Biri beni uyuduğum koltukta sallamaya başladı."Hadi,Ed,kalkma vakti" diyordu beni sallarken "Biraz daha uyumak istiyorum,bırak beni Sophia" dedim "Demek Sophia'yı düşünüyordun,Edward,hatta belki de siz..." dedi ve kıs kıs gülmeye başladı beni uyandırmaya çalışan kişi.
Bir anda gözlerimi açıp "Y-Yok öyle birşey,hem nereden çıktı ki o fikir, ben Sophiayla sıradan normal arkadaşlarız ne daha azı ne de daha fazlası" "Bakıyorum da uyandın sonunda,öyleyse yola çıkabiliriz" dedi Jade.
Jade'e "Harbiden bak ben ve Sophia sıradan arkadaşlarız.Seninle ben nasılsam onunla da öyle" dedim ama Jade bana inanmıyormuş gibi "Kesin öyledir.Gerçekten sizi görünce sevgili olmadığınızı söyleyebilecek kimse yoktur.Özellikle senin onu sevdiğini söyleyecek bir çok kişi tanıyorum" "Demek öyle..." "Evet öyle" "Ama ben hala sana Sophia ile sadece arkadaş olduğumuzu söylemeye devam edeceğimi biliyorsun,değil mi?" "Evet ama anladığıma göre ona aşık olduğunu inkar etmiyorsun" "Onu da inkar ediyorum" dedim ve birlikte diğerlerinin yanına gittik.
Abim "Herkes toplandığına göre bugünkü planı açıklıyorum.İlk olarak Jack'i aramak,Morgarath'ın saklandığı yeri bulmak, Morgarath'ın generallerinden bir kaçını öldürmek ve son olarakta günü kimse kaçırılmadan ya da öldürülmeden bitirmek.Anlaşıldı mı?" "Evet" dedik aynı anda "O zaman binin arabaya" dedi.
Yolda birkaç zombi dışında başka bir şey görmedik.Daha sonra öğle yemeğini yemek için durmaya karar verdiğimizde bir şey aracın birkaç metre ilerisinde belirdi.Hayır,bu bir şey değil birkaç şey önümüzde belirdi.
İçlerinden biri "Benim adım Orac" dedi başka biri "Benim adımda Rust " ve sonuncu da "Benim ki ise Vime" dedi ardından hepsi eğilip "Ve de..." derken birşey gökten indi.
Dumanlar dağılınca "Hey,beni özlediniz mi eski dostlarım?" dedi bir ses. Bu ses,Jack'ti.
Zırhı ve kendisi de simsiyahtı ve gözleride kızıl idi.O artık tanıdığım Jack'e benzemiyordu.Hemde hiç benzemiyordu.
Jack dışındaki diğer 3 kişi bize doğru atağa geçti.Ben farkına bile varmadan Sophia önüme geçip kılıcıyla Vime'ın saldırısını engelledi. Ardından bakınca Jade'i de Kewin korumuştu kalkanıyla.Jade "Teşekkürler,Kewin" dedi,Kewin "Sizinle anlaşamıyor olabilirim ama bu görevde sizin ölmenize izin verecek kadar da kendini beğenmiş değilim" dedi ve Vime'ı kalkanıyla geri itti.
Jade,Kewin'a bakıyordu.Kewin "Ne var? Ne bakıp duruyorsun?" dedi "Hiiç ama değişmişsin" dedi Jade. Kewin "Sakın bana bir daha o kelimeyi söyleme yoksa müttefik falan dinlemeyip seni gebertirim" dedi ciddi bir şekilde.
Jack gülmeye başladı "Gerçekten mi?" diye sordu "Eğer yaparsan bana büyük bir iyilik yapmış olursun" dedi. Kewin "Kes sesini" "Nedenmiş?" "Çünkü ben emrediyorum da ondan" dedi ve mızrağını Jack'e doğru fırlattı.
Jack mızraktan kaçtı ve "Bunu daha önceden görmüştüm Kewin,eğer yeni numaraların varsa onlardan birini kullanmanı öneririm" dedi ama Kewin sırıtıp "Bu zaten yeni numaralarımdan biri" dedi ardından mızrak aynı doğrultu ve yönde dönmeye başladı.Jack yine mızraktan kaçtı fakat kendisine doğru gelen Kewin'ı farketmedi.
Kewin mızrağını kendine doğru gelirken havada yakalayıp Jack'e doğru yeniden fırlattı.Jack "Iska olacak" "Hayır,tam hedefi vuracak" dedi Kewin'da.Mızrak Jack'e değil de Jack'in önündeki toprağa saplandı ve toprakta büyük bir çukur oluştu.
Jack çukurun içine düştü ardından Kewin "Jade,kapat şu çukurun üstünü" dedi "Tamam" dedi ve bir su büyüsüyle Jack'in olduğu çukurun üstünü kapadı.
Jack "Hey siz üçünüz,vakit geldi" diye bağırdı sonra üçüde silahlarını çıkardılar. Rust'ın ki bir hançer, Orac'nın ki orak ve Vime'ın ki de kılıç ve kalkandı.
Vime "Şimdi şöyle birşey yapacağız.Her birimiz eşleşip savaşacağız ve yanınızdaki kimse buna karışmayacak,anlaşıldı mı?" dedi.
Bekle bir dakika kötü adamlar bizimle adil bir şekilde mi savaşmak istiyor? Neyse,adil bir şekilde savaşmak istiyorlarsa onları reddetmek olmaz,değil mi?
"Kabul ediyoruz" diye bağırdım. Ardından eşleşmeler yapıldı.İlk abim ile Rust sonra Kewin ile Vime ve son olarakta Sophia ile Orac savaşacaktı.
Abim öne çıktı ve "Gölgenin Zırhı" diyip kristali göğüsüne dayadı.Zırhı belirince "Başlayalım Rust" dedi.
Rust hiçbirşey demeden saldırıya geçti.Abim onun saldırısını kısa kılıçlarıyla durdurdu ve karnına tekme attı.Rust tekmenin etkisiyle geriye doğru giderken abim zırhın yeteneğiyle Rust'un arkasına ışınlanıp kısa kılıçlarından biriyle onun karnında bir delik açtı.Diğerini elinde çevirip boğazını kesmeye çalıştı ama Rust bir anda gözden kayboldu.
Sonra abimin üzerinde belirip hançerini ona saplamaya çalıştı fakat abim onun saldırısından kaçtı.Rust soluklanarak yerden kalktı fakat abim hiçbirşey yapmadan duruyordu.
Abim "Bu savaş artık bitti.İkili Kısa Kılıç Tekniği:Ardışık Rüzgar Kesikleri" diyip onu ardı ardına kısa kılıçlarıyla kesmeye başladı.İlk önce sağdan sola ardından çaprazlardan sonra soldan sağa,yukardan aşağı yaparak kombolu bir şekilde onu yavaş yavaş kesmeye başladı.Büyünün sonlarına doğru abim "Rüzgar Büyüsü: İkili Gölge Kesişi" dedi ve ona çaprazlardan kılıçlarını karnına sapladı.Rust kan kustu ve "Güçlüymüşsün ama iyilerin kazandığı zaman artık bitti.Hepiniz öleceksiniz Morgarath tarafından. Bu dünyanın Şeytanın kontrolüne geçme zamanı geldi" dedi ve gozlerini yumdu,abim "İzin vermeyeceğiz çünkü biz insanları korumak için seçildik ve ne olursa olsun canımız pahasına insanları koruyacağız Rust" dedi ardından Rust'un bedeni yok oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Kılıcı(Taslak)
FantasyHerkesin bildiği bir tarihi efsane bu kitapta geri dönüyor. Yıkılmış olan bir krallık ve onun efsanevi kralı bu kitapta yeniden karşınızda. İnsanlar tarih kendini tekrar etmez dese bile bu hikayede gerçek tarih kurgulanmış bir şekilde yenid...