Kral'ın Kılıcı(Taslak)

Bölüm 24

Abim arabadan iner inmez "Biz geldik ve size süper bir haber getirdik" dedi ardından yanımıza gelince devam etti "Çocuklar,yarından itibaren saldırı sırası bizde" dedi sonra ben "Yoksa siz..." derken Kewin araya girip "Evet,sonunda Morgarath'ın sarayını bulduk..." dedi.

O anda Sophia ile ben bir anda ayağa kalkıp "Siz emin misiniz?" dedik aynı anda ardından abim "Bir krallık bulduk diyelim sonrada içini ve dışını birkaç defa turladık sonrada geri geldik" dedi sonra Kewin "Hem ayrıca bu boyutta bi biz bir de onlar var.Kalenin Morgarath'dan başka birine ait olduğunu düşünmüyorsunuz,değil mi? O kadar da geri zekalı değilsiniz,değil mi?" dedi bize yukarıdan bakarmışçasına. Sophia bir anda ciddileşip "Nasıl bir kaleydi?" diye sordu,abim "Bende tam onu çizecektim" dedi ve eline bir dal parçası alıp çizmeye başladı.

Abim "Kalenin duvarları 2 katmanlıydı.İki katmanda da 4 tane çaprazlar da ve 2 şer tane de önde ve arkada olmak üzere toplam 16 tane gözetme kulesi bulunmakta.Sonra da şehir kısmına giriyorsun ve hiç şaşırmayacaksınız çünkü şehir de tek bir canlı yoktu" "Peki ya sarayın şekli?" dedi Sophia şaşkın bir şekilde ardından abim devam etti "Eski zamanlara ait yıkık dökük bir kaleydi.Neden sordun ki?" "Morgarath sanırım Britanya kalesini bu boyuta getirmiş" dedi.Abim "Kral Arthur'un kalesini mi?" diye sordu ve Sophia başıyla sorusunu onaylayıp "Ve ben burada olduğum için saraya giren gizli geçitlerden geçip kolayca girebiliriz" dedi "O zaman yarın orayı basıp süpriz bir saldırı yapalım?" dedi abim sonra hepimizde "Peki" dedik ardından hepimiz fikirlerimizi söyleyerek bir plan yaparken yemek yedik.Yemekte abim "Jack ve Jade nasıl oldular?" diye sordu ardından arkamdan bir ses "Biz gayet iyiyiz,Tommy abi" dedi.Arkama bakınca Jade ve Jack'in birbirine dayanarak yanımıza geldiklerini gördüm.Hemen kalkıp bende onlara destek olmak için yanlarına gittim ve "Jack,dostlarının tarafına tekrardan hoşgeldin" dedim o da gülümseyip "Hoşbuldum Ed" dedi sonra da birlikte yemek yemek için oturduk.

Yemekten sonra konuştuklarımızı Jade ve Jack'e de anlattık.Onlarda benim ve Sophia'nın verdiği tepkiyi verdiler. Jack "Yarın gidip onlara günlerini gösterelim" dedi "Evet,yarın gidip onları bi güzel benzetelim" dedim bende ve devam ettim "Onlara insanlığın ne kadar güçlü olabileceğini gösterelim, millet" dedim sonra herkes bana birkaç saniye baktılar ardından abim "Kralımızdan emir geldi.Artık kaybetmek diye bir seçeneğimiz yok,anlaşıldı mı?" dedi ve Kewin hariç hepsi "Anlaşılmıştır kralım" dediler ardından da Kewin hariç hepimiz gülmeye başladık.

Yemeğimizi yiyip etrafı topladıktan sonra abim "Planlarımızı yapıp yemeğimizi yediğimize göre Jade ve Jack ikinizde gidip uyuyun bakalım. Kewin,Sophia,Ed ve ben de nöbetleri paylaşacağız" dedi.Jack "Bizde nöbet tutabiliriz" dedi ardından abim "Hayır,ikiniz de yarınkı savaşlarımız için bu gece iyice dinlenin" dedi "Peki o zaman,size iyi nöbetler" dedi Jack ve çadırına gitti sonra bizde ilk nöbeti Sophia ile ben aldım ikincisinde abim ile Kewin.

Ve böylece saldırı yapacağımız gün geldi........ Abim "Hazırlandıysanız gidelim artık" dedi "Herşey tamam" dedi Sophia ve kaleye doğru yola çıkmaya başladık.

Kaleye ulaşınca hepimiz arabadan indik ardından zırhlarımızla silahlarımızı çıkarıp yavaşça şehrin içine doğru yürümeye başladık.Sakin bir şekilde kalenin kapısına varınca Sophia bize kapıyı açıp "Buradan sonra direk taht odasına gideceğiz.Büyük bir ihtimalle hepsi oradadır" dedi,hepimizde başımızla onayladık ve yola koyulduk.Taht odasına varınca kapının önünde durduk ve abim eliyle işaret verince kapıyı kırdık.

Hepimiz odanın içinde bir taht beklerken odanın içinde devasa bir boşlukta aşağıya doğru upuzun giden bir merdiven bulduk. Abim "Anlaşılan baya yaklaştık" diyip merdivenlerden inmeye başladı ardından bizde onu takip ettik. Bir süre sonra merdivenler bizi koca bir arenaya götürdü.Arenaya girdiğimizde önümüzde başka bir boyut kapısı belirdi ve içinden biri çıktı.