"Ed,hadi uyanma vakti...Ed..." diyordu biri beni yatağımda sallarken. Herhalde Jenny dir diye düşünüp "Beni bi 5 dakika sonra kaldırırsın, Jenny.Bırak da biraz daha uyuyayım" Ardından yanımdaki kişi yüzümü yastığa gömmeye başladı.Bir süre sonra nefessiz kalınca gözlerimi açıp yüzümü yastıktan ayırdım.Sonra da karşımda Sophia'yı gördüm.
Sophia'ya "Saat kaç?" diye sordum. Sophia "Saat 7:30" dedi "Daha 7:30 mu? Bırak da biraz daha uyuyayım 1 saat daha falan" "Sen bilirsin ama söyleyeyim de arkadaşların ve abin geldi ve aşağıda seni bekliyorlar göreve gitmek için" "Ne? Onlar burada mı şu anda?" "Evet,onlar geldiği için Jenny benden seni uyandırmamı istedi" dedi o sırada ben yatakdan kalkmaya çalışırken. "Seni gördüler mi?" "Evet ama daha konuşma fırsatı bulamadım" Dolabımdan birkaç kıyafet çıkarıp "Sophia,durumu anlattığın için sağol şimdi izin verirsen üstümü değiştireceğim" dedim o da odadan çıkarken "ben çıktım" diyerek çıktı.
Bende hemencecik üstüme bir pantolon,bir T-shirt ve önünü iliklemeden giydiğim bir gömleği giyip onların yanına gittim.Kewin hariç diğerleri şaşırmış bir şekilde bana bakıyorlardı.
İlk tepkiyi veren Jack oldu.Jack bir anda koltuktan kalkıp beni kolumdan sürükleyerek başka bir yere götürdü. Bir odada ikimiz yalnız kalınca elini omzuma koyup "Knk,demek eve böyle müthiş vücudu olan bir kız attın ve bana haber vermedin" "Hey yalnış anladın knk ben eve kız falan atmadım" teknik olarak ben eve kız atmadım,kendisi benim yanımda belirdi.
Jack "Ama buradan öyle gözükmüyor" dedi,bende "Durumu bende biliyorum ama sandığın gibi değil" dedikten sonra Jade kapıyı açtı "Ne oldu,Jack? Ed sonunda kendine bir kız bulmuş mu?" dedi "Bence evet ve şanslı kız da içerideki kız bence" "Bence de" dedi Jade ve gülmeye başladılar.
"Siz istediğiniz gibi düşünün ve gülün, ben içeriye dönüyorum" dedim ve kapıdan çıktım.Ardından onlarda peşimden geldiler ve hep birlikte içeriye geçtik.
Hepimiz koltuklara oturunca ben kalkıp "Ben Jenny'e masayı hazırlamasına yardım edeyim,sizde onun hikayesini dinleyin" dedim ve mutfağa Jenny'nin yanına gittim.
Biz masayı hazırlarken hepsi hikayeyi büyük bir heyecanla dinliyordu.O kadar heyecanlı bir şekilde dinliyorlardı ki bir ara Jack yerinden fırlayıp "Evet beee" diye bağırdı.
Hikayenin sonunda abim ve Kewin hiçbir belirti göstermiyorlardı, hiçbirşey olmamış gibi bakıyorlardı. Jade baya duygulanmıştı.Bende onları masaya çağırmak için yanlarına gittiğimde Jack "Ve Arthur savaşı kazanır" dedi bağırarak ardından Kewin hariç hepimiz güldük.
Daha sonra elimi Jack'in omzuna koyup "Knk yaptın gene yapacağını" dedim "Sanırım öyle.Başkaları ne kadar üzülürse üzülsün ben yanlarında olduğum zaman kahkahayı basıp onları normal hallerine getirmek benim görevim" dedi Jade bakıp gülümseyerek ardından hep birlikte kahvaltımızı yemek için masaya geçtik.Yemeğimizi yerken daha önceden yaptığımız planı Sophia'ya da anlattık o da bize birkaç fikir verdi ve planımız hazırdı.
Yemekten sonra bu sefer de abim beni odama sürükledi.İçeri girince "Demek benim küçük kardeşim büyümüşte kız arkadaşını eve atmış" dedi "Abi sende başlama bu konuya" "Niye? Hazır konu bulmuştum abi-kardeş arasında konuşacak" "Abiii" "Tamam tamam bahsetmiyorum artık bu konudan ama bir şeyi sorduktan sonra" "Nedir?" "Ona karşı ne hissediyorsun?" "Neden bilmek istiyorsun?" "Abin olarak bilmem gerek de ondan" "Yalnızca hayran kalınacak biri olarak görüyorum o kadar" dedim ardından "Beni buraya sadece bunları sormak için getirmedin,değil mi?" diye sorunca "Ed,o kızı yanına almak istediğine emin misin?" diye sordu "Neden sordun ki?" "Yani o kız sonuçta büyük savaşların olduğu zamandan gelmiş biri.Tekrardan savaşmaya hazır mı? Tekrardan ölümle yüz yüze gelmeye hazır mı?" dedi.
Haklıydı.söylediklerinin hepsi doğruydu.Yani savaşların olduğu zamandan gelen birisinin isterse şimdi hayatını güzel,rahat ve ölüm korkusuyla yüzleşmesine gerek olmadan yaşamak istemesi hiçte garip gelmezdi.Tekrardan savaşa gidip ölüm korkusunu hissetmek...
Abime bakıp "Ona soracağım eğer katılmak istemezse ondan çekilmesini söyleyeceğim" "Peki,bu işi sana bırakıyorum...Aklıma gelmişken daha onun nasıl savaştığını bilmiyoruz" "Ben onu hallettim" "Ooo peki nasıl" "Her şekilde hepimizden de hızlı hatta senden bile" "Peki ya gücü?" "O da yaklaşık Jack'in gücü kadardır, savunmayı da zırhıyla hallediyor" "Baya güçlü gözüküyor" "Evet,konu savaş olunca hem güçlü hemde ciddi" "Demek öyle" dedi abim koluma vurarak "Tamamdır,benden izin aldın kardeşim" dedi "Ne izni?" "Kız arkadaş izni tabiki de" dedi ve gülerek kapının yanına gitti "O zaman sana güveniyoruz,kralım" diyip kapıdan çıktı.
İçeri geçtiğimizde Jade "Abi-kardeş ne konuşuyorsunuz deminden beri?" dedi bende "Önemli birşey değil" dedim ve Sophia'yı odama götürdüm. Yalnız kalınca "Sophia,sana bir şey söylemem gerek" deyince yanaklarının kızardığını gördüm ve benimkiler de kızardı çünkü bu durum filmlerdeki erkek karakterin kıza "Seni seviyorum" dediği anlara benziyordu.
Sophia "Ne söyleyecektin bana?" dedi sonra bende kendimi toparlayıp "Ben...şey...Cidden bu savaşa katılmak istediğine emin misin yani sen savaşların yapıldığı bir zamandan geldin ve şimdi istersen savaşmayıp burada güvende olabilirsin.Tekrardan ölüm korkusuyla yüzleşmene gerek yok" diyince bana tokat attı ve başını eğip "Ben...Dediğini gibi korkuyorum...Çok korkuyorum Morgarath'ın gücünden ama savaşmam gerek,önceki savaşta ölen arkadaşlarım için...Abim Arthur için. Ben onların hatrına savaşacağım" dedi sonra ona sıkıca sarılıp "Kusura bakma...Sana bu kadar saçma bir şey sorduğum için ama bir şeyden emin olmam gerekiyordu" dedim "Artık sorunun cevabını aldığına göre geri dönelim mi?" "Dönelim,Sophia" dedim ve beraber salona gittik.
İçeriye gecince Jade ve Jack,Sophia'ya ne konuştuğumuzu zorla öğrenmeye çalışmaya başladılar,o sırada abimde bana Sophia'nın ne dediğini öğrenmek için yanıma geldi.Abime "O bizimle birlikte gelecek" dedim "O zaman yemeklerimizi aldıktan sonra size bir-iki şey söyledikten sonra çıkabiliriz" dedi.
Jenny'e sorduğumda bize 4 gün yetecek kadar yemek hazırladığını söyledi sonra hepimiz içeriye geçip ne söyleyeceğini öğrenmek için koltuklara oturduk.
Abim cebinden küçük bir kristal çıkardı ve "Çocuklar,öncelikle söylemeliyim ki bu görevi başarıyla tamamlamamız için büyücüler konseyi ve devlet bir arada büyük bir karar aldılar" dedi ve siyah kristali bize gösterdi "Bu silahları kullanmamız gerektiğine karar verdiler.Bu görevin dereceside S seviye olduğu için bize son umut olarak bunları verdiler" "Peki bunlar ne işe yarıyor?" dedi Jack "Bende tam onu açıklayacaktım.Bu kristalleri göğüsünüze koyduğunuz anda zırha dönüşecek ama ilk önce kristalin adını söylemeniz gerek yoksa icindeki büyü aktifleşmeyecektir" "Mesela benimkinin adı 'Gölgenin Zırhı'" dedi ve kristali parlamaya başladı. "Eğer kristali göğsüme koyarsam zırhım belirecektir" dedi ve "Emir iptal" diyip kristali durdurdu. "Ayrıca size fazladan hız,çeviklik ve güçde vericektir" dedi ve hemize kristallerimizi verdi.Jade'in ki maviydi,Jack'in kırmızı,Kewin'ın kahverengi ve benimki de altın idi. Abim "Ayrıca önlem olsun diye kristaller sadece sizin sesinizle aktifleşebilir böylece Morgarath kristali alsa bile onları kullanamaz. Başka sorusu olan var mı?" dedi Jade "Peki ya bizimkinlerin aktifleşmesi için ne söyleyeceğiz?" "Doğru, sizinkileri söylemeyi unutmuşum. İlk önce,Jade sen aktifleştirmek için 'Kartal Zırhı' diyeceksin,Kewin sen 'Zehir Zırhı' diyeceksin,Jack sende 'Boğanın Zırhı' diyeceksin ve son olarak Ed sende 'Kral'ın Zırhı' diyeceksin ardından kristalleriniz aktifleşecek.Başka soru?" "Yok" "O zaman eşyaları görev arabasına koymaya başlayalım" dedi.
Eşyaları arabaya koyalım tamam ama bu karşımdaki araca kesinlikle araba denilemezdi,neden mi? Çünkü şu anda yaklaşık 2 tane jeepin büyüklüğü kadar bir araç karşımda duruyorda ondan...
Sophia "Demek böyle çeşit arabalarda oluyormuş" dedi.Sophia'ya dönüp "Bu bir araba değil kesinlikle bir canavar dedim ama kimse beni takmayıp yemekleri araca yerleştirmeye başladılar.Araca bindigimizde "Hadi bakalım görev başlasın" dedi abim ve gaza tüm gücüyle bastı ardından yolculuğumuz başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Kılıcı(Taslak)
FantasiHerkesin bildiği bir tarihi efsane bu kitapta geri dönüyor. Yıkılmış olan bir krallık ve onun efsanevi kralı bu kitapta yeniden karşınızda. İnsanlar tarih kendini tekrar etmez dese bile bu hikayede gerçek tarih kurgulanmış bir şekilde yenid...