Katanam elimde belirince "Rüzgar Büyüsü:Rüzgarın Adımları" diyip ilk olarak hızımı arttırdım sonrada;
"Kılıç,Benim Ruhumdur.
Derim İse Kılıcımın Kını" diyip birkaç tane kılıç oluşturup ona doğru fırlattım. Morgarath birşey yokmuş gibi "Patla" dedi ve kılıçlarımın hepsini bir saniyede havaya uçurdu.Patlamanın etkisiyle çıkan dumanı kullanıp içinden geçtim ve ona doğru hamle yaptım. Morgarath saldırımı kılıcıyla durdurdu ve "Gücün bu kadarcık mıydı Arthur'un soyundan gelen?" "Ne?..." "Arthur bile senden daha çok heyecanlandırıyordu beni" diyip beni geriye doğru itti sonra "Gerçek güç neymiş gör bakalım" dedi ve kara aurasını etrafa yaymaya başladı.
Korkunç...Aurası çok korkutucu...Ama pes edecek değilim. Katanamı yere sapladım ve
""Bedenim Işığın Kılıcını Mühürledi.
Ey,Işığın Kılıcı,Duy Sesimi
Benim Yanımda Ol Ki,Bütün Savaşları Kazanalım
Bana Destek Ol Ki,Senin Işığını.
Herkese Gösterelim
Işığınla Bütün Karanlığı Yok Et
Düşmanlarımı Kutsal Işığınla Öldür
Ve Bana Zaferi Göster...
Ortaya Çık: EXCALİBUR!!!" dedim bağırarak. Excalibur'u elime alınca "Demek sonunda ciddileştin, Arthur'un soyundan gelen" "Daha değil Morgarath" diyip nefes alıp verdim ve
""Kılıç,Benim Ruhumdur
Derim İse Kılıcımın Kını
Ve Binlerce Kılıçta Bu Kının İçinde
Bu kılıçların Hepsi Duygularımdan Birini Temsil Eder
Korku,Sevgi,Üzüntü ve Sevinç gibi...
Emrediyorum Size Kındaki Kılıçlar
Size O Kından Çıkıp Bana Kendinizi Göstermenizi Emrediyorum
Göster Kendini, Kral'ın Ebedi Kılıç Krallığı" dedim.Her yere kılıçlar yağmaya başladı.Birkaç tanesi Morgarath'a doğru düşerken onlardan kolayca sıyrıldı.
Morgarath "Evet,bunu gördüğümü hatırlıyorum.Son seferde hiç bir işe yaramamıştı" dedi fakat onu duymazlıktan gelip pozisyonumu aldım. Morgarath elindeki kılıcı kara alevleriyle kaplayıp "Karanlık Büyü:Gölge El" dedi ve karanlıktan devasa bir el çıkıp beni yakalamaya çalıştı ancak onu kesip Morgarath'a doğru atıldım. Tam kesecekken kara kılıcıyla saldırımı durdurdu ve "Gölge Eller" dedi ve eller beni yakaladı.4 tane gölge el beni kollarımdan ve bacaklarımdan sıkıca tuttu ardından sıkmaya başladılar.
Morgarath "Demek tüm gücünle bile bu kadar zayıfsın,Arthur'un soyundan gelen" dedi ve eller daha da sıkı tutmaya tutmaya başladı "Emin ol ki Arthur'u bu kadar kolay yakalamış olsaydım şu anda dünya benim hükümdarlığım altındaydı" dedi ve kahkalar atmaya başladı "Öyle olsaydı bile insanlık seni yenmenin bir yolunu bulup seni tahtından indirirdi" diyince gölgeden bir kırbaç çıktı ve boğazımı dolayıp boğazımı sıkmaya başladı.
Bilincimi kaybetmek üzereyken Morgarth "Bu kadarı yeterli,yılan" dedi ve gölge gevşemeye başladı.Bir ses tıslayarak "Onu bir önce öldürmemiz gerekmiyor muydu,efendim?" dedi boğazımı sıkan ipin başı yılan kafasına dönüşüp "Daha değil.Onu hala kullanabileceğimi düşünüyorum" dedi Morgarath ve gidip tahtına oturdu.Tahtına oturunca "Yılan..." dedi "Onu öldürmeden büyü gücünü em,böylece gücü tükenecek ve zırhı kaybolacaktır" diye devam etti.Yılan "Peki,efendi Morgarath" dedi tıslayarak ardından yılan büyüyüp bedenimi yavaşça sardı ve dişlerini boynuma geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Kılıcı(Taslak)
FantasíaHerkesin bildiği bir tarihi efsane bu kitapta geri dönüyor. Yıkılmış olan bir krallık ve onun efsanevi kralı bu kitapta yeniden karşınızda. İnsanlar tarih kendini tekrar etmez dese bile bu hikayede gerçek tarih kurgulanmış bir şekilde yenid...