı."diye bağırışını duydu ve bir kaplanın pigmelerin arasına dalışını gördü. Frank diye düşündü Alex ve sonra diğerlerinin de mağaradan içeri girdiğini, bir an şaşkınlık yaşadıktan sonra saldırıya geçtiklerini gördü. Alex gururla gülümsedi. Geçmişte ki gibi yalnız değildi. Arkadaşları vardı, ailesi. Hissettiği güvenle karşısına çıkan pigmeleri doğramaya başladı.
10 dakika sonra pigmeler oldukça azalmıştı. Percy önündeki yaratıkları biçerek Alex in yanına ulaştı. Ve Alex i şoka sokacak selamı verdi " Merhaba Muhafız Ölüm Perisi". Alex dona kaldı, kılıcını elinden düşürdü. Percy onun bu haline gülümseyerek kılıcı yerden aldı ve " Bize neden söylemedin."dedi. Kılıcı Alex e uzatırken Alex sadece "Na..Nasıl?"diyebilmişti. Percy " Rüyamda Khairon un Olimpos Muhafızı ve Ölüm Kılıcından bahsettiğini gördüm. Bunu çocuklara anlattığımda Annabeth ve Jason senin kim olduğunu hemen anladılar. Senin hakkında bildikleri efsane havalı hikayeleri anlattılar. Leo yu görmeliydin her hikayeni ağzı beş karış açık şekilde dinledi. Sonra anlatılanlara o kadar şaşırmayan Hazel ve Frank in senin hakkında bizden daha çok şey bildiklerini anladık tabi.  Onlara Styx üzerine yemin ettirmişsin ama sırrın açığa çıkınca bildiklerini bize anlattılar. Hazel in seni nasıl tanıdığını, Frank ı nasıl kurtardığını falan. Aslında onlarda hikayeler dışında çok da fazlasını bilmiyorlarmış. Anlamadığım şey bize neden söylemediğin?"dedi.
Alex, Percy nin henüz şu abla- kardeş olayını bilmediğini anladı. Hazel ve Frank yeminlerini tutmuş bu detayı onlara söylememişlerdi. Uzun zamandır hiçbir fani Ölüm Kılıçlı Muhafızın bir Neptün kızı olduğunu bilmiyordu.
Alex soruyu geçiştirmek için ağzını açmıştı ki gözü doğruca Annabeth in göğüsüne uçan bıçağa takıldı. Percy de aynı yöne bakınca Annabeth i uyarmak için korkuyla adını haykırdı. Ama çok geçti. Annabeth, Percy e döndüğünde bıçakla göğüsünün arasında 20 santim kalmıştı. Annabeth in gözleri korkuyla büyürken bıçak beş santim önünde dona kaldı. Herkes endişe dolu şaşkın bakışlarla ne olduğunu anlamaya çalışırken Alex sağ elini öne uzatmış Annabeth in önünde duran bıçağın etrafındaki su buharını dondurup bıçağın durmasını sağlamıştı. Yıllardır geliştirmeye uğraştığı hobisi mağaranın nemli atmosferinin de yardımıyla Annabeth in hayatını kurtarmıştı. Alex i ilk fark eden Annabeth oldu. Şaşkınlıkla ona bakarken Alex sırtında garip bir acı hissetti. Elini aşağı indirmesiyle donmuş bıçakta gürültüyle yere düştü. Sonra Percy Alex e baktı. Şaşkın bakışları Alex in sırtına kayıp korkuya dönüştü. Alex dizlerinin üzerine çökerken, Percy hışımla Alex i sırtından bıçaklayan zırhlı pigmeyi kafasını keserek katletti. Alex, Annabeth i kurtarmak için uçan bıçağa odaklanmışken arkasından yaklaşan Kral Pigmeyi farketmemiş, zehirli hançeri sırtına yemişti. Sonrası Alex için bulanık bir zaman dilimiydi. Hepsi başına toplandığında Hazel, Alex in sırtındaki bıçağı çekti, korkuyla "Zehirli..." diyerek ağlamaya başladı. Piper yaraya bakmak için Alex in üzerindeki ceketi çıkarttı. Ve Alex bilinci kapanmadan önce son olarak Leo nun şaşkın sesini duydu "Hey bu...bu bir üç dişli yaba dövmesi..."

                                 ***
Uzuuun bir bölüm;) bir sonraki bölüm Percy nin olucak :)) vote lamadan geçmeyin :D

Olimpos Muhafızı (PJO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin