"Ben kendimi tanıtabilirim,müdür bey.Benim adım Kewin Stone ve aynı zamanda büyücüler arasında Tanrı'nın Savunmacısı olarak da bilinirim.Bu zamana kadar güçlü denilen hiçbir saldırı kalkanımı geçemedi" dedi abartarak.
"Demek yeni öğrenci sensin,öncelikle ben Jade ve akademimize hoşgeldin..." derken Jade,araya girip "Senin sevgine ihtiyacim yok" deyince Jade sinirlendi ama Kewin "Siz ikiniz birleşseniz bile beni yenemezsiniz" dedi."Kesin şu didişmeyi" diyerek araya girdi Steven.
Daha sonra üçüde susunca "Bende ilk önce akademimize hoşgeldin diyerek sözüme başlıyorum,Tanrı'nın Savunmacısı. Akademimize gelerek bizi onurlandırdınız fakat sizden,ilk günden sorun çıkarmamanızı istiyorum" diyerek devam etti.Kewin "Anlaşılmıştır,Müdür Bey" dedi fakat Jack onun ceketinden tutup "Seni bir maça davet ediyorum,Kewin.İkimizi de yenebileceğini söylüyordun,değil mi?" dedi ardından Kewin öldürecekmiş gibi bakıp "Sana demin söylemiştim,ne zaman yenilmek istersen bana söyle diye" dedi ve birbirlerine dik dik baktılar.
Steven durumu kabullenip "Başka çare yok gibi.Jack,Jade ve Kewin,Salon 3'ü kullanabilirsiniz" diyince hepimiz salon 3'e doğru yürümeye başladık.
Salona varınca "Hakemliği ben yapacağım" dedi abim ve onlar da kabul edip yerlerini aldı,bende seyirci koltuklarına gittim.
Yerlerini alınca silahlarını çıkardılar.Jade kunailerinden direk oklarını,Jack ise özel bıçaklarından baltalarını çıkardı.Kewin ise değişim yapmadan kalkanını ve mızrağını çıkardı.
Kewin eliyle gelin işareti yapıp onları kışkırtmaya çalıştı.Jade buna kanmasada Jack direk baltalarıyla saldırıya geçti.Kewin saldırıyı hiçbirşey yokmus gibi engelleyip mızrağının arkasıyla Jack'e vurdu.O sırada Jade,oklarını atmaya başladı ama Kewin bunuda kalkanıyla engelledi umuramaz bir şekilde.
Jack,bir anda Kewin'ın arkasında belirip ona saldırmayı denedi ama Kewin saldırısını mızrağıyla savuşturup mızrağın sivri tarafıyla Jack'in karnını hafifçe kesti.Hatta çizdi diyebilirim.O kadar minik çizmesine rağmen Kewin gülümsüyordu.
Jade,Kewin'in güldüğünü fırsat olarak görünce oklarını attı ama tekrar oklarını kalkanıyla engelledi. Kewin "İşe yaramaz,bu saldırıların hiçbiri işe yaramaz.Eğer bana hasar vermek istiyorsanız,daha güçlü büyüler kullanın...Daha fazla büyü gücü harcayın" dedi.Jack,baltalarını alevlendirip, baltalarını yere sapladı "Toprak büyüsü:Yer Sarsıntısı" deyince toprak ortadan ikiye ayrıldı.
Jade'de "Su büyüsü:Devasa Dalga" deyip bütün alanı su ile kapladı.Jade ve Jack bu saldırıyı bildikleri için saldırıdan Jade rüzgarıyla,Jack ise topraktan sütun yaratarak çıktı.Kewin ise hiçbirşey yapmadı.Jade "Su büyüsü:Sıfır derece" diyip suyu dondurdu,Jack'te "Üstün Ateş Büyüsü:Çift Alev Dalgaları" diyip havayı keserek dalgalarını yolladı.
"Kazandık" dedi Jack ama bir anda buzlardan çatlama sesleri geldi. "Bu...Nasıl..." dedi Jade şaşırmış bir yüzle.Ardından Kewin buzdan çıktı."Saçma büyülü saldırılarınız bittiyse artık saldırmaya başlayayım" dedi ve mızrağının arkasıyla yere vurunca toprak eller çıkıp Jade'i havada,Jack'i de toprak sütunda yakalayıp yere yapıştırdılar ve nasıl olduysa ikiside arka arkaya düştü.
Mızrağı sıkıca tutup "Rüzgar büyüsü:Rüzgar İttirişi" diyip ikiside yavaşça kalkarken mızrağı güçlü bir şekilde fırlattı.Mızrak,ilk Jade'in karnından sonrada Jack'i karnından delip onları birlikte duvara yapıştırdı.Daha sonra ikisi de birlikte kan kustular.
"Güçsüzsünüz...İkinizde çok güçsüzsünüz" dedi ve elini havaya kaldırınca mızrak eline geri döndü sonra da yavaşça onların yanına doğru yürümeye başladı.Jack "Toprak büyüsü:Toprak Eller" dedi ama hiçbir şey olmadi.Jack "Neden...Neden hiçbir şey olmuyor? Daha büyü gücüm bitmiş olamaz" diyerek devam etti.Kewin "Bunun sebebini ben sana açıklayayım.Mızrağımın yan yeteneği.Rakibime büyük veya küçük bir hasar verdiğimde onun büyü gücünü yavaşça kendine emmeye başlar ve o gücü benim büyü gücüme ekler.Kalkanım ise yapılan saldırıları engellemekle kalmaz,saldırılarınızda ki büyü gücünü anında emer"
"Yani sen başından beri hem emiyordun hemde çalıyor muydun?" dedim seyirci koltuklarından "Doğru bildin,Kopyacı Silahşör.Çaldığım veya emdiğim büyü enerjisiyle de ister saldırı da ister savunmada istersem de kendimi iyileştirmede kullanabilirim" "Demek bu yüzden o buz kütlesinden ve Jack'in alev dalgarindan yara almamış gibi gözüktün" "Evet,bu yüzden bana bu lakap verildi.Tanrı'nın Savunmacısı..." diyip sertçe mızrağının arkasıyla Jack'in karnına vurdu sonrada Jack yine kan kustu.
"Bu kadar yeter,Kewin" dedi Tommy abim ama onu dinlemeyip ikisine de mızrağının arkasıyla vurmaya başladı.Bilinçlerini kaybetmeden önce son bir kere daha kan kustular ve mızrağın sivri tarafını Jack'in kalbine doğrulttu.
Kesinlikle durum iyi değildi ve Jack'i öldürmeye çalışıyordu.Buna izin veremezdim...
Bende sinirlenip mızrağı kalbine saplıyacakken,mızrağı tutup "Bu kadar yeter,Kewin" dedim o da bana sinirli bir şekilde bakıp "Ne var,Kopyacı Silahşör,bu savaşı onlar başlattı bende şimdi bitiriyorum" "Bu savaş çoktan bitti.Bu savaş sen ikisini de mızrağını karınlarını deşip duvara yapıştırdığın andan itibaren bitmişti" "Çekil önümden,yoksa..." "Yoksa ne? Beni de böyle mi ezersin?" deyince kahkalar atmaya başladı ve "Seni acımadan direk öldürürüm" dedi büyük bir öldürme arzusuyla.
"Kewin ve Edward hemen birbirinizden ayrılın" dedi arkadan abim ama onu duymazdan geldi ve ona mızrağını geçirecek iken son anda kaçtı abim.Fakat yanağını çizdirmişti.Sinirli bir ifadeyle "Ondan özür dile,Kewin.Hemen ondan özür dile" dedim "Dilemezsem ne olur,Kopyacı Silahşör" diye yanıtladı "Yoksa seni hem arkadaşlarım hemde abim için seni onların yanında gebertirim" dedim kolyemi katanama dönüştürüp onun boynuna katanamı dayadıktan sonra "Demek beni yenebileceğini söylüyorsun" "Duymadın galiba,eğer ki sevdiklerime zarar verirsen seni yenmekle kalmam...Öldürürüm" "Bu konuşmaların boşuna,bana zarar veremezsin" "Madem yanıldığımı iddia ediyorsun,gel o zaman,sana boş mu konusuyormuşum gösteriyim,Tanrı'nın Savunmacısı" "Bana uyar,Kopyacı Silahşör" dedi ardından ikimizde yerlerimizi aldık.
"Ben bu ikisini revire bırakana kadar bekleyin" dedi Tommy abim o sırada başka bir ses "Gerek yok,onların maçının hakemliğini ben yapacağım" dedi.
Bu ses Steven'in sesiydi.
"O zaman burayı size bırakıyorum,hocam" dedi ve Jade ile Jack'i sırtlarına alıp salondan çıktı bizde silahlarımızı çıkardık.
Ardından Steven "Savaş başlasın" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Kılıcı(Taslak)
FantasyHerkesin bildiği bir tarihi efsane bu kitapta geri dönüyor. Yıkılmış olan bir krallık ve onun efsanevi kralı bu kitapta yeniden karşınızda. İnsanlar tarih kendini tekrar etmez dese bile bu hikayede gerçek tarih kurgulanmış bir şekilde yenid...