Bölüm 7: 3.Argo

1.1K 109 11
                                    

LEO

Leo artık babasını gördüğünde böyle tepkiler vermeyi bırakmalıydı. Yoksa bir sabah uyandığında kendini bir tornavidaya yada İngiliz anahtarına dönüşmüş olarak bulabilirdi.

Leo iskelede durmuş hayranlıkla eserine bakıyordu. Rüyayı göreli tam bir ay olmuştu. Leo her ne kadar yetiştiremeyeceğini düşünse de bir ayın sonunda arkadaşları ve kardeşlerinin yardımıyla 3.Argo yu tamamlamıştı. Tabi süper güçlü,demir ustası, kiklop Tyson un da acayip yardımı olmuştu.

Bu yeni savaş gemisi geçirdikleri son savaşta başına gelmedik şey kalmayan 2.Argo dan daha büyüktü. Leo bu sefer metal ejderhası Festus u geminin içine saklamak yerine Festus un gemiyi koruyacağı şekilde bir düzenleme yapmıştı. Festus un ejderha kafası yine geminin ön tarafında direk başı görevi yapıyordu. Gövdesi ise yine geminin içindeydi ama bronz devasa kanatları dışarıda bırakılmış, geminin gövdesini iki taraftan sarıyordu. Ayak pençeleri ise ihtiyaç anında çıkarılabilecek şekilde gövde içine gizlenmişti. Festus bu haliyle koca bir savaş gemisini sırtlamış götürüyor gibi duruyordu. Leo gemiye dikkatle bakmaya devam etti. Arbaletlerle donatılmış güverte, uçuş kürekleri, yelkenler, savaş topları... her şey sağlam ve çalışır durumdaydı. 3. Argo kesinlikle savaşa daha hazır bir gemi olmuştu."İyi iş çıkartmışsın."dedi arkadan bir ses. Leo zihnindeki düşüncelere öyle dalmıştı ki arkasından gelen sesle yerinden zıpladı."Ayy! Dostum ödümü patlat..."dedi arkasını dönerken ve tekrar "Ayy!"diyerek yerinden zıpladı. "Baba."dedi inanamayarak. Hephaistos gayet ciddi bir şekilde "Babana karşı biraz daha saygılı olmalısın evlat."dedi. Hephaistos tanrılar arasında en çirkin olandı. Leo babasını seviyordu ama annesine daha çok benzediği için kendini şanslı saymıyor da değildi. Hephaistos cevap beklemeden devam etti "Yola çıkmaya hazır mısınız?". Leo "Şey bilmem. Kimler yola çıkacak ki? Bana rüyamda sadece 3.Argo yu yapmamı söyledin. Başka bir şey bilmiyorum."dedi. "Haklısın evlat. Bugün yola çıkmalısınız. Sen ve arkadaşların. Yediler Kehanetindeki melezler, artık yola çıkmalı. Yeni kehanet gerçekleşmeye başladı. Ve yanınıza bir Romalı daha almalısınız. Ancak Yunanlar ve Romalılar eşit sayıda olursa kurulabilir köprü."dedi Hephaistos. Leo telaşla "Hey hey hey. Bekle. Kehanetin ne demek istediği hakkında bir şeyler söyleyemez misin? Şu köprü meselesi de ne? Hem nereye gidicez, görevimiz ne?"diye sordu. Hephaistos çoktan kaybolmaya başlamıştı "İlk göreviniz kuzeydeki Diken Adasına gidip oradaki kuşlardan bir tüy almak. Bu tüy size yardımcı olacak. Kehanet muhafız tarafından çoktan çözüldü Leo. Yolculuğunuzun ne tarafa doğru olacağını ancak o bilebilir. Dikkatli ol evlat. Zor bir görev sizi bekliyor."dedi Hephaistos. Leo ona doğru bir adım attı ve "Bekle.."dedi ancak Hephaistos çoktan gözden kaybolmuştu. Leo gökyüzüne doğru " Sağol baba. Bir dahakine biraz daha detay verirsen sevinirim."diye bağırdı. Tabiî ki cevap gelmedi. Leo çok fazla soru işareti olduğunu düşündü. Her zamanki gibi. Bu muhafız da kimdi ve bir tüy ne işlerine yarayabilirdi? Bir de yanlarına almaları gereken Romalı melez meselesi vardı. Leo olanları Khairon ve arkadaşlarına anlatmak için Büyük eve doğru koşmaya başladı.

....

Bir göreve çıkmanın en zor kısmı sevdiğin kişileri arkanda bırakıp gitmekti. Leo içinde en zor kısım Kalipso ya veda etmek olmuştu. Şu an roma kampında olan Jason ı, Frank ı, Hazel i ve henüz tanımadıkları bir Romalı melezi kamptan almak için yola çıkmadan önce Khairon veda konuşması için Leo ve arkadaşlarını Büyük eve çağırdı. Koç Hedge bu görev boyunca gözetmenleri olmak için gönüllü olmuştu. Leo ve arkadaşları ne kadar buna gerek olmadığını, yeni doğan bebeğinin yanında kalmasının daha iyi olacağını söyleseler de Koç onsuz bir hafta bile hayatta kalamayacaklarını iddia edip kendini bu göreve dahil etmişti.

"Evet. Roma kampına, geleceğinizi ve görev için bir Romalı lejyoner seçeceğinizi haber verdik."dedi Khairon." Yani sizi bekliyorlar. Size vereceğim diğer bir haber de Alex de bu görevde size eşlik edecek."

Leo şaşkınlıkla "Alexander Palman mı?"dedi. Percy de şoka girmiş gibi Khairon a bakıyordu. Ancak Piper ve Annabeth şaşkınlıktan çok dikkatleri çekilmiş gibi bakıyor, Khairon un açıklama yapmasını bekliyorlardı. Alexander, Hermes kulübesindendi. Gelmiş geçmiş en sakar melez unvanına sahipti. Kampta kaldığı sürenin yarısından çoğunu revirde geçiriyordu ve hatta şu anda bir kolu alçıdaydı. "Hayır, hayır."dedi Khairon elini sallayarak "Bir ay önce kampa gelen, şu nehirden çıkan Alex."

Leo "Hee şu su perisinden bahsediyorsun."dedi sırıtarak. Annabeth "Neden?"diye sordu dikkatle Khairon a bakarak. "Çünkü Alex profesyonel bir koruyucu ve Bay D. ile birlikte sizinle gelmesinin uygun olacağını düşündük."dedi Khairon. Bay D. odanın gerisinde bir koltuğa oturmuştu ve adını duyunca elindeki su kadehini kaldırıp zoraki bir şekilde gülümsedi. Koç Hedge " Bu gemide zaten profesyonel bir koruyucu var Bay Khairon. O kıza gerek olduğunu sanmıyorum."dedi kendini beğenmiş bir havayla. "Haklısınız Bay Hedge. Zaten Alex i size yardımcı olarak gönderiyorum."dedi Khairon gülümseyerek. Hedge "Hmm. Evet bir yardımcı iyi olabilir."dedi düşünceli bir şekilde sakalını sıvazlayarak. Annabeth hala şüpheyle bakıyordu. Khairon "Geçen ay onu arenada gördünüz. Ve o gördüğünüz Alex in yeteneklerinin sadece bir kısmıydı. Biliyorum onu tanımıyorsunuz ama eğer bana güvenip inanıyorsanız size Alex e güvenebileceğinizi söylüyorum."dedi. Percy "Elbette sana güveniyoruz Khairon."dedi. Khairon gülümsedi "Bu zamana kadar hepiniz berbat şeyler yaşadınız. Çoğu melezin hayal bile edemeyeceği şeyler. Ama en kötü zamanlarda bile yalnız değildiniz. Birbirinizin yanındaydınız. Zorluklara birlikte göğüs gerdiniz."dedi. Leo , Percy ve Annabeth in el ele tutuşup birbirlerine hüzünlü ama sevgi dolu bir gülümsemeyle baktıklarını gördü. Aylar önce birlikte Tartarus a düşmüşlerdi. Bir melezin hayal edebileceği en berbat yere. Orada yaşadıkları hakkında fazla bir şey anlatmamışlardı ama Tartarus un ikisinde de kalıcı izler bıraktığı belliydi. Khairon devam etti " Alex de geçmişinde en az sizin kadar berbat şeyler yaşadı. O da oldukça zor zamanlar geçirdi. Ama en kötüsü de tüm o zor zamanlarda tek başınaydı." Odada ki herkesin içine bir karabulut çökmüş gibiydi. Leo bir an yaşadığı tüm o zor zamanlarda yalnız olduğunu düşündü. Muhtemelen çoktan ölmüş olurdu. En iyi ihtimalle de kafayı sıyırırdı. "Alex yalnız olmaya alışık. Bu yüzden etrafındakilere pek güvenmez. Ama siz ona güvenebilirsiniz. Ne olursa olsun sizi koruyacaktır. Dediğim gibi o profesyonel bir koruyucu. Bunun için eğitildi."dedi Khairon. Sonra Annabeth e doğru dönüp "Ve bir şey daha. Bir şeyler anlatması için onu zorlamayın. Zamanı geldiğinde, sizi tanıyıp gardını indirdiğinde size merak ettiğiniz her şeyi anlatacağından eminim. Ama bu pek kolay olmayacak."dedi. Birkaç saniye sonra "Pekala. Artık yola çıkabilirsiniz. Bu görevde size iyi şanslar. Dikkatli olun. İşiniz bittiğinde hepinizi tekrar sağ salim karşımda görmek istiyorum."dedi Khairon etraftaki kasvetli havayı dağıtarak gülümsedi. Piper " Alex bizle gelecekse.. O nerde Khairon?"diye sordu merakla. Khairon "Az önce konuştum. Yoldaymış. Siz yola çıkın, o size yetişeceğini söyledi."dedi. Leo "İyi de Khairon denizdeyken bize nasıl yetişecek?"diye sordu. Khairon gülümsedi "Alex yetişeceğini söylediyse emin ol bir yolunu bulur Leo."

***

Tamam yorum yapmayı sevmiyorsunuz. Anladım. Ama en azından beğenemez misiniz? *_*

Olimpos Muhafızı (PJO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin